Sibel ÖZBUDUN
  09-02-2021 09:06:00

DÖRT DAĞİÇİNDEKİ DERSİM’İN HİKÂYESİ:“MA DİYA,SIMA MEVİNE/ BİZ YAŞADIK, SİZ YAŞAMAYIN”

DÖRT DAĞ İÇİNDEKİ DERSİM'İN HİKÂYESİ:

"MA DİYA, SIMA MEVİNE/ BİZ YAŞADIK, SİZ YAŞAMAYIN"

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

I. AYRIM: BİRAZ TARİH

 

I.1) MESELENİN ASLI

I.2) ETNİK HÂL, KÜLTÜREL İKLİM

I.3) ERMENİ VARLIĞI

 

II. AYRIM: DERSİM SOYKIRIMI

 

II.1) DERSİM'İN ÖNCELİ: KOÇGİRİ

II.2) NEDEN, NASIL?

II.3) TUNÇ-ELİ'NİN "5 N 1 K"SI

 

III. AYRIM: HAREKÂTIN HİKÂYESİ

 

III.1) DERSİM'İN İŞGALİ

III.2) TERTELE'NİN PEPUG KUŞLARI

III.3) SOYKIRIM (MI?)

III.4) KANITI (MI?)!

 

IV. AYRIM: DEVLET GERÇEĞİ

 

IV.1) "DERSİM GENERALİ" SEYİD RIZA

 

V. AYRIM: HERKESİN BİLDİĞİ "SIR"(LAR)

 

V.1) TANIKLIKLAR

V.2) KAYIP KIZLAR

V.3) SÜRGÜNLER

 

VI. AYRIM: DERSİM 1937-1938'İN "NEDEN"İ!

 

VI.1) MUSTAFA KEMAL İLE SABİHA GÖKÇEN

VI.2) RESMÎ GÖRÜŞ VE "KOMÜNİST"LER

VI.3) IRKÇI HAMASET

VI.4) KÖTÜLÜĞÜ SIRADANLAŞTIRAN ÖTEKİLEŞTİRME

 

VII. AYRIM: İTİRAF(LAR)

 

VII.1) KILIÇDAROĞLU, ONUR ÖYMEN, CHP

VII.2) NAFİLE "İYİMSERLİK"

VII.3) HUKUK(SUZLUK)LARI

 

VIII. AYRIM: "BUGÜN"

 

IX. AYRIM: YALAN, DOLANA HAYIR

 

IX.1) YÜZLEŞME

 

DÖRT DAĞ İÇİNDEKİ DERSİM'İN HİKÂYESİ:

"MA DİYA, SIMA MEVİNE/ BİZ YAŞADIK, SİZ YAŞAMAYIN"

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

"Gerçek hiçbir zaman

şiddet tarafından çürütülemez."[1]

 

1. §) 1937-1938'lerin "Bıreme şıma bene qırkene/ Kaçın sizi götürüp katledecekler," çığlığıdır Dersim; bilinen bir "sır"dır bu; ya da Gabriel García Márquez'in, 'Kırmızı Pazartesi'ndeki herkesin bilip de, gözlerini yumduğu hâldir; "Nehatîye Dîtin/ Görülmemiştir" denilse de! Ancak zamanda hiçbir "sırrın" hükmü yoktur; Dersim Soykırımı'nda yaşananların öncesi ve sonrasında "sır" olmadığı gibi...

İngilizlerin meşhur, "All nations have skeletons in their closets/ Her ulusun gardrobunda saklı iskeletler var" sözündeki üzere, hiçbir şey sonsuza dek saklı kalamaz; saklasanız da geçmişin hayaleti peşinizi bırakmaz; açılır gardroplardaki (malum) "sır"lar. Tertele de bunlar biridir!

Kürtçe bir sözcük "Tertele". Zelzeleye benzer. Zelzele yeri sallar, tertele toplumu. Karışıklık, kargaşa, kırım, öldürme, yakıp yıkma gibi her kötü olayı içerir. Zelzele doğanın, tertele de insanın eseridir.

Kolay mı? "Kendisi farkında olsun ya da olmasın bu ülkede herkesin bir Dersim hikâyesi vardır. İlle de içinde olmaları gerekmez. Bazen bir ucunun kendisine değdiğini bile bilmeden yaşayıp gitmişlerdir," vurgusuyla Murathan Mungan'ın, "Toprağa yalnızca ölülerin değil, hakikâtlerin, dillerin, kültürlerin, kelimelerin gömüldüğü"ne dikkat[2] çektiği coğrafya(mız)da "Dört Tabu, Yedi T" gerçeğinin altı çizilmeden geçilemez.

Türk(iye) ulus devletinin "kırmızıçizgileri" denen yasaklı-tabu meselelerin başında Ermeni soykırımı, Dersim Tertelesi, Kürt Meselesi ve Kıbrıs'ın ilhakı en başta gelir. Bu dört meselede geniş bir Türkçü-devletçi cephe kurulurken iktidarların suça dayanan edimleri koro hâlinde savunulur.

1935'te Tunceli Kanunu ve onun uygulaması olan 1937-1938 Dersim harekâtı ile yapılmak isteneni, devletin siyasetini ve zihniyetini "7T" çok iyi anlatır. "7T" olarak bizzat dönemin yetkili ve sorumlularının ağzından dile getirilen bu siyasetin/zihniyetin özeti: "Te'dip (terbiye etme), tenkil (uzaklaştırma), taktil (parçalama), tehcir (göç ettirme), temsil (asimile etme), temdin (medenileştirme) ve tasfiye"dir.

Dersim'de 1937-38'de, günümüzde insanlık suçu sayılan bu yedi uygulama, Seyit Rıza ve aşiretler isyan etti bahanesiyle, bütün bölgede en vahşi şekilde gerçekleştirildi. Resmî rakamlara göre 13 bin, tahminlere göre 25 binden fazla Dersimli; kadın, çocuk, genç, yaşlı katledildi.

Evet, "Cumhuriyet'in Osmanlı'dan devraldığı köklü meselelerden biri olan 'Dersim Müşkilesi'ni Ankara'nın nasıl 'hâllettiğini' artık iyi biliyoruz: 1926'dan başlayan raporlama faaliyetlerini 1934 İskân Kanunu ve 1935 Tunceli Kanunu izlemiş; 1921'de Koçgiri Zaza İsyanı'nı kanlı biçimde bastıran Sakallı Nurettin Paşa'nın damadı General Alpdoğan'ın olağanüstü yetkilerle bölge valiliğine atanmasından sonra 1 Mayıs'ta Diyarbakır'dan kalkan üç uçak filosu bölgeye bombalar yağdırmaya başlamıştı. Bu uçaklardan birini Mustafa Kemal'in manevi kızı ve Türkiye'nin 'ilk kadın pilotu' Sabiha Gökçen kullanıyordu. Haziran-temmuz ayları boyunca köyler yakıldı, yıkıldı, kadınlar ve çocuklar dahil sayısız kişi makineli tüfeklerle tarandı."[3]

Kimileri bebeleriyle sığındıkları mağaralara gaz verilerek, kimileri -özellikle kadınlarla çocuklar- fotoğrafınızı çekeceğiz diye kandırılarak tarlalara dere kenarlarına toplanıp ayaklı fotoğraf makinelerine benzeyen "ağır makineli"lerle tarandı, katledildi.

Sabiha Gökçen, "Keçiler dahil her gördüğümüz canlıyı bombaladık," diye yazarken; dönemin "Dersim Harekâtı"na katılmış asker sivil yetkililerinin anılarında ve yıllar sonra açıklanan resmî raporlarda da zulmün boyutları tartışmaya yer bırakmayacak biçimde ortaya serilir.

 

2. §) Burada kısa bir parantez açmadan geçmeyelim: Osmanlı belgelerinde sürekli Dersim'in yoksulluğundan ve asiliğinden söz edilir. Ayrıca Dersim fiili bir özerklik yaşar. Osmanlı baskısından kaçanların sığındığı, devlet otoritesinin erişemediği bir coğrafyaydı. Bu durum Dersim halkının etnik ve dini özelliklerini cumhuriyet döneminde de sürdürmesini sağlar. T.C. bir ulus devlet olmak yolunda ve isteğindedir. Bu durumu Dersim'in devlet ile ilişkilerinin karakterini belirler. Osmanlı'da başlamak üzere devlet sürekli Dersim'e karşı bir sefer hâlindedir. Ancak hep söylendiği gibi: Dersim'e sefer olur, zafer olmaz.

Tarih boyunca bağımsız kalmış, bağımsızlığını korumuş olan Dersim, 1938'de bu özelliğini trajik bir şekilde yitirmiş, devlet güçlerinin soykırım niteliğindeki 'Tunç eli' harekâtına yenik düşmüştür.

Devlet, şehri fethetmekle yetinmemiş, Roma İmparatorluğu'ndan gelme bir anlayışla, şehir halkının gururunu da çiğnemeyi görev bilmiştir. Bölgenin özsavunmasını kırdıktan sonra, yine bu topraklarda egemenlerin kadim bir geleneği olarak halkını da sürgün etmiştir. Zaferini taçlandırmak için şehrin tarihî adını yok ederek, halkı sürekli aşağılamak üzere, sadece il merkezini değil, tüm vilayeti askeri harekâtı adıyla "Tunç-eli" olarak adlandırmıştır.

Ancak tüm bunlara rağmen dört dağın içinde, sıkıştırılmış, yapayalnız Dersim direnip, dik durmuştu. Önceleri su ve toprağın Hakk'a ait olduğu coğrafya, günün birinde devrimciler ile İbrahim Kaypakkaya geldiğinde onu bağrına sevinçle basmıştı.

Ve nihayet bu kadim topraklar -Türk(iye) tarihinde ilk kez- bir komünisti, Fatih Mehmet Maçoğlu'nu kendine belediye başkanı seçmişti.

Bu Antonio Gramsci'nin, "Kayıtsızlık tarihin ölü ağırlığıdır," biçiminde tanımladığı negatif hâlin aşılması girişimiyken; eski milletvekili Hüseyin Aygün'ün, "Dersim katliamının sorumlusu devlet ve CHP'dir. Atatürk de bu olaylardan haberdardı,"[4] yönündeki açıklamaları, 1938'de yaşatılanları yeniden gündeme getirmişti.

 

3. §) Günümüzde "Tarihimizle yüzleşmeliyiz" söylemi içi en çok boşaltılmış cümlelerden ve bir o kadar da sahte politik vaat, siyaset öznelerinin nostalji malzemesi olsa da "Yüzleşme" talebinden vazgeçemeyiz.

"Cumhuriyet bileşenleri olarak, 'yurttaşlık/ eşitlik/ laiklik' üçlüsünü her zamankinden çok daha uyanık bir biçimde sahiplenme gereği yaşamsaldır,"[5] türünden palavraları bir kenara bırakarak tarih(imiz)le cesaretle yüzleşebilseydik, tabuları aşıp karanlık köşeleri aydınlatılabilseydik çok şey farklı olabilirdi: 1915 Ermeni tehciri/ kırımı ile yüzleşebilseydik Dersim olmazdı. Dersim'le yüzleşebilseydik bunca yıldır Kürt halkına reva görülen zulüm böyle yaşanmazdı.

Kemal Burkay'ın, "Bir eski öyküdür bileceksiniz/ Masallardan kalmıştır Dersim/ Ülkemin ortasında gizli/ Yanık bir türküdür" notunu düştüğü Dersim'in hülasası Cemal Süreya'nın, "bizi bir kamyona doldurdular./ tüfekli iki erin nezaretinde./ sonra o iki erle yük vagonuna doldurdular./ günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar./ tarih öncesi köpekler havlıyordu./ aklımdan hiç çıkmaz o yolculuk,/ o havlamalar, polisler./ duyarlığım biraz da o çocukluk izlenimleriyle besleniyor belki./ annem sürgünde öldü, babam sürgünde öldü," notuyken; aslolan unutmamak/ unutturmamaktır.

Evet! Yıkıntıların arasından geçmişin izlerini "es" geçmemeliyiz. Çünkü bellek kalıntılarını "Bizim için değerlidir," vurgusuyla toplayıp; yitirdiklerimizi bulup çıkar(a)mazsak toza dönüşeceğiz, esamemiz okunmayacak.

O hâlde uyuşuk ve hayalperest bir asilzadenin portresi gibi görünen Oblomov, kuşkusuz bundan fazlasıyken; adı tembellik, atalet, miskinlik, aylaklıkla özdeş hâle gelen çıkmaza prim vermeden bir kere daha Dersim hakikâtine kafa yorulmalıdır.

 

I. AYRIM: BİRAZ TARİH

 

4. §) Voltaire, "Tarih, cinayetlerin ve felâketlerin bir tutanağıdır," deyip; Howard Zinn, "Tarih; hükümetler, fatihler, diplomatlar ve liderlerin bakış açısından anlatılıyor"; Frantz Omar Fanon, "Sizi sömürgeleştiren yabancıların sizde yarattığı en büyük yıkım, zamanla sizin kendinize onların gözüyle bakmanızı sağlamalarıdır," vurgusuyla uyarırlarken ekler Arundhati Roy da: "Tarih gerçekten geçmiş değil, geleceğin bir çalışmasıdır."

Evet sınıf mücadeleleri tarihinin ürünü olarak toplumsal olaylar, itirazlar, isyanlar toplumun hafızasıdır. Bugünde geleceği biçimlendiren dinamiktir.

Söz konusu bellek tarihin derinliklerinde kalan birikimi ortaya çıkarırken; tarih hep bir üst düzeyde, yeni koşullarda yenilenen durumların önünü açar. Böylece kendilerini yeni koşullarda var ederken, kimi zaman çok eskilerde kalmış küçük bir kor yeniden parlar.

 

5. §) Kavimler kapısı Anadolu'nun Dersim'i de bu hikâyenin bir parçasıdır. Dersim bölgesine ilk yerleşimin M.Ö 6 binlere kadar uzandığı biliniyor. Subarlar, Hurriler, Asurlular, Hititler, Akadlar, Frigyalılar, Urartular, Medler, Persler, Makedonyalılar, Ermeniler, Kapadokyalılar, Romalılar, Sasaniler, Araplar, Bizanslılar, Selçuklular, Moğollar, Akkoyunlular, Osmanlılar gibi kimler gelip kimler geçti.

İddialar odur ki Dersim bölgesine kimi "İşuva" adını verdi; kimi "Supani"... Yaşayanlara kimi "Muştular" dedi; kimi "Müşkiler"...

Yaygın kanıya göre Dersim; Farsça, "der" (kapı), "sim" (gümüş) sözcüklerinden oluşan bir isim tamlamasıdır. Türkçe'ye "Gümüşkapı" olarak çevirebiliriz.

Güney ağızlarında Dersim, "Darsim" diye telaffuz ediliyor. Kimi tarihçi bunun sadece söyleniş olmadığını belirtiyor. Onlara göre "Darsım" Zazaca bir sözcük; 'dar" (ağaç) ve "sim" (gümüş) idi; ve Darsım aslında "Gümüşağaç" demekti...

Bölgeye birçok uygarlık geldi. Ve bunların çoğu isim değiştirdiler. Örneğin Çemişkezek bölgesine; Hititler "Zuhma"; Urartular " Tamişkiş"; Romalılar "Hieropolis"; Bizanslılar "Tsimisca" dediler...

Dersim'in adı uzun yıllar "Daranalis" olarak kaldı. Bu ismin, M.Ö 519'da Doğu Anadolu'yu fetheden Pers Kralı Dara'nın adından kaynaklandığı ileri sürülüyor.

 

"DERSİM'İN ERMENİCE İSİMLERİ" HAKKINDA

DERSİM

İsmi şehir ile özdeşleşmiş Ermeni Papaz Der Simon'dan gelmektedir. Bölgede ayaklanmaya katılan Papaz Der Simon yenilince din değiştirerek Şialığa geçmek zorunda kalmıştır. Dersim'de bulunan Mirakyan, Pilvenkyan, Kekertiyan, Kalyan, Dalyan, Gaziyan, Hormekyan, Karabaliyan gibi aşiretler şehrin önde gelen Der Simon gibi din değiştiren muhtedilerdendir.

HOZAT

Ermenice "Khozag" kelimesinden gelmektedir. "Khoz" Ermenice'de "Domuz" demek. "-Ag" eki ise küçültme terimidir. Bakınız: Khozag "Domuzcuk".

PÜLÜMÜR

Ermenice "Plur Mori" kelimesinden gelmektedir. Ermenice'deki anlamı "Böğürtlen Tepesi" demektir.

OVACIK

Ermenice "Plur" kelimesinden gelmektedir. "Plur" Ermenice "Tepe"dir.

ÇEMİŞGEZEK

Ermenice "Tzmisgezag" kelimesinden gelmektedir. Tzimiskes Romalı Ermeni komutanın ismidir. Şehir halkı boyunun kısalığından dolayı Tzmisgez'e Ermenice'de "Tzimisgezag" yani "Kısacık Cüce" diyorlardı. İlçeye Dersimli paganların isyanını bastıran Tzimisgez'in ismi resmi olarak verildi. Fakat Ermeni halkı Ermeni komutanı Tzimisgez'in ismini değil de onu alaya alan "Tzimisgezag" "Kısacık Cüce" lakabını kullanmayı tercih etti. Yine rivayetlere göre Dersim Ermenileri, kendi aralarında Romalı Ermeni komutanı Tzimiskes'i alaya almak için ona "kırmızı botlarının boyu kendisinden büyük" diyorlardı.

NAZİMİYE

İlçenin eski ismi Osmanlı dönemine kadar "Kızıl Kilise" idi. Çünkü Dersim Ermenileri bölgeyi "Garmir Vank" yani "Kızıl Kilise" olarak adlandırmışlardı.

MAZGİRT

Ermenice "Medzgert" kelimesinden gelir. "Medz" Ermenice'de "Büyük" demek. "Gert" ise "Taş" anlamına geliyor

PERTEK

Ermenice "Pertag". "Pert" Ermenice'de "Kale" demek. Pertag Ermenice'de "Kalecik" demek.

 

6. §) Dersim, daha öncesinde Osmanlı (ve İran) imparatorluğu tarafından gevşek biçimde sömürgeleştirilmiş ve daha sonra çözülüş sürecinin kaosu içinde serbestiyeti daha da artmış olan Kürdistan coğrafyasının, cumhuriyet rejimi tarafından yeniden sömürgeleştirilmesi sürecinde son halkayı oluşturuyordu. Bu sürecin temel bir yönü ise asimile etme, yani Türkleştirmedir. Dolayısıyla Dersim sorununun özü de, yörenin Alevî Kürt halkının bu yeniden sömürgeleştirilme ve Türkleştirme sürecine karşı ulusal öz taşıyan bir direnişi ve direnişin ezilmesidir. Sorunun bunun dışındaki tüm formülasyonları, iyi niyetli hâllerde bir yanılgı ve kavrayışsızlık, diğer hâllerde ise açıktan ya da örtülü biçimde saptırmacadır, aldatmacadır.

Dalgalı bir seyir izlese de, yüzyıllar boyunca Osmanlı ve İran gibi büyük devletlere bağlı emirlikler biçiminde, özerk varlık sürdürmüş ezilen bir halk konusunda Tunceli Üniversitesi'nin düzenlediği '2. Uluslararası Tunceli (Dersim) Sempozyumu'nda doktora öğrencisi Kibar Taş, 'Dersim'in Osmanlı Hâkimiyetine Girişi...' başlıklı tebliğinde, imparatorluğun resmi kaynaklarına dayanarak, Yavuz Sultan Selim dönemindeki büyük Alevî Katliamı'nı anlatırken; Kürt beylerinden İdris-i Bitlisi'nin katliamları savunan yazısından şunları aktardı:

"Bilgin tabiatlı Sultan bu topluluğa (Kızılbaş) bağlananları kısım kısım, isim isim kaydetmeleri için her yöreye bilgili kâtipler gönderdi. Yediden yetmişe herkesin adının yüce makamlı divana getirilmesini istedi. Yazıcılar, isimleri deftere kaydedince yaşlı ve gençlerden kayıtların sayısı kırk bin oldu. Ulaklar yazılan defterleri her yörenin hâkimine ulaştırdıktan sonra her yörede keskin kılıç, adım adım yazılanlara yöneldi. Bu öldürülenlerin sayısı hesaplanan kırk bini de aştı..."

Görüyoruz ki ünlü tarihçi İsmail Hakkı Uzunçarşılı'nın 1500'lü yılların başındaki büyük katliama ilişkin saptamaları da aynı doğrultuda: "Anadolu'da yediden yetmişe kadar Kızılbaş oldukları sabit olanlarca tahrir ettirilmiş ve mazaratları dokunacak olan kırk bin kişi hapis ve idam ettirilmiştir."[6]

Merkezi devlet yapısına kavuştuktan sonra fethettiği Bizans'a benzeyen Osmanlı'nın, bir türlü ehlileşmeyen Alevîleri zapturapt altına alıp egemenliğini pekiştirme ve emperyal heveslerini gerçekleştirme hamlelerini görmezden gelmek mümkün değildir. Bu kader tarih boyunca değişmedi. Merkezi otoriteye biat etmeyen herkes katledildi.

Dersim'de, tarih boyunca merkezi otorite tarafından katledilmiş bir halkın yaşadığını vurgulamak gerekiyor öncelikle. Osmanlı gelmiş halkın çocuklarını asker olarak almış, uşak olarak almış, vergi almış, hiçbir şey bulamasa can almıştı...

"1514 Çaldıran Savaşı'nda Türkmen Şah İsmail'i, İdris-i Bitlisi'nin de yardımıyla yenen Yavuz, Şeyhülislâm Ebu Suud'un fetvalarıyla da Alevîlerin katliamını devam ettirmiştir."[7]

"Yavuz Sultan Selim'den beri böyleydi bu. Paşaların, vezirlerin vesairenin bölgeye gidip incelemelerde bulunması, raporlar yazması ta 1700'lere dayanıyor. Bölge hep "sorunlu"! Sonra 1847'lerde tekrar raporlar var, Abdülhamit döneminde yeniden var.[8]

Osmanlı'nın birkaç yüzyılı bu konuda tetikte olmakla geçiyor. Defalarca harekât düzenliyorlar. Harekâtlardan sonra zaman zaman aşiretlerle anlaşmalara gidiliyor. Hapis yatanlara af öneriliyor. Aşiretlerin gücünü kırmak için yöntem hep aynı. Aşiret reisleri aileleriyle sürgüne gönderiliyor.

Sürekli askeri harekâtın sonuç vermediğini Osmanlı da görüyor."[9]

Kolay mı? Osmanlı'daki Sünnî İslâm tahakküme karşı Dersim, Kızılbaş Alevîlerin üssü olmuştur tarihi boyunca. Geçit vermez coğrafyası sayesinde kendi inancını bugüne getirebilmiştir. Alevî coğrafyasının pirleri Dersim'den Kayseri ve Maraş'a kadar giderler. Başı Osmanlı ile derde giren pek çokları Dersim'e sığındı. Yakın zamanda Ermeni kıyımında 30 bin civarında Ermeni "Heqa Bextiye/ Sığınma Hakkı" almışlardı. "Textê xo bırızne, bextê xo merızne/ Tahtını yık ama bahtını yıkma" diyen Dersimliler kendisine sığınan herkesi korudular.[10]

Dr. Nuri Dersimi'ye göreyse, "Bavo adıyla anılan Seyi

  Bu yazı 7675 defa okunmuştur.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 30 26 1 3 68 20 81 +48
2 Fenerbahçe 30 25 1 4 79 25 79 +54
3 Trabzonspor 30 15 11 4 51 40 49 +11
4 Beşiktaş 30 14 12 4 40 36 46 +4
5 Kasımpaşa 30 12 11 7 53 55 43 -2
6 Başakşehir FK 30 12 12 6 38 35 42 +3
7 Çaykur Rizespor 30 12 12 6 36 47 42 -11
8 Antalyaspor 30 10 9 11 35 33 41 +2
9 Adana Demirspor 30 9 9 12 46 39 39 +7
10 Alanyaspor 30 9 9 12 38 42 39 -4
11 Sivasspor 30 9 10 11 36 43 38 -7
12 Samsunspor 30 10 14 6 35 41 36 -6
13 Kayserispor 30 10 11 9 36 43 36 -7
14 MKE Ankaragücü 30 7 11 12 36 39 33 -3
15 Hatayspor 30 7 11 12 36 40 33 -4
16 Konyaspor 30 7 11 12 31 42 33 -11
17 Gaziantep FK 30 8 15 7 34 44 31 -10
18 Fatih Karagümrük 30 7 14 9 34 38 30 -4
19 Pendikspor 30 7 15 8 34 61 29 -27
20 İstanbulspor 30 3 20 7 22 55 13 -33
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 27 21 5 1 64 23 64 +41
2 Göztepe 27 17 5 5 45 15 56 +30
3 Sakaryaspor 27 13 6 8 41 28 47 +13
4 Çorum FK 27 13 8 6 44 28 45 +16
5 Kocaelispor 27 13 8 6 39 31 45 +8
6 Bodrumspor 27 12 7 8 35 19 44 +16
7 Boluspor 27 12 8 7 26 28 43 -2
8 Bandırmaspor 27 11 8 8 37 24 41 +13
9 Gençlerbirliği 27 10 7 10 31 26 40 +5
10 Erzurumspor FK 27 10 7 10 26 21 37 +5
11 Ümraniyespor 27 9 12 6 32 39 33 -7
12 Keçiörengücü 27 8 11 8 24 33 32 -9
13 Manisa FK 27 7 10 10 33 33 31 0
14 Şanlıurfaspor 27 6 12 9 23 30 27 -7
15 Tuzlaspor 27 7 14 6 26 43 27 -17
16 Adanaspor 27 8 16 3 21 40 27 -19
17 Altay 27 5 19 3 12 55 15 -43
18 Giresunspor 27 2 21 4 12 55 7 -43
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 30 21 5 4 67 26 67 +41
2 Bucaspor 1928 30 18 3 9 46 19 63 +27
3 Van Spor FK 30 19 5 6 50 31 63 +19
4 1461 Trabzon FK 30 16 6 8 56 32 56 +24
5 Yeni Mersin İdman Yurdu 30 15 6 9 42 25 54 +17
6 Ankaraspor 31 14 6 11 39 26 53 +13
7 Ankara Demirspor 30 13 12 5 35 32 44 +3
8 Karacabey Belediye Spor 31 11 10 10 32 29 43 +3
9 Beyoğlu Yeniçarşıspor 30 12 13 5 35 31 41 +4
10 Diyarbekir Spor 30 11 12 7 32 30 40 +2
11 Kırklarelispor 31 9 12 10 24 34 37 -10
12 Hes İlaç Afyonspor 30 8 11 11 18 28 35 -10
13 Nazilli Belediyespor 31 10 13 8 35 49 35 -14
14 Altınordu 30 8 12 10 34 31 34 +3
15 Serik Belediyespor 31 8 13 10 25 34 34 -9
16 Zonguldak Kömürspor 30 7 15 8 29 49 26 -20
17 Kırşehir Futbol SK 31 5 20 6 28 61 21 -33
18 Bursaspor 30 5 17 8 22 50 20 -28
19 Adıyaman FK 30 3 22 5 20 52 14 -32
Takım O G M B A Y P AV
1 Aliağa Futbol A.Ş. 24 17 0 7 50 12 58 +38
2 Kepezspor FAŞ 23 18 1 4 47 11 58 +36
3 52 Orduspor FK 24 12 7 5 30 22 41 +8
4 Ayvalıkgücü Belediyespor 23 11 6 6 28 19 39 +9
5 Edirnespor 23 11 8 4 37 22 37 +15
6 İnegöl Kafkas GK 23 9 6 8 24 23 35 +1
7 Mardin 1969 Spor 23 10 9 4 31 26 34 +5
8 K.Çekmece Sinopspor 24 9 9 6 33 25 33 +8
9 Artvin Hopaspor 23 8 8 7 30 22 31 +8
10 Karabük İdmanyurdu Spor 23 9 10 4 21 31 31 -10
11 Talasgücü Belediyespor 24 8 14 2 24 37 26 -13
12 Kırıkkalegücü FK 23 6 12 5 18 29 23 -11
13 Gümüşhanespor 24 4 11 9 18 37 21 -19
14 Malatya Arguvanspor 23 2 17 4 9 40 10 -31
15 Tarsus İdman Yurdu 23 2 18 3 16 60 9 -44
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 02/04/2024 İstanbulspor vs Çaykur Rizespor
 02/04/2024 Antalyaspor vs MKE Ankaragücü
 02/04/2024 Galatasaray vs Hatayspor
 02/04/2024 Gaziantep FK vs Alanyaspor
 03/04/2024 Sivasspor vs Fatih Karagümrük
 03/04/2024 Fenerbahçe vs Adana Demirspor
 03/04/2024 Kayserispor vs Kasımpaşa
 03/04/2024 Konyaspor vs Trabzonspor
 04/04/2024 Başakşehir FK vs Beşiktaş
 04/04/2024 Samsunspor vs Pendikspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 02/04/2024 Keçiörengücü vs Çorum FK
 02/04/2024 Şanlıurfaspor vs Sakaryaspor
 02/04/2024 Boluspor vs Gençlerbirliği
 02/04/2024 Manisa FK vs Bodrum FK
 03/04/2024 Tuzlaspor vs Ümraniyespor
 03/04/2024 Adanaspor vs Eyüpspor
 03/04/2024 Altay vs Bandırmaspor
 03/04/2024 Kocaelispor vs Göztepe
 04/04/2024 Erzurumspor FK vs Giresunspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 03/04/2024 Diyarbekir Spor vs Nazilli Belediyespor
 03/04/2024 Esenler Erokspor vs Beyoğlu Yeniçarşıspor
 03/04/2024 Hes İlaç Afyonspor vs Altınordu
 03/04/2024 Kırklarelispor vs Bucaspor 1928
 03/04/2024 Kırşehir Futbol SK vs Adıyaman FK
 03/04/2024 Van Spor FK vs Ankaraspor
 03/04/2024 Yeni Mersin İdman Yurdu vs Karacabey Belediye Spor
 03/04/2024 Zonguldak Kömürspor vs Bursaspor
 03/04/2024 1461 Trabzon FK vs Ankara Demirspor
 03/04/2024 Kırklarelispor - Bucaspor 1928 Kırklarelispor ligde evindeki son 5 maçında hiç kaybetmedi  Kırklarelispor yenilmez
 03/04/2024 Diyarbekir Spor - Nazilli Belediyespor Diyarbekir Spor ligdeki son 5 maçında hiç kazanamadı  Nazilli Belediyespor yenilmez
 03/04/2024 Van Spor FK - Ankaraspor Van Spor FK ligde evindeki son 7 maçını kazandı  Van Spor FK kazanır
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 03/04/2024 Artvin Hopaspor vs Edirnespor
 03/04/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor vs Gümüşhanespor
 03/04/2024 K.Çekmece Sinopspor vs İnegöl Kafkas GK
 03/04/2024 Malatya Arguvanspor vs Kepezspor FAŞ
 03/04/2024 Mardin 1969 Spor vs Aliağa Futbol A.Ş.
 03/04/2024 Tarsus İdman Yurdu vs Kırıkkalegücü FK
 03/04/2024 52 Orduspor FK vs Karabük İdmanyurdu Spor
 03/04/2024 52 Orduspor FK - Karabük İdmanyurdu Spor 52 Orduspor FK ligde evindeki son 5 maçını kazandı  52 Orduspor FK kazanır
 03/04/2024 Tarsus İdman Yurdu - Kırıkkalegücü FK Kırıkkalegücü FK ligde deplasmandaki son 8 maçında hiç kazanamadı  Tarsus İdman Yurdu yenilmez
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
ŞANS OYUNLARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI