Seyid Rıza’nın 30 Temmuz 1937 tarihinde İngiltere’ye yazdığı mektup ortaya çıktı

Şu ana kadar biz Seyid Rıza’nın 30 Temmuz 1937 tarihinde İngiltere’ye yazdığı mektubu biliyorduk. Oysa Seyid Rıza’nın aynı tarihte yazdığı mektubun bir nüshası da dönemin Fransa İstanbul Büyükelçiliği’ne gönderilmiş. Bu mektup Fransa’nın Nantes kütüphanesinde. Mektuba ulaştım ve Osmanlıcadan Türkçeye çevirdim. Nüshadaki tarih 2 Ekim 1937 yılını gösteriyor.
 Tarih: 27-02-2020 21:20:56   Güncelleme: 27-02-2020 21:35:56
  Seyid Rıza’nın 30 Temmuz 1937 tarihinde İngiltere’ye yazdığı mektup ortaya çıktı

 

Kürtlerin ulusal mücadelesi Osmanlının dağılış sürecinden bugüne devam ediyor. İttihat Terakki ile başlayan, Kemalizim ile kuruluşunu inşa eden, Türk homojen ulus-devletinin kuruluş aşamasında, katliamlardan geçirilen Kürt halkı, sözde aydınlanmacı Kemalistler tarafından da “cahil, dağlı” olarak sürekli şekilde aşağılanmış ve asimilasyon politikalarına maruz bırakılmıştır. Katliam ve asimilasyon politikaları da o günden bugüne aralıksız devam etmektedir.

Dönemin önemli Kürt liderleri olan Seyîd Rıza’nın Kürt – Kızılbaş, Şêx Seîd’in ise Kürt-Sünni oluşu, Kürt halkının varlığını inkar eden Türk devleti tarafından Alevi–Sünni çatışması ekseninde tutularak, Kürt ulusal mücadelesi içerisinde çatışma yaratılmak istenmiştir.

Peki gerçek bu muydu? Kürtler “cahil, okumayan” bir halk mıydı, yoksa bu argüman “asimilasyonu” meşrulaştırmak için kullanılan bir propagandanın kelimeleri miydi? Kürt halkı söylendiği gibi “ulusal” eksenli bir mücadele vermemiş miydi? Yoksa Alevi-Sunni olmak “Kürt” olmanın önüne geçen aidiyet miydi?

Seyîd Rıza’nın 1920, 1937 yıllarında Sevr Heyetine, 1937 yılında dönemin İngiliz ve Fransız hükümetlerine yazdığı mektuplar üzerine, araştırmacı-yazar ve akademisyen Sedat Ulugan’a ile konuştuk. Ulugana mektupların önemli tarihi belgeler olduğunu belirterek, Seyîd Rıza’nın sadece bir inanç önderi olarak ele alınamayacağını, Kürt tarihinin önemli bir önderi olduğunu dile getirdi.

Kızılbaş Kürt Önderi Seyîd Rıza’nın Fransa Dışişleri Bakanlığına yazdığı mektuplara ulaşan Sedat Ulugana ile Seyîd Rıza’nın kelame aldığı mektupların Kürt tarihi ve Dersim için önemini konuştuk.

Öncelikle, Seyîd Rıza’nın mektuplarının Kürt tarihi açısından önemi nedir?

Şunu belirterek sorularınızı yanıtlamaya çalışacağım. Şu ana kadar biz Seyîd Rıza’nın 30 Temmuz 1937 tarihinde İngiltere’ye yazdığı mektubu biliyorduk. Oysa Seyîd Rıza’nın aynı tarihte yazdığı mektubun bir nüshası da dönemin Fransa İstanbul Büyükelçiliği’ne gönderilmiş. Bu mektup Fransa’nın Nantes kütüphanesinde. Mektuba ulaştım ve Osmanlıcadan Türkçeye çevirdim. Nüshadaki tarih 2 Ekim 1937 yılını gösteriyor.

Yani Seyîd Rıza’nın mektubu, 30 Temmuz 1937 yılında Fransa’nın İstanbul Büyükelçiliği’ne teslim edilmiş. Belge bu tarihte, İstanbul’daki Fransız Büyükelçiliği’nden, Fransa Dışilişkiler Bakanlığı’na gönderilmiş. Gönderilme tarihi ile birlikte zarfın üstünde şu yazılıyor: “Kürdistan’ın Dersim Bölgesi’nden 30 Temmuz tarihinde gelen mektup” ve “Kürdistan’daki ayaklanma.”

Bu bilgiyi özellikle belirtmemin önemi şurada. Bazı cenahların “bu mektup Seyîd Rıza’ya ait değildir. Suriye’de yazılıp, gönderilmiş. Mektup Nûrî Dersimî tarafından uydurulmuş!” söylemleri ile yürüttükleri kara propagandaya karşı bu belge şunu kanıtlıyor:

  • Birincisi, 2 Ekim 1937 yılında Nûrî Dersimî yurtdışındadır, Türkiye’de değildir. Bu mektup Fransız Büyükelçiliği’ne teslim edildiği zaman Nûrî Dersimî kesinlikle Türkiye’de değildir.
  • İkincisi mektubun gönderi fişi üzerinde, Dersim’den gönderildiği yazılmış. Bu da kesinlikle mektubun Seyîd Rıza’ya ait olduğunu ispat eden önemli bir kanıttır.

2012 yılında Haber Türk televizyonunda, “ulaştığımız belgeler” denilerek, bir haber yayınlandı. Belgelerin meclis ve cumhurbaşkanlığı arşivinden elde edildiği dile getirildi. Seyîd Rıza’nın mektuplar gönderdiğini, bu mektuplarda devlete itaatkar bir tavır sergilediği gibi bazı ibareler kullanıldı. Ama bahsettikleri bu belgelere asla ulaşamadık. O tarihte bu belgeler Haber Türk’e açık ama nedense bize açık değil! Bu belgeler uydurulmamışsa biz neden ulaşamadık, açıklanması gerekiyor.

Seyîd Rıza’nın 1937 yılındaki ilk mektubunu çarpıtanlardan biri de dönemin başbakanı Şükrü Kaya’dır. 8 Ekim 1937 yılındaki bir rapora göre, Şükrü Kaya ‘mektupların Seyîd Rıza’ya ait olmadıklarını, bu mektupları “İhsan isimli biri Suriye’de uydurarak göndermiştir” iddiasında bulunuyor.

Şimdi Türk resmi tarihi de buna çok rağbet ediyor. Onların diğer bir dayanakları da şudur: Güya, Seyîd Rıza’nın Rüstem isimli torununun şöyle bir ibaresi var, “Dedemin okuma, yazması yoktu. Bu mektupları kendisi yazmadı. Büyüklerden duyduğum kadarıyla soy ismi Polat olan bir akrabası yazmıştır. Dedemin kendisini kurtarabilecek kadar bile Türkçesi yoktu.” Güya, torununun böyle bir ibaresi var. Ve hatta torununun, bu mektubun Nûrî Dersimî tarafından yazılıp İngilizlere gönderildiğini söylediği iddia ediliyor.

Ama elimizde bulunan 1920 tarihli mektupta ise, sözümona torununun söylemiş olduğu iddia edilen bu söylemi çürüten bir kanıt var. Mektupta Seyîd Rıza’nın doğrudan imzası bulunuyor. Bu mektup Sevr gönderilen mektup ve mektupta ismi bulunanlardan tek imzası olan Seyîd Rıza’dır. Diğerlerinin ise imzaları yoktur. Bu dikkate alınacak bir anekdottur. Güya, Rüstem Polat’ın söylediklerine dair haberi de, 24 Kasım 2012 tarihinde İhlas Haber Ajansı yapmış.

Neden bunları anlatma gereği duyuyorsunuz?

Birincisi Seyîd Rıza’nın ailesi adına torun Rüstem Polat ile hukuksal destek veren Hüseyin Aygün 2005 tarihinde, Seyîd Rıza’nın mezarının bulunması için meclise başvurmuşlardı. Bu tarihten sonra ise Kemalizmin propagandasını bir nevi Hüseyin Aygün’ün üstlendiğini düşünüyorum. Yani Seyîd Rıza’nın okumayı bilmemesi gibi çarpıtmalar bu tarihten sonra torunu tarafından ifade ediliyor. Oysa şu hep göz ardı ediliyor; Nûrî Dersimî’nin de yazdığı bir şey var. Burada Seyîd Rıza’nın okuma ve yazmayı babasından öğrendiğini ifade ediyor. Nûrî Dersimî’nin babası Mille İbrahim Bey Milan aşiretindendir. Bu bilgi şu açıdan çok önemlidir. Dönemin seyîd ve pirleri mutlaka bir Mille tarafından eğitim alırdı. Bu da Seyîd Rıza’nın okuma yazmayı bildiğini kanıtlayan diğer önemli bir bilgidir.

Yine devlet medyasının son zamanlarda üzerinde durduğu, Seyîd Rıza’nın 1914-1918 yılları arasında gerçekleşen Birinci Dünya Savaşı’nda, Osmanlı tarafında savaştığı ve bu savaşta yararlılık gösterdiğidir. Devlet medyası ümmetçi bir mantıkla, özellikle bunu öne çıkarmaya çalışıyor.

Bu tarihte Seyîd Rıza’nın savaştığı doğrudur. Seyîd Rıza’nın ismini “milis kuvvet” olarak görüyoruz. “Şeyh Hasananlı Aşireti Milis Komutanı Seyid Rıza” olarak kayıtlarda ismini görebiliyoruz. Devlet medyası Seyîd Rıza’nın Ermenilere karşı savaştığını dahi iddia ediyor. Ama yaptığımız araştırmalarda buna dair herhangi bir kanıta ulaşamadık. Hatta 1920 yılında gönderdiği mektubunda Rusların Dersim’e saldırmalarından dolayı kendilerini savunduklarını ve Ruslara karşı savaştıklarını belirtir. Mektupta aynen şunu yazıyor: “Ermenileri ve Rumlar Dersim’e sığındı ve biz insanlık adına bunları koruduk.” Dolayısıyla devlet medyasının bu iddiaları, direkt olarak Seyîd Rıza’nın yazmış olduğu cümlelerle boşa düşüyor.

Seyîd Rıza sadece bir inanç önderi mi? Bu mektuplara bakıldığında nasıl bir Seyîd Rıza karşımıza çıkıyor?

Seyîd Rıza’nın Kızılbaş Kürtlerin için bir inanç önderi olduğu su götürmez bir gerçek. Ama mektuplara bakıldığında Seyîd Rıza’nın, “Ben bütün Kürdistan ve bütün Kürtler adına konuşuyorum” dediğini görüyoruz. Hatta bir yerde de “8 milyon Kürt’ten” bahsediyor. Seyîd Rıza’nın 1920’li yıllarda, Kürdistan siyasasının bir politik önderi veya aktörü olarak konuştuğunu anlaşılabiliyor.

Osmanlının dağılma dönemi sonrasında, Türklüğü esas alan yeni bir devlet kuruluyor. Bu devlet Dersimi neden bir sorun olarak görüyor? Mektuplarında Seyîd Rıza bunlara değinmiş mi?

1920 yılındaki mektuba bakıldığında, Seyîd Rıza’nın İttihat-Terakki kalıntılarından oluşan Kemalistlerin, Türkçü ve Turancı bir yordamla, ulus-devleti kurmaya çalıştığını görüyor. Ama kendilerinin –mektupta özellikle Kürtlüğe vurgu yaparak- Kürt olduklarını, Kemalistlerin ifade ettiği aidiyeti kabul etmediklerini belirtiyor. Özellikle altını çizerek, Dersim Kürtlüğünün özgün bir yapısının olduğunu, dolayısıyla bu Türkçü ve Turancı projeye dahil olamayacaklarını belirtiyor. Açıkcası mühim olan da budur.

Dersim Tanzimat’tan beri Osmanlının merkezileşme operasyonlarına direnen, muhalefet eden Kürdistan’ın mühim bir parçasıdır. Devlet bunu, bu şekilde kodlamış. Devlet defalarca Dersim’e seferler düzenlemiştir. Çünkü Osmanlı için Dersim’in fethi demek, Kürdistan’ın bir bütün olarak işgal etmenin anahtarını ele geçirmek demektir. Dersim’in fethi demek, Kürdistan’ın fethinin kapısını açacak anahtardır. Ama Osmanlının feth edemediği ender yerlerden bir tanesi olmuştur.  Osmanlı’nın 1920 yılında sona ermesi sonrasında ise Türkiye Cumhuriyeti ilan ediliyor. Bunun sonrasında Türkiye, Osmanlının bu rüyasını gerçekleştirmek için Dersim’i işgal etmeye çalışıyor. Ve bunu da 1937 yılında maalesef başarıyor. 1937 Dersim işgali sonrasında Türk devleti bir anlamda kendisini güvenceye! alabilmiştir.

Seyîd Rıza’nın Xoybûn ile ilişkileri ne düzeydedir peki?    

Açıkcası Xoybûn ile iletişiminin olduğuna dair numuneler mevcut. Bunlardan bir tanesi Temmuz 1937 yılında -daha öncede üzerinde çalıştığımız- Şêx Seîd ve Muşlu Hilmi Yıldırım’ın da içinde bulunduğu bir grubun Dersim’e yardıma gitmesidir. Bu kişiler pusuya düşürülerek, katlediliyor. Bu da gösteriyor ki, Dersim’den gelen bir yardım çağrısı var ve Xoybûn’da buna cevap olmuş. Bu önemli bir detaydır.

Diğer başka bir örnek ise Seyîd Rıza’nın 1920 yılı Sevr döneminde bir politik Kürt aktör olarak ortaya çıkması, onun Kürt siyasasından, Kürt politik hareketlerinden haberdar olduğunu gösteriyor. Kendisinin bir şekilde bunlarla bağlantı halinde olduğunu, bir politik kişilik olduğunu anlamış oluyoruz.

Aynı şekilde ben Seyîd Rıza’nın bir şekilde, Xoybûn kadrolarıyla iletişim halinde olduğuna inanıyorum. Somut belgeler anlamında şu an itibariyle elimizde herhangi bir şey yok. Belge anlamında maalesef herhangi bir şeye ulaşmadık. Ama şu cümlesi ilgimi çekiyor. Eğer ki gerçekten de o belgeler varsa, yani Haber Türk’ün yayınladığı belgeler gerçek ise; Seyîd Rıza şunu söylüyor, “Kan dökülmesin. İstiyorsanız ben Haleb’e gidebilirim.”

Haleb neden önemli peki?

Haleb’de Xoybûn’un 1938 yılında kurulan belli bir Kürt yapılanması var. Bir ihtimal bu seçenek de düşünülmüş diye düşünüyorum açıkcası.

Seyîd Rıza ile Şêx Seîd birbirini tanıyor veya biliyorlar mıydı? Görüştüklerine dair herhangi kanıta ulaşabildiniz mi?

Coğrafik olarak birbirine yakın bölgelerde yaşayan iki önemli Kürt siyasi hareketi aktörlerinden bahsediyoruz. İkisinin birbirini tanıdığını düşünüyorum. 1920 tarihli mektupta Seyîd Rıza şunu söylüyor, “Biz tam da savaş sırasında, Elîşêr’i Erzincan’a gönderdik. Şu an ki Kürdistan çalışmalarımız için Elîşêr Erzincan – Erzurum üzerinden Rus sahasına geçti ve Ruslarla görüşmeler yapıyor.”

Şimdi o dönemde aynı şekilde Erzurum’da yavaş yavaş örgütlenen Azadî Hareketi’de var. Seyîd Rıza’nın ve Elîşêr’in büyük ihtimal Azadî ile de bağlantısı vardı. Keza 1937 yılının yazında, Şêx Seîd ailesinden –ki Şêx Seîd’in öz kardeşi- Şêx Abdurrahim’in silahlanıp, Rojava’dan çıkarak Dersim’e yardıma gitmesi de bu iki aile arasında belli bir bilinç birlikteliğinin olduğunun göstergesidir.

Dönemin iki önemli Kürt lideri arasında önemli bir bağ var. 1914 yılında, Bitlis’de bir Kürt isyanı gerçekleşti. Ama araya 1. Dünya Savaşı girdi. İsyan beklenen etkiyi yaratmadı. Ve 1. Dünya Savaşı, Kürdistan Sünni cenahını tarumar etti. Yani, 1918 yılında savaş bittiğinde, Kürdistan’ın Serhad bölgesi bomboştur. Diğer bölgelerdeki Kürtler ise açlıkla cebelleşmekteler. Büyük bir kıtlık yaşanıyor. 1919–1920’li yıllarda, Sünni Kürtlerin tekrardan toparlanmaları beklenemezdi.

Bu misyonu 1920 yılında biraz daha tek vücut haline gelmiş ve sürgün edilmemiş, bir şekilde bir yere göç etmemiş olan, Dersim Kürtleri yükleniyor. Yani Kürdistan’ın milliyetçi, ulusal davasına 1. Dünya Savaşı öncesinde Bedlîs üzerinde Sünni Halidî Şêxler öncülük ederken, savaş ile birlikte Sünni cenahın tasfiye olması sonrasında, bu defa Kürdistan’daki milliyetçi ve ulusalcılığın sözcülüğünü Dersim’deki Alevi Kürt cenah yapıyor.

Kısaca, 1. Dünya Savaşı öncesi Halidî Sünni Şêx’ler Kürdistan davasını sürdürürken, 1. Dünya Savaşı sonrasında ise Alevi bir Kürt Pir’i, kendisine “Peygamberi torunu” diyen bir Seyîd sürdürüyor. Seyîd Rıza ile Şêx Seîd arasındaki benzerlik şudur: İkiside “peygamber torunu” olduklarını söylüyorlar. Ama iki farklı cenahta “Kürdistan davasını” sürdürüyorlar.

Seyyid Rıza’nın gö̈ndermiş olduğ̆u Osmanlıca mektup

BARIŞ BALSEÇER / PARİS

Bu haber Yeni Özgür Politikadan olduğu gibi alınmıştır

 

 

 

  Bu haber 11117 defa okunmuştur.   Editör: haber merkezi   Kaynak: Welg medya haber
  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER GÜNDEM Haberleri
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 30 26 1 3 68 20 81 +48
2 Fenerbahçe 30 25 1 4 79 25 79 +54
3 Trabzonspor 30 15 11 4 51 40 49 +11
4 Beşiktaş 30 14 12 4 40 36 46 +4
5 Kasımpaşa 30 12 11 7 53 55 43 -2
6 Başakşehir FK 30 12 12 6 38 35 42 +3
7 Çaykur Rizespor 30 12 12 6 36 47 42 -11
8 Antalyaspor 30 10 9 11 35 33 41 +2
9 Adana Demirspor 30 9 9 12 46 39 39 +7
10 Alanyaspor 30 9 9 12 38 42 39 -4
11 Sivasspor 30 9 10 11 36 43 38 -7
12 Samsunspor 30 10 14 6 35 41 36 -6
13 Kayserispor 30 10 11 9 36 43 36 -7
14 MKE Ankaragücü 30 7 11 12 36 39 33 -3
15 Hatayspor 30 7 11 12 36 40 33 -4
16 Konyaspor 30 7 11 12 31 42 33 -11
17 Gaziantep FK 30 8 15 7 34 44 31 -10
18 Fatih Karagümrük 30 7 14 9 34 38 30 -4
19 Pendikspor 30 7 15 8 34 61 29 -27
20 İstanbulspor 30 3 20 7 22 55 13 -33
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 27 21 5 1 64 23 64 +41
2 Göztepe 27 17 5 5 45 15 56 +30
3 Sakaryaspor 27 13 6 8 41 28 47 +13
4 Çorum FK 27 13 8 6 44 28 45 +16
5 Kocaelispor 27 13 8 6 39 31 45 +8
6 Bodrumspor 27 12 7 8 35 19 44 +16
7 Boluspor 27 12 8 7 26 28 43 -2
8 Bandırmaspor 27 11 8 8 37 24 41 +13
9 Gençlerbirliği 27 10 7 10 31 26 40 +5
10 Erzurumspor FK 27 10 7 10 26 21 37 +5
11 Ümraniyespor 27 9 12 6 32 39 33 -7
12 Keçiörengücü 27 8 11 8 24 33 32 -9
13 Manisa FK 27 7 10 10 33 33 31 0
14 Şanlıurfaspor 27 6 12 9 23 30 27 -7
15 Tuzlaspor 27 7 14 6 26 43 27 -17
16 Adanaspor 27 8 16 3 21 40 27 -19
17 Altay 27 5 19 3 12 55 15 -43
18 Giresunspor 27 2 21 4 12 55 7 -43
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 30 21 5 4 67 26 67 +41
2 Bucaspor 1928 30 18 3 9 46 19 63 +27
3 Van Spor FK 30 19 5 6 50 31 63 +19
4 1461 Trabzon FK 30 16 6 8 56 32 56 +24
5 Yeni Mersin İdman Yurdu 30 15 6 9 42 25 54 +17
6 Ankaraspor 31 14 6 11 39 26 53 +13
7 Ankara Demirspor 30 13 12 5 35 32 44 +3
8 Karacabey Belediye Spor 31 11 10 10 32 29 43 +3
9 Beyoğlu Yeniçarşıspor 30 12 13 5 35 31 41 +4
10 Diyarbekir Spor 30 11 12 7 32 30 40 +2
11 Kırklarelispor 31 9 12 10 24 34 37 -10
12 Hes İlaç Afyonspor 30 8 11 11 18 28 35 -10
13 Nazilli Belediyespor 31 10 13 8 35 49 35 -14
14 Altınordu 30 8 12 10 34 31 34 +3
15 Serik Belediyespor 31 8 13 10 25 34 34 -9
16 Zonguldak Kömürspor 30 7 15 8 29 49 26 -20
17 Kırşehir Futbol SK 31 5 20 6 28 61 21 -33
18 Bursaspor 30 5 17 8 22 50 20 -28
19 Adıyaman FK 30 3 22 5 20 52 14 -32
Takım O G M B A Y P AV
1 Aliağa Futbol A.Ş. 24 17 0 7 50 12 58 +38
2 Kepezspor FAŞ 23 18 1 4 47 11 58 +36
3 52 Orduspor FK 24 12 7 5 30 22 41 +8
4 Ayvalıkgücü Belediyespor 23 11 6 6 28 19 39 +9
5 Edirnespor 23 11 8 4 37 22 37 +15
6 İnegöl Kafkas GK 23 9 6 8 24 23 35 +1
7 Mardin 1969 Spor 23 10 9 4 31 26 34 +5
8 K.Çekmece Sinopspor 24 9 9 6 33 25 33 +8
9 Artvin Hopaspor 23 8 8 7 30 22 31 +8
10 Karabük İdmanyurdu Spor 23 9 10 4 21 31 31 -10
11 Talasgücü Belediyespor 24 8 14 2 24 37 26 -13
12 Kırıkkalegücü FK 23 6 12 5 18 29 23 -11
13 Gümüşhanespor 24 4 11 9 18 37 21 -19
14 Malatya Arguvanspor 23 2 17 4 9 40 10 -31
15 Tarsus İdman Yurdu 23 2 18 3 16 60 9 -44
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 02/04/2024 İstanbulspor vs Çaykur Rizespor
 02/04/2024 Antalyaspor vs MKE Ankaragücü
 02/04/2024 Galatasaray vs Hatayspor
 02/04/2024 Gaziantep FK vs Alanyaspor
 03/04/2024 Sivasspor vs Fatih Karagümrük
 03/04/2024 Fenerbahçe vs Adana Demirspor
 03/04/2024 Kayserispor vs Kasımpaşa
 03/04/2024 Konyaspor vs Trabzonspor
 04/04/2024 Başakşehir FK vs Beşiktaş
 04/04/2024 Samsunspor vs Pendikspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 02/04/2024 Keçiörengücü vs Çorum FK
 02/04/2024 Şanlıurfaspor vs Sakaryaspor
 02/04/2024 Boluspor vs Gençlerbirliği
 02/04/2024 Manisa FK vs Bodrum FK
 03/04/2024 Tuzlaspor vs Ümraniyespor
 03/04/2024 Adanaspor vs Eyüpspor
 03/04/2024 Altay vs Bandırmaspor
 03/04/2024 Kocaelispor vs Göztepe
 04/04/2024 Erzurumspor FK vs Giresunspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 03/04/2024 Diyarbekir Spor vs Nazilli Belediyespor
 03/04/2024 Esenler Erokspor vs Beyoğlu Yeniçarşıspor
 03/04/2024 Hes İlaç Afyonspor vs Altınordu
 03/04/2024 Kırklarelispor vs Bucaspor 1928
 03/04/2024 Kırşehir Futbol SK vs Adıyaman FK
 03/04/2024 Van Spor FK vs Ankaraspor
 03/04/2024 Yeni Mersin İdman Yurdu vs Karacabey Belediye Spor
 03/04/2024 Zonguldak Kömürspor vs Bursaspor
 03/04/2024 1461 Trabzon FK vs Ankara Demirspor
 03/04/2024 Kırklarelispor - Bucaspor 1928 Kırklarelispor ligde evindeki son 5 maçında hiç kaybetmedi  Kırklarelispor yenilmez
 03/04/2024 Diyarbekir Spor - Nazilli Belediyespor Diyarbekir Spor ligdeki son 5 maçında hiç kazanamadı  Nazilli Belediyespor yenilmez
 03/04/2024 Van Spor FK - Ankaraspor Van Spor FK ligde evindeki son 7 maçını kazandı  Van Spor FK kazanır
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 03/04/2024 Artvin Hopaspor vs Edirnespor
 03/04/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor vs Gümüşhanespor
 03/04/2024 K.Çekmece Sinopspor vs İnegöl Kafkas GK
 03/04/2024 Malatya Arguvanspor vs Kepezspor FAŞ
 03/04/2024 Mardin 1969 Spor vs Aliağa Futbol A.Ş.
 03/04/2024 Tarsus İdman Yurdu vs Kırıkkalegücü FK
 03/04/2024 52 Orduspor FK vs Karabük İdmanyurdu Spor
 03/04/2024 52 Orduspor FK - Karabük İdmanyurdu Spor 52 Orduspor FK ligde evindeki son 5 maçını kazandı  52 Orduspor FK kazanır
 03/04/2024 Tarsus İdman Yurdu - Kırıkkalegücü FK Kırıkkalegücü FK ligde deplasmandaki son 8 maçında hiç kazanamadı  Tarsus İdman Yurdu yenilmez
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
ŞANS OYUNLARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI