Osman AKYOL
  11-10-2022 09:18:00

Tarihsel bir metin olarak Kuran Tanrısal mı?

“Tarihsel bir metin olarak Kuran, Tanrısal mı?”

Yüzyıllardır tartışılan bu kilit sorunun cevabı, sanılanın tam aksine dışarıda değil yine Kuran’ın kendisinde gizli.

Dilerseniz şimdi Kuran’ın, Hz. Muhammed’in sözleri/sanrıları olup olmadığı gerçeğinin izini yine Kuran’da sürelim. 

Kuran (ya da Kuranın Tanrısı); insana özgü bir acizlik ifadesi olarak, tıpkı bir insan gibi, rakiplerini tehdit etmektedir. 

Örneğin kendisi için, “eskilerin masalları” diyen Nadr bin Haris’i şöyle tehdit eder:

  “Kendisine ayetlerimiz okunduğunda eskilerin masalları der; yakında onun burnuna damga vuracağız.”  (Kelam Suresi, Ayet: 15-16)

Hatta tehdit etmekle kalmaz; kendisinden farklı düşünenlerle tartışır, karşı savlar üretir, onlara kızar, sinirlenir; domuzlar, köpekler, eşekler, sapıklar, hayvanlar diyerek hakaret eder ve aşağılar…

“Kâfirlerin durumu, sadece çobanın bağırıp çağırmasını işiten hayvanların durumuna benzer. Çünkü onlar sağırlar, dilsizler ve körlerdir. Bu sebeple düşünmezler.” (Bakara Suresi, Ayet: 171)

“Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kâlpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da sapıktırlar. İşte asıl gafiller onlardır.” (Araf Suresi, Ayet: 179)

“Yoksa sen, onların çoğunun gerçekten (söz) dinleyeceğini yahut düşüneceğini mi sanıyorsun? Hayır, onlar hayvanlar gibidir, hatta onlar yolca daha da sapıktırlar.” (Furkan Suresi, Ayet: 44)

“Ey iman edenler! Müşrikler ancak bir pisliktir. Onun için bu yıllarından sonra Mescid-i Haram'a yaklaşmasınlar. Eğer yoksulluktan korkarsanız, (biliniz ki) Allah dilerse sizi kendi lütfundan zengin edecektir. Şüphesiz Allah iyi bilendir, hikmet sahibidir.” (Tevbe Suresi, Ayet: 44)

     Dikkat! Müslüman olmayan insanlar, “pislik” olarak etiketlenmiş. Bu ayet fazla söze gerek bırakmıyor!

“İçinizden cumartesi günü-Yahudiler kastediliyor-azgınlık edip de, bu yüzden kendilerine: “Aşağılık maymunlar olun!” dediklerimizi elbette bilmektesiniz.” (Bakara Suresi, Ayet: 65)

Kuranda bahsi geçen geçen peygamber kıssalarının (hikâyelerinin) pek çoğu, özellikle Sümerlerin Gılgamış destanı başta olmak üzere, eski mitlerin ve halk destanlarının tıpatıp aynısı. Burada şu akla geliyor: Pekâlâ Hz. Muhammed, bu hikâyeleri bize anlatıyor olabilir (“Nuh Tufanı” hikâyesi, Sümerlerin “Gılgamış” destanının tıpatıp aynısı).

 “Kuran’daki pek çok hikâyenin izleri Sümer, Mısır, Yahudi ve Hıristiyan kaynaklarında sürülebilir.” (Hasan Aydın, “Zorunlu Din Dersi”, Bilim ve Ütopya Dergisi, Mayıs 2003)

Kimi İslam âlimleri tarafından; Hz. Muhammed’in, peygamberlik iddiasından önce-biraz da Kuran’ın Tanrı kelamı olduğunu kanıtlamak için olsa gerek-cahil ve bilgisiz olduğu tezi ileri sürülür, ancak bu doğru değildir.

Siyer (Hz. Muhammed’in hayatı) kaynaklarına göre Hz. Muhammed, peygamberlik iddiasından önce Mekke’de, ticaretle uğraşan “Yaiş” adlı Hıristiyan bir köleyle sık sık görüşürdü.

Keza aynı kaynaklarda; Hz. Muhammed’in, Mekke’de “Cebra” ve “Yessar” adlarında, Tevrat ve İncil okuyan kılıç ustası iki gençle ve Abd el-uzza’nın Hıristiyan olan kölesi Abisa ile de görüştüğü nakledilir.

Hz. Muhammed’in, yirmili yaşlardayken ticaret kervanlarıyla Şam’a gittiğinde, “Rahip Bahire” ile görüştüğünü ve dostluk kurduğunu bilmeyen ise yok gibidir. Hatta İslami kaynaklarda; Rahip Bahire’nin, Hz. Muhammed’in içinde bulunduğu kervanın üzerinde dolaşan bulutu görüp, Hz. Muhammed’in “beklenen son peygamber” olduğunu yakın çevresine söylediği bile anlatılır.

Kuran, çelişkilerle dolu bir kutsal kitaptır. Kuran’ın Tanrı kelamı olduğunu iddia etmek, bu çelişkileri Tanrı’ya izafe etmekle eşdeğerdir. 

İşte birkaç örnek…

Kuran; Zilzal suresi 7 ve 8. ayetlerde, “Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onu (öteki dünyada) görür. Kim de zerre miktarı şer (kötülük) işlemisse onu da görür.” diyerek, Marx’ın da işaret ettiği gibi, ezilen sosyal sınıfları egemen sosyal sınıflara zararsız hale getirme görevini yerine getirirken bu görevini başka pek çok ayette bunu unutur.

“Bugün size temiz ve iyi şeyler helal kılınmıştır. Kendilerine kitap verilenlerin (Yahudi ve Hıristiyanların) yiyeceği size helaldir, sizin yiyeceğiniz de onlara helaldir. Mümin kadınlardan iffetli olanlar ile daha önce kendilerine kitap verilenlerden iffetli kadınlar da, mehirlerini vermeniz şartıyla; namuslu olmak, zina etmemek ve gizli dost tutmamak üzere size helaldir. Kim (İslami hükümlere) inanmayı kabul etmezse onun ameli boşa gitmiştir. O, ahirette de ziyana uğrayanlardandır.” (Maide Suresi, Ayet: 5)

“Halbûki ayetlerimizi ve ahirete kavuşmayı yalanlayanların amelleri boşa çıkmıştır. Onlar, yapmakta oldukları amellerden başka bir şey için mi cezalandırılırlar?” (Araf Suresi, Ayet: 147)

Kuran, Bakara suresi 256. ayette ve Yunus Suresi 108. ayetlerde “dinde zorlama yoktur” diyerek laik bir tutum sergilerken başka pek çok ayette bunun tam tersi bir tutum içine girer.

Dinde zorlama yoktur. Artık doğrulukla eğrilik birbirinden ayrılmıştır. O halde kim tağutu (putları) reddedip Allah’a inanırsa, kopmayan sağlam kulpa yapışmış sayılır.” (Bakara Suresi, Ayet: 256)

Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın! (İnkâra) son verirlerse şüphesiz ki Allah onların yaptıklarını çok iyi görür.” (Enfal Suresi, Ayet: 39)

Ey peygamber! Kâfirlere ve münafıklara karşı cihat et, onlara karşı sert davran. Onların varacakları yer cehennemdir. O ne kötü bir varış yeridir!” (Tevbe Suresi, Ayet: 73)

Keza, salih amel işleyen, Yahudi ve Hristiyanların cennete gireceğini müjdeleyen Bakara suresi 62. ayetiyle; Beyyine suresi 6. ayeti ve Al-i İmran suresi 19. ve 85. Ayetleri de çelişmektedir.

“Şüphesiz iman edenler; Yahudilerden, Hıristiyanlardan ve Sabilerden de Allah’a ve ahiret gününe inanıp salih amel işleyenler için Rableri katında mükâfatlar vardır. Onlar için herhangi bir korku yoktur, onlar üzüntü çekmeyeceklerdir.” (Bakara Suresi, Ayet: 62)

Ehl-i kitap ve müşriklerden olan inkârcılar, içinde ebedi olarak kalacakları cehennem ateşindedirler. İşte halkın en şerlileri onlardır.” (Beyine Suresi, Ayet: 6)

Allah nezdinde hak din İslam’dır. Kitap verilenler, kendilerine ilim geldikten sonradır ki, aralarındaki kıskançlık yüzünden ayrılığa düştüler. Allah’ın ayetlerini inkâr edenler bilmelidirler ki, Allah’ın hesabı çok açıktır.” (Al-i İmran Suresi, Ayet: 19)

“Kim, İslam’dan başka bir din ararsa, bilsin ki kendisinden (böyle bir din) asla kabul edilmeyecek ve o, ahirette ziyan edenlerden olacaktır.” (Al-i İmran Suresi, Ayet: 85)

Kuran’daki sözü edilen çelişkiler, döneminin aydınlarının gözünden kaçmamış ve onlar da tepkilerini ortaya koymuşlardır.

Bu tepkiler üzerine Hz. Muhammed, Kuran’daki bu çelişkili yargıları ortadan kaldırmak için nasih (yürürlükten kaldıran) ve mensuh (yürürlükten kaldırılan) ayetler kavramlarını ortaya atmıştır.

Yalnız burada asıl açıklanması gereken şey, bu ayetlerin asıl sahibi olduğu iddia edilen Tanrı’nın içine düştüğü çelişkili durumun nasıl izah edileceğidir.

Nasih ayetler, geçerliliğini yitiren ve artık toplumun ihtiyaçlarına cevap veremeyen mensuh ayetlerin hükümlerini ortadan kaldırarak onların yerine geçiyor. Parlamenter sistemlerdeki “yasama”yı andıran bu uhrevi süreç, dünyevi bir kurum ya da kişi tarafından izlenmiş olsa, hiçbir itirazımız olamaz, aksine takdir edilir.

Burada tuhaf olan, mutlak bilgili Tanrı’nın doğru olan ayeti önceden kestiremeyip deneme yanılma yoluna gitmiş olmasıdır.

“Biz, bir ayetin hükmünü yürürlükten kaldırırsak, mutlaka onun daha iyisini veya benzerini getiririz.” (Bakara Suresi, Ayet: 106)

  Bu duruma, alkole izin verdiği izlenimi veren fakat sonradan gelen nasih ayetlerle hükmü kaldırılan, “ Eğer sarhoş iseniz, namaza yaklaşmayınız!” (Nisa Suresi, Ayet: 43) ayetini örnek olarak gösterebiliriz.

Kuranı sadece çelişkiler üzerinden giderek sorgulamak yanlış olur. Ayrıca bu durum, Kuran’daki başka bir dizi mantık ve kurgu hatasını da görmemizi de engeller.

Örneğin Kuran’da keyfi bir Tanrı anlayışı vardır.

“Tanrı, dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir.” (Nahl Suresi, Ayet: 93)

Doğal olarak, Tanrı’sı ilkesiz olan bir dinin fertlerinden de ilkeli tutum beklemek yersiz olur: Demokrasinin nimetlerinden yararlanarak türbana özgürlük isteyenlerin, aynı özgürlüğü düşledikleri şeriat düzeninde türban takmayanlara ve içki içenlere, namaz kılmayanlara vermeyecekleri, çifte standardında olduğu gibi.

Kuran, 14 asır önceki Hicaz bölgesinin Arap kültüründen de izler taşır, bu da bizim “Kuran’ın Tanrı kelamı olmadığı” tezimizin en önemli dayanağını oluşturur.

Özellikle Kuran’daki cennet betimlemeleri, dönemin Araplarının sınıf atlayarak erişemeyecekleri ideallerini, arzularını ve beklentilerini yansıtmaktadır.

İslam’ın Tanrı’sı müminlere cennette; “göğüsleri yeni tomurcuklanmış sübyânlar, huriler, gılmanlar (oğlanlar) ve her türden içkiler” vadetmektedir.

“Cennette mümin erkeklere iri gözlü ve göğüsleri yeni tomurcuklanmış huriler vereceğiz.” (Nebe Suresi, Ayet: 31-34;  Saffat Suresi, Ayet: 45-47)

“Etraflarında ölümsüz delikanlılar (gılmanlar) dolaşır; onları görünce sanırsın ki, saçılmış incilerdir.” (İnsan Suresi, Ayet: 19)

“Onlara (cennetliklere)  pınardan (doldurulmuş) şarap kadehleri dolaştırılır.” (Saffat Suresi, Ayet: 45)

Sadece Arap erkeklerinin arzularına hitap eden bir Tanrı da elbette bizim bildiğimiz -evrensel- Tanrı olamaz. Bunları vadeden olsa olsa Hz. Muhammed’in kendisi olabilir.

Cahiliye dönemi kapalı Arap toplumunda sübyâncılık ve eşcinsel ilişkilerin yaygın olduğu bilindiğine göre, cennet tasvirlerinin kimin hayal mahsülü olduğunu tahmin etmek elbette zor değildir.

Ayrıca dünyada yasaklanmış olan içkinin, zinanın ahirette ödül olarak konmuş olması da Tanrı’nın başka bir çelişkisi (!) olsa gerek…

Kuran, kutsal bir kitap olarak kendi içinde de bir bütünlük arz etmez. Buna birçok örnek verilebilir, ancak “basit ve etkili” bir makale yazma iddiasında olduğumuz için bir iki örnekle geçiştirelim.

Günümüzde Kuran’ın, “Kuran taklit edilemez” iddiası çürütülmüştür. Dilerseniz önce Kuran’ın bu konudaki restini bir görelim.

“Eğer kulumuza indirdiklerimizden herhangi bir şüpheye düşüyorsanız, haydi onun benzeri bir sure getirin, eğer iddianızda doğru iseniz Allah’tan gayri şahitlerinizi (yardımcılarınızı) de çağırın.” (Bakara Suresi, Ayet: 23)

“Yoksa, ‘Onu (Kuran’ı) kendisi uydurdu’ mu diyorlar? De ki: Eğer doğru iseniz Allah’tan başka çağırabildiklerinizi (yardıma) çağırın da siz de onun gibi uydurulmuş on sure getirin. (Hud Suresi, Ayet: 13)

Tarih boyunca Kuran’ın bu restini başta “yalancı” peygamber Müseyleme olmak üzere pek çok kişi gördü. Onlardan biri de Haksöz…

www.turkish-media.com forum sitesinde kendini “kâfir” olarak tanımlayan “Haksöz” rumuzlu üye; kopyacılar, odun, sex gibi ilginç isimleri olan altı sureli uyduruk bir Kuran yazdı.

“De ki: Aranızdan Haksöz denen bir kâfir bu Kuran’ın benzerini yazdı.” (İntikam Suresi, Ayet: 6)

Yerli mahsul uyduruk Kuran’ın Odun suresinde cennet-cehennem ise şöyle tasvir edilmiş…

“Bizim sözlerimize inanmayanlar füzyon ateşinde yanacaklar, sen füzyon ateşi nedir bilir misin? Onları sonunda cehennem bekliyor. Allah’a inanan müminleri yeşil bahçeler, kilo aldırmayan hamburger ağaçları, kâfir malı olmayan cola, mümin icadı whisky ırmakları bekliyor. Onlardan kanasıya yiyecekler, içecekler, onlara helal kıldığımız 90-60-90’lar hizmet edecekler.” (Odun Suresi, Ayet: 6)

Kadın ve Sex surelerinde; Hazreti Muhammed’in dokuz yaşındaki Ayşe ve evlatlığı Zeyd İbn Harise’nin karısı Zeyneb’le evliliği konuları işlenir. Peşinden gelen Yalan Suresi’nde ise İbrahim peygamberin baba bir ana ayrı kız kardeşi Sara ile evliliği ve Sara’yı Mısır firavununa peşkeş çekmesi ve Davut peygamberin evli bir kadın olan Batşeba’yı sevip kocası Uriah’ı öldürterek ona sahip olması gibi ilginç konular işlenir.

Çelişkili olduğu su götürmez Kuran, bir ayette “kendisinde çelişki olmadığını” söyleyerek ayrıca çelişkiye düşmektedir.

“Hala Kuran üzerinde gereği gibi düşünmeyecekler mi? Eğer o, Allah'tan başkası tarafından indirilmiş olsaydı onda birçok tutarsızlık (çelişki) bulurlardı. (Nisa Suresi, Ayet: 82)

Kuran; “Peygamber size ne verdiyse onu alın, size ne yasakladıysa ondan da kaçının.” (Haşr Suresi, Ayet: 7),  “O, hevasından (kendi arzusundan) konuşmaz” (Necm Suresi, Ayet: 3) diyerek Ehl-i Sünnet vel Cemaate (Sünni mezheplere) göz kırparken; “Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.” (Enam Suresi, Ayet: 38), “Gökte ve yerde gizli hiçbir şey yoktur ki, bu apaçık bir kitapta da olmasın.” (Neml Suresi, Ayet:75), “Rabbin asla unutkan değildir.” (Meryem Suresi, Ayet: 64) ayetleriyle de mezhepsizlere/mealcilere göz kırpar…

İnançlı insanlar, on dört asırdır Kuran’ın hiç bozulmadan bu güne kadar geldiğini zannederler. Ki zaten, “Kuran’ı biz indirdik ve onu kıyamete kadar koruyacak olan da biziz.” ( Hicr suresi, Ayet: 9), diyerek Tanrı, Kuran’ı bizzat kendisinin koruyacağına da söz vermemiş miydi? Ama gelin görün ki, bu kocaman bir yalandır.

“Recm ayeti” denen ve İslam’daki, “zina eden evli erkek ve kadınların taşlanarak öldürülmesi” şeklindeki recm cezasına referans olarak gösterilen ayet Kuran’da yoktur.

Koskoca recm ayetinin Kuran’da yer almaması; tefsir kitaplarında çok komik ve insan aklıyla dalga geçen gerekçelerle açıklanır.

İşte o gerekçelerden biri: Bilindiği gibi Hz. Ebu Bekir halifeliği sırasında, hafızların savaşlarda şehit düşmesini gerekçe göstererek, “derilere, taşlara ve ağaçlara yazılmış dağınık haldeki ayetlerin tek bir kitap halinde toplanması” talimatını verir. Ardından da Zeyd ibn Sabit başkanlığında bir komisyon oluşturulur ve herkesin yanındaki ayeti iki şahit göstererek komisyona teslim etmesi istenir.

Buraya kadar her şey normal.

Hazreti Ömer de herkes gibi yanındaki recm ayetini komisyona teslim etmek üzere getirir ama tesadüfe bakın ki, koskoca ayete iki şahit bulamaz. Dolayısıyla recm ayeti de Kuran’a konmaz!

Şimdi biz buna nasıl iman edelim? Hani, siyer kitaplarında ballandıra ballandıra Hz. Muhammed’in bu ayeti bir kadına uyguladığı ve kadının sosyal statüsü dolayısıyla bazı feodal beylerin devreye girerek Muhammed’den kadını affetmesini istedikleri; Hz. Muhammed’in de “Bunu yapan kızım Fatıma bile olsa sonuç değişmezdi!” diyerek gürlediği yazıyordu! İşte o ayetten söz ediyoruz.

İslam’daki çelişkiler; mantık ve kurgu hataları, Kuran’la sınırlı değildir. Edile-i şeriyye denen; Kuran, sünnet (hadis), icma-i ümmet, kıyas-ı fukaha gibi İslam’ın dört temel bilgi kaynaklarının diğerlerinde de benzer çelişkilere rastlamak mümkün.

Örneğin: Hz. Muhammed’in daha dünyadayken cennetle müjdelediği aşere-i mübeşşere denen on sahabe arasından Zübeyr bin Avvam ve Talha bin Ubeydullah, Cemel Vakası (656)’nda Hazreti Ali’ye kılıç çekmişler ve ikisi de öldürülmüşlerdir. Bu durum Buhari ve Müslim’de geçen ve Hz. Muhammed’den nakledildiği söylenen aşağıdaki hadisle çelişir.

“İki Müslüman birbirine kılıç çektiği zaman, öldüren de, ölen de cehennemliktir.” (Hz. Muhammed)

Biz, “yobazların bidat sayarak karşı çıkmaları sonucu matbaanın Osmanlı’ya geç girmesi ve bunun sonucu olarak ilim ve fende geri kalışımız” gibi Kuran dışındaki çelişkileri başka araştırmacılara bırakıp tekrar konumuza geri dönelim.

Bütün bu anlatılanlardan sonra başa dönecek olursak, “Kuran’ın kıyamete kadar bizzat Tanrı tarafından korunması” ve “kendi içinde çelişmemesi” gibi konularda (haşa) Tanrı’nın sözünde durmadığı gibi bir sonucuna ulaşırız ki, bu da bizi doğal olarak, Kuran’ın Tanrı kelamı olmadığı sonucuna götürür.

Kuran’da buna benzer Tanrı’ya atfedilemeyecek birçok çelişkiye rastlamak mümkün. 

Günümüzde 19 mucizesini keşfeden Edip Yüksel ekolünden gelen bazı İslamcı yazarlar, zorlamalı tevillerle (yorumlarla) bazı ayetleri lastik gibi uzatıp çarpıtarak, Kuran’ın içinde bilimsel keşif arıyorlar. Tabi ki bu derin araştırma faaliyetleri, ne hikmetse daha çok keşfin kendisi bilimsel olarak yapıldıktan sonra (!) gerçekleşiyor. 

Aslında her şeyi Kuran’da arama düşüncesinin fitilini yine Kuran’ın kendisi (aslında Hz. Muhammed) ateşliyor.

“Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.” (Enam Suresi, Ayet: 38)

Kuran’da Arap ırkçılığı da unutulmamış ve Kuran’ın Arapça olduğunun altı kalın çizgilerle çizilmiştir.

“Kuran’ı Arapça olarak indirdik.” (Şura Suresi, Ayet: 7)

Her şeyi Kuran’da arama düşüncesi, İmam Gazali sonrası İslam toplumlarında hızla yaygınlaşmış ve Müslümanların geri kalmalarının bir numaralı sebebi olarak gösterilen, medreselerden fen derslerini çıkaramaya, kadar gitmiştir.

Kuran’dan negatif anlamlar çıkarmak, medreselerden fen derslerini çıkarmakla sınırlı değildir. Cifir ve ebced hesabıyla, “kıyametin ne zaman kopacağı” türünden kehanetler için de yine uzun yıllar Kuran “fal kitabı” gibi kullanılmıştır. “Ömer Çelakıl” gibi bu geleneğin kimi temsilcilerini hâlâ televizyon kanallarında görmek mümkün.

“Rumlar yakın bir yerde mağlup oldular. Ama bu yenilgilerinden sonra 3 ila 9 yıl arasında (İranlılara) galip gelecekler” (Rum Suresi, 1-2. Ayetler) gibi ayetlerle bu geleneğe kendisi de çanak tutan Kuran, anlaşılan daha uzun süre kimi insanlar için istismar/geçim kapısı olmaya devam edecektir.  

Hatta Harun Yahya (Adnan Oktar) gibi kimi İslamcı yazarlar daha da ileri giderek Kuran’ı; “tatlı su ve tuzlu suyun karışmaması” ve “embriyonun rahimdeki evreleri”nden bahseden (bağlamından koparılmış) ayetlerden yola çıkarak, fen bilgisi kitabı gibi göstermeye bile çalıştılar. Halbuki; “yoğunlukları farklı olan tatlı su ve tuzlu suyun birbirine karışmaması” ve “embriyonun ana rahmindeki evreleri” gibi konular Kuran inmeden önce de biliniyordu. Bunları Kuran keşfetti, demek doğru değildir. Biz de İslamcı araştırmacılarımıza bir tez konusu vererek katkıda bulunalım: Kuran, Dünya’nın düz olduğunu söylüyor.

“Yeri uzatıp yaydık.” (Hicr Suresi, Ayet: 19)

Aslında, “mirastan kadınlara yarım hisse verin, yaramazlık yaparlarsa dövün” diyen bir Kuran’ın içinde bilimsel keşif aramak beyhude bir çabadan başka bir şey değildir...

“Allah size, çocuklarınızdan erkeğe, kadının payının iki katını vermenizi emreder.” (Nisa Suresi, Ayet: 11)

“Başkaldırmasından endişe ettiğiniz kadınlara öğüt verin, yataklarınızı ayırın ve bunlarla yola gelmezlerse dövün.” (Nisa Suresi, Ayet: 34)

 Artık şu çıkarsamayı yapabiliriz: Tarihsel bir metin olarak Kuran, pek çok bilgiye, pek çok gizeme ışık tutarken, Tanrı kelamı/sözü değil, Hz. Muhammed’in sözleri ya da sanrılarıdır.

Osman Akyol

 

 

 

  Bu yazı 2112 defa okunmuştur.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 30 26 1 3 68 20 81 +48
2 Fenerbahçe 30 25 1 4 79 25 79 +54
3 Trabzonspor 30 15 11 4 51 40 49 +11
4 Beşiktaş 30 14 12 4 40 36 46 +4
5 Kasımpaşa 30 12 11 7 53 55 43 -2
6 Başakşehir FK 30 12 12 6 38 35 42 +3
7 Çaykur Rizespor 30 12 12 6 36 47 42 -11
8 Antalyaspor 30 10 9 11 35 33 41 +2
9 Adana Demirspor 30 9 9 12 46 39 39 +7
10 Alanyaspor 30 9 9 12 38 42 39 -4
11 Sivasspor 30 9 10 11 36 43 38 -7
12 Samsunspor 30 10 14 6 35 41 36 -6
13 Kayserispor 30 10 11 9 36 43 36 -7
14 MKE Ankaragücü 30 7 11 12 36 39 33 -3
15 Hatayspor 30 7 11 12 36 40 33 -4
16 Konyaspor 30 7 11 12 31 42 33 -11
17 Gaziantep FK 30 8 15 7 34 44 31 -10
18 Fatih Karagümrük 30 7 14 9 34 38 30 -4
19 Pendikspor 30 7 15 8 34 61 29 -27
20 İstanbulspor 30 3 20 7 22 55 13 -33
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 27 21 5 1 64 23 64 +41
2 Göztepe 27 17 5 5 45 15 56 +30
3 Sakaryaspor 27 13 6 8 41 28 47 +13
4 Çorum FK 27 13 8 6 44 28 45 +16
5 Kocaelispor 27 13 8 6 39 31 45 +8
6 Bodrumspor 27 12 7 8 35 19 44 +16
7 Boluspor 27 12 8 7 26 28 43 -2
8 Bandırmaspor 27 11 8 8 37 24 41 +13
9 Gençlerbirliği 27 10 7 10 31 26 40 +5
10 Erzurumspor FK 27 10 7 10 26 21 37 +5
11 Ümraniyespor 27 9 12 6 32 39 33 -7
12 Keçiörengücü 27 8 11 8 24 33 32 -9
13 Manisa FK 27 7 10 10 33 33 31 0
14 Şanlıurfaspor 27 6 12 9 23 30 27 -7
15 Tuzlaspor 27 7 14 6 26 43 27 -17
16 Adanaspor 27 8 16 3 21 40 27 -19
17 Altay 27 5 19 3 12 55 15 -43
18 Giresunspor 27 2 21 4 12 55 7 -43
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 30 21 5 4 67 26 67 +41
2 Bucaspor 1928 30 18 3 9 46 19 63 +27
3 Van Spor FK 30 19 5 6 50 31 63 +19
4 1461 Trabzon FK 30 16 6 8 56 32 56 +24
5 Yeni Mersin İdman Yurdu 30 15 6 9 42 25 54 +17
6 Ankaraspor 31 14 6 11 39 26 53 +13
7 Ankara Demirspor 30 13 12 5 35 32 44 +3
8 Karacabey Belediye Spor 31 11 10 10 32 29 43 +3
9 Beyoğlu Yeniçarşıspor 30 12 13 5 35 31 41 +4
10 Diyarbekir Spor 30 11 12 7 32 30 40 +2
11 Kırklarelispor 31 9 12 10 24 34 37 -10
12 Hes İlaç Afyonspor 30 8 11 11 18 28 35 -10
13 Nazilli Belediyespor 31 10 13 8 35 49 35 -14
14 Altınordu 30 8 12 10 34 31 34 +3
15 Serik Belediyespor 31 8 13 10 25 34 34 -9
16 Zonguldak Kömürspor 30 7 15 8 29 49 26 -20
17 Kırşehir Futbol SK 31 5 20 6 28 61 21 -33
18 Bursaspor 30 5 17 8 22 50 20 -28
19 Adıyaman FK 30 3 22 5 20 52 14 -32
Takım O G M B A Y P AV
1 Aliağa Futbol A.Ş. 24 17 0 7 50 12 58 +38
2 Kepezspor FAŞ 23 18 1 4 47 11 58 +36
3 52 Orduspor FK 24 12 7 5 30 22 41 +8
4 Ayvalıkgücü Belediyespor 23 11 6 6 28 19 39 +9
5 Edirnespor 23 11 8 4 37 22 37 +15
6 İnegöl Kafkas GK 23 9 6 8 24 23 35 +1
7 Mardin 1969 Spor 23 10 9 4 31 26 34 +5
8 K.Çekmece Sinopspor 24 9 9 6 33 25 33 +8
9 Artvin Hopaspor 23 8 8 7 30 22 31 +8
10 Karabük İdmanyurdu Spor 23 9 10 4 21 31 31 -10
11 Talasgücü Belediyespor 24 8 14 2 24 37 26 -13
12 Kırıkkalegücü FK 23 6 12 5 18 29 23 -11
13 Gümüşhanespor 24 4 11 9 18 37 21 -19
14 Malatya Arguvanspor 23 2 17 4 9 40 10 -31
15 Tarsus İdman Yurdu 23 2 18 3 16 60 9 -44
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 02/04/2024 İstanbulspor vs Çaykur Rizespor
 02/04/2024 Antalyaspor vs MKE Ankaragücü
 02/04/2024 Galatasaray vs Hatayspor
 02/04/2024 Gaziantep FK vs Alanyaspor
 03/04/2024 Sivasspor vs Fatih Karagümrük
 03/04/2024 Fenerbahçe vs Adana Demirspor
 03/04/2024 Kayserispor vs Kasımpaşa
 03/04/2024 Konyaspor vs Trabzonspor
 04/04/2024 Başakşehir FK vs Beşiktaş
 04/04/2024 Samsunspor vs Pendikspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 02/04/2024 Keçiörengücü vs Çorum FK
 02/04/2024 Şanlıurfaspor vs Sakaryaspor
 02/04/2024 Boluspor vs Gençlerbirliği
 02/04/2024 Manisa FK vs Bodrum FK
 03/04/2024 Tuzlaspor vs Ümraniyespor
 03/04/2024 Adanaspor vs Eyüpspor
 03/04/2024 Altay vs Bandırmaspor
 03/04/2024 Kocaelispor vs Göztepe
 04/04/2024 Erzurumspor FK vs Giresunspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 03/04/2024 Diyarbekir Spor vs Nazilli Belediyespor
 03/04/2024 Esenler Erokspor vs Beyoğlu Yeniçarşıspor
 03/04/2024 Hes İlaç Afyonspor vs Altınordu
 03/04/2024 Kırklarelispor vs Bucaspor 1928
 03/04/2024 Kırşehir Futbol SK vs Adıyaman FK
 03/04/2024 Van Spor FK vs Ankaraspor
 03/04/2024 Yeni Mersin İdman Yurdu vs Karacabey Belediye Spor
 03/04/2024 Zonguldak Kömürspor vs Bursaspor
 03/04/2024 1461 Trabzon FK vs Ankara Demirspor
 03/04/2024 Kırklarelispor - Bucaspor 1928 Kırklarelispor ligde evindeki son 5 maçında hiç kaybetmedi  Kırklarelispor yenilmez
 03/04/2024 Diyarbekir Spor - Nazilli Belediyespor Diyarbekir Spor ligdeki son 5 maçında hiç kazanamadı  Nazilli Belediyespor yenilmez
 03/04/2024 Van Spor FK - Ankaraspor Van Spor FK ligde evindeki son 7 maçını kazandı  Van Spor FK kazanır
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 03/04/2024 Artvin Hopaspor vs Edirnespor
 03/04/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor vs Gümüşhanespor
 03/04/2024 K.Çekmece Sinopspor vs İnegöl Kafkas GK
 03/04/2024 Malatya Arguvanspor vs Kepezspor FAŞ
 03/04/2024 Mardin 1969 Spor vs Aliağa Futbol A.Ş.
 03/04/2024 Tarsus İdman Yurdu vs Kırıkkalegücü FK
 03/04/2024 52 Orduspor FK vs Karabük İdmanyurdu Spor
 03/04/2024 52 Orduspor FK - Karabük İdmanyurdu Spor 52 Orduspor FK ligde evindeki son 5 maçını kazandı  52 Orduspor FK kazanır
 03/04/2024 Tarsus İdman Yurdu - Kırıkkalegücü FK Kırıkkalegücü FK ligde deplasmandaki son 8 maçında hiç kazanamadı  Tarsus İdman Yurdu yenilmez
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
ŞANS OYUNLARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI