Temel DEMİRER
  27-12-2020 19:13:00

ÖRNEKLERİYLE -OLMASI GEREKEN- AYKIRI[*]

TEMEL DEMİRER

 

"Bağımsız ve özgür ol! Bir asi ol!

Bir asi kimseye bağımlı değildir.

O kendi eşsizliğine saygı duyar."[1]

 

Çok önceleri Fyodor Mihayloviç Dostoyevski'nin, "Bu devir, sıradan insanın en parlak zamanı; duygusuzluğun, bilgisizliğin, tembelliğin, yeteneksizliğin, hazıra konmak isteyen bir kuşağın devridir. Kimse bir şeyin üzerinde durup düşünmüyor. Kendisine bir ülkü edinen çok az. Umutlu birisi çıkıp iki ağaç dikse herkes gülüyor: 'Yahu bu ağaç büyüyünceye kadar yaşayacak mısın sen?' (...) İnsanları birbirine bağlayan ülkü tümden yitti, kayıplara karıştı. Herkes, yarın sabah çekip gidecekleri bir handaymış gibi yaşıyor. Herkes kendini düşünüyor. Kendisi kapabileceği kadar kapsın, geride kalanlar isterse açlıktan, soğuktan ölsün, vız geliyor,"[2] diye tarif ettiği hâli -çok sonraları- bugün(ümüz)de yaş(atıl)ıyoruz.

Ütopyalara sırt dönüp, başkaldırıya "Elveda" diyerek aykırıya düşmanlaş(tır)ılmış (rezalet) bir tablo bu.

"Olağan" (denilene) teslim olmuş -ütopyasız, başkaldırısız!- bu bataklıkta insan olmak (ve kalmak) fiilinin büyük hüneri, aykırı yaşamayı göze almaktır.

 "Olağan" (denilenin) ahlâki varsaydıkları, kendi ayıp ve kusurlarını ortaya koyan teslimiyetten başka bir şey değilken; sadece "Hayır" diyerek, gerçekten aykırı olabilirsiniz.[3]

Kolay mı? Yalan (ile yanlış)ın orta yerinde doğru, her zaman aykırıdır.

Aykırı olmak, "olağan" (denilenin) yüklerinden kurtulmaktır; küçük başlasa da büyük düşünüp, davranmaktır.

Doğrularından ödün vermeyenlerin beli bükülse de başı dik durur. Malum aykırı farklı olmak, farklı düşünmek cüretidir.

Aykırı, "olağan" (denilenin) binlerce hâline "Hayır" demekken; duruşunuzda aykırıya mündemiç tutku yoksa daha baştan yeniksiniz, hemen pes edersiniz.

Daha yaşanılabilir bir dünya için hayatta dik durmayı başarmak, egemene kafa tutmak devrimci olmaktır; "Ütopya neden bütün devrimci hareketlerin bir koşuludur? Çünkü az çok toplumsal bilincin içinde gömülü olan çokça tarihsel deneyim bize, şimdi erişilemez olan amaçlara, henüz erişilemez durumdayken telaffuz edilmedikleri hâlde, asla ulaşılamayacağını söyler. Belirli bir anda olanaksız olan şey, ancak olanaksız olduğu bir zamanda ifade edilerek olanaklı hâle gelebilir... Bir ütopyanın varlığı, onun sonunda bir ütopya olmaktan çıkmasının gerekli bir şartıdır," diyen Leszek Kolakowski'nin saptamasına ekler Yaşar Kemal:

"İnsanlar her şeye, her şeye başkaldırmalı... İnsanlar böyle uyudukça, böyle zulüm altında inlemeyi kabul ettikçe insanlığın bir sinekten ne farkı olur, eğer en küçük bir haksızlığa, bir zulme başkaldırmayı akıl etmezlerse, insanlık bundan böyle daha da beter hâle düşecektir... İnsan soyu başkaldırmayı yemek, içmek, yaşamak, uyumak, çocuk yapmak gibi bir yaşama biçimi yapmazsa bugünden de bin beter olacak, içi boşalacak, duymayı, düşünmeyi, sevmeyi, sevişmeyi, dostluğu, arkadaşlığı, göğün, yerin, kurdun, kuşun, akarsuyun, tanyerindeki ışığın, yürekteki sıcaklığını unutacak..."[4]

Tam da bunun için Şêrko Bêkes'in, "Çok şeyler var ki çürürler, unutulur, ölürler./ Saltanat tahtı, tacı, asası gibi./ Oysa bazı şeyler var ne çürürler, ne unutulur ne de ölürler,/ Charlie Chaplin'in şapkası, bastonu, ayakkabısı gibi," dizelerindeki aykırıya daha fazla muhtacız bugünlerde.

Hani Yılmaz Güney'in, "Ne kemik uğruna köpek olduk, nede menfaat uğruna çakal. Biz hayatımız boyunca hep dik durduk..."

Charles Bukowski'nin, "Kalabalığa karışmak için hiçbir özellik gerekmez. Ama yalnız ve dik durmak için, gerçekten çok şey gerekir..."

Stefano E. d'Anna'nın, "Dik dur ve hiç bir yere yaslanma! Kesinlikle kimsenin seni yorgun, ya da bitkin görmesine izin verme!"

Marcus Aurelius'ün, "Dimdik durmalısın, başkaları seni ayakta tutmasın," diye tarif ettiği türden ve bunu yaşama geçirenlerden mülhem...

 

TESLİM ALINAMAYAN CÜRET

 

Aykırı diz çök(ertile)meyen, teslim alın(a)mayan cürettir: Hallac-ı Mansur, Giordano Bruno, Metin Kurt gibi...

Görüşleri dönemin iktidarını ve (iktidar ile dirsek temasındaki) ilahiyat çevrelerini zorlayan Hallac-ı Mansur; mahkeme sözünde, davasından -asılsa, çarmıha gerilse, eli ayağı kesilse de- asla ve asla dönmeyeceğini haykıran bir cürettir.

"İnsanlar neden bu cennet dünyayı önce cehenneme çevirir ve sonra cennete gitmek için uğraşır?" sorunu dillendiren Hallac-ı Mansur, "Cehennem acı çektiğimiz yer değil, acı çektiğimizi kimsenin duymadığı yerdir," uyarısıyla boyun eğdirilemeyenlerdendir.

Tıpkı İtalyan düşünür, matematikçi, ozan Giordano Bruno (1548-1600) gibi...

17 Şubat 1600'da Engizisyon'un "kararı" ile bilimsel düşüncelerinden ötürü Roma'daki meydanda - dili koparıldıktan sonra- yakılarak katledilen O, döneminin en cesur felsefe insanı ve özgürlük savunucusuydu.

Sekiz yıl boyunca işkence görmesine karşın görüşlerinden vazgeçmeyen Giordano Bruno'nun yakılıp, yok edildiği sanılan o yerde bugün anıtı yükselir ve meydanın adı da 'Çiçek Tarlası/ Campo de Fiori'dir

Kolay mı?

"Evren sonsuzdur..."

"Zaman her şeyi alır ve her şeyi verir..."

"Halkın çoğunluğu ona inansın inanmasın, gerçek değişmez..."

"Yaşamı ben de çok seviyorum; fakat gerçeklerim bunun üstündedir..."

"Ne gördüğüm gerçeği gizlemekten hoşlanırım, ne de bunu açıkça ifade etmekten korkarım..."

"Bilgisizliğin azgınlığına karşı savaştım. İnanın ki dünya ihtiyaçları ya da öz saygı için bu acıya katlanmıyorum..."

"Ölümümü bildirirken siz benden daha çok korkuyorsunuz," diye haykıran bir cüretti, meydan okumaydı O...

"Meydan okuma" deyince Metin Kurt'u hatırlamamak mümkün mü?

"... 'Atılan her gol emekçinin kalesine atılan goldür,' diyen Onu dinlerken, ardında 20 senelik bir inceleme, düşünmenin yattığını bilmek lazım. 'Maç esnasında, sahadayken, tribündeki herkesin duyacağı tek bir cümle söyle' denseydi ona, tüm taraftarlara 'gelmeyin buraya' derdi," sözleriyle anıyor onu, Metin Kurt'un yakın arkadaşlarından Veysel Atayman.[5]

Galatasaray'dan ayrılma kararını verip, başka bir takıma daha büyük paralara transfer olabilecekken Kayserispor'u neden seçtiğini soran 'Milliyet Gazetesi'nden Nezih Alkış'a, "Maddi koşullar ötesinde beni fikirlerimle beraber istediler," yanıtını veren Metin Kurt ekler:

"Haklı bir davada tükürdüğümü yalayarak, Galatasaray'daki egemen olan çevrelere yaranarak Galatasaray'da kalmak, Galatasaray'a ve boğazımdaki lokmanın sahibi sayın sporseverlere ihanetten başka bir şey değildir."

Metin Kurt denince akla ilk gelen, "Futbol borsada değil arsada güzel", "Atılan her gol emekçinin kalesine" sözleriyken; "Oyunla spor aynı şey değildir. Örneğin, günümüzde sporların kralı (!) olarak bilinen futbolu ele alacak olursak; puan verme, gol averajı, kümeden düşme, kümeden çıkma vb. kurallar, futbol oyununda bulunmayan dış kurallardır. İşte futbol oyununun bu dış kurallar içine girerek kurumsallaşması futbol sporunu yani rantı oluşturur," derdi.

Paranın, şöhretin egemenliğince teslim alınamayan bir cüretti Onun ki...

 

DİK DURAN POLİTİKA

 

11 Eylül 1973 sabahı Şili'de "Akbabaların Günü"ydü.

Ulusal Güvenlik Danışmanı Henry Kissinger'in, ABD Başkanı Richard Nixon'a notunda, "Eğer Şili'deki kaynakların yeniden dağılımı konusunda başarılı olursa, diğer ülkeler de aynı şeyi yapar," uyarısının devreye soktuğu darbeyle Şili'nin en karanlık dönemini başlatıyordu.

Karşılarında sosyalist Başkan Salvador Allende vardı.

Hani "Bu koşullarda, sözlerim sadece işçilere: Teslim olmayacağım! Bu tarihi dönemeçte, halka olan sadakatimin bedelini hayatımla ödeyeceğim. Ve onlara, binlerce Şililinin tertemiz vicdanına serptiğimiz tohumların kuruyup gitmeyeceğinden şüphem olmadığını söyleyeceğim. Güçleri var, bizi ezebilirler. Ancak toplumsal dönüşümler ne suçla ne de güçle bastırılabilir. Tarih bizimdir, tarihi toplumlar yapar."

"Bunlar benim son sözlerim. Fedakârlığımın boşuna olmadığından eminim. Sonunda, en azından, suçu, alçaklığı ve ihaneti cezalandıracak bir ahlâk dersi olacak."

En son cümleleri buydu onun. José Martí'nin dizelerini hatırlatıyor bize hep: "Varsın hainleri gizlesinler soğuk bir taş altında/ Dürüstçe yaşadım ben, karşılığında/ Yüzüm doğan güneşe dönük öleceğim.

Elinde Fidel'in hediyesi Klaşinkof ile son radyo konuşmasında halka seslenen Salvador Allende, başkanlık sarayı bombalanarak darbeciler tarafından işgal edildiğinde, canlı ele geçirilemedi.

Son anda bile düşmanlarına büyük bir ahlâki ders veren Onun ölümü, kendisine bildirildiğinde cunta şefi Pinochet'nin tepkisi, "Cesedini bir tabuta koyun ve ailesiyle beraber Küba'ya gönderin, herifin ölüsü bile bize problem çıkarıyor," olmuştu.

Gerçekten de öyle. Ölüsü bile 'problem' oldu dünyadaki bütün faşistler için...

Çünkü O, yoksulların başkanıydı; aykırıydı...

Nelson Mandela gibi...

"Ben, tüm insanların uyum ve eşit fırsatlara sahip şekilde beraberce yaşadığı, demokratik ve özgür bir toplum idealini benimsedim. Bu, uğrunda yaşamak ve ulaşmak istediğim idealdir ama gerektiğinde bunun uğrunda ölürüm de," diyen O, tarihe damgasını vuranlardandı.

"Mücadele", "Barış", "Özgürlük", "Eşitlik", "Adalet" deyince hemencecik anımsananlardandı.

Yaşama, insanlığa kattığı değerlerle yerkürenin onurlarından, yani umuda can suyu olanlardı.

Mücadeleyle, zorluk, yoksulluk ve hapislerle geçen bir ömür onunki...

27 yılını demir parmaklıklar arasında geçirdikten sonra artan dış baskılar sonucu 11 Şubat 1990'da serbest bırakıldı.

Güney Afrika'da Madiba ismiyle anılan Mandela, anti-sömürgeci ve ırkçılıkla mücadelenin sembollerinden olurken; hepimize şunları öğretti:

"Ben bir komünist değilim ama söylemeliyim ki; bizi onlardan başka da anlayan olmadı..."

"Mücadele benim hayatımdır..."

"Büyük bir tepeyi aştığında insanın bulacağı şey; daha aşılacak çok tepenin olduğudur..."

"Cesur insan korku hissetmeyen değil, korkusunu fetheden insandır..."

"Tercihleriniz umutlarınızı yansıtsın, korkularınızı değil..."

"Hayattaki en büyük zafer hiçbir zaman düşmemekte değil, her düştüğünde ayağa kalkmakta yatar..."

"Yapılana dek, her zaman imkânsız gözükür..."

"Kadınlar bütün baskı ve zulüm zincirlerinden kurtulmadıkça özgürlükten bahsedilemez..."

"Önemli olan teninin rengi değil, değerlerinin rengidir..."

"Hiç kimse ten renginden, geçmişinden ya da dininden dolayı bir diğerinden nefret ederek dünyaya gelmez..."

"Biz beyazlara karşı değiliz, beyazların üstünlüğüne karşıyız..."

"Özgür olmak, sadece birisinin zincirlerini kırması değildir. Ancak başkalarının özgürlüğünü artırmak ve başkalarının özgürlüğüne saygı duyacak şekilde yaşamaktır..."

"Özgürlüğün kolay yolu yoktur. Çoğumuz arzularımıza ulaşmak için ölümün gölgesindeki vadiden tekrar tekrar geçmek zorundayız..."

"Özgürlüğün amacı onu başkaları için yaratmaktır..."

"Özgürlük için gökyüzünü satın almanıza gerek yok. Vicdanınızı satmayın yeter..."

Ve ısrarın, vazgeçmeyişin Türkçesi yani "İnsanın her davranışı ve düşüncesi, toplum içinde, toplumla birlikte, toplum için ve toplum olarak yaşamaktır," diyen Dr. Hikmet Kıvılcımlı...

 O, "Tarafsızlık bizim harcımız değil," vurgusuyla komünistler için bir düşünce davranış öğretmenidir.

Kolay mı?

"Kimseden proletarya doğruluğu ve yoldaşlığı dışında hiçbir şey beklemedik. Kimsenin de bizden başka şey istemesine göz yummadık..."

"Görev başında ömür merdiveninin son basamaklarına geldik. Kimsenin kara yahut mavi yahut yeşil, elâ gözü için yaşamadık..."

"Yeryüzünde en çok tartışılan bir sözcük varsa, o da sosyalizmdir..."

"Tarihin yörüngesi, en ufak ikircikliğe yer bırakmayacak ölçüde işçi sınıfının yörüngesine girmiştir..."

"İnsanlık bir adım geri, iki adım ileri de olsa, izafî olarak, her seferinde azıcık daha yol alarak, modern medeniyet basamağına doğru yükselir..."

 "Düşündüğü gibi yaşamak için güreşmeyen aydın, uşaktır..."

 "Parti kurmak turşu kurmaya benzemez," uyarıları güncelliğini taşıyan O; dik durmanın abidelerindendir...

Tıpkı Mihri Belli gibi...

Marksist-Leninist düşünce ve devrimci eylemlerle 1936'da iktisat okumaya gittiği Amerika'da tanıştı; Yunanistan iç savaşında, partizanların safında tabur komutanlığına kadar yükseldi "Kapetan Kemal". İki kez ağır şekilde yaralandı.

Mücadele dolu yıllarda, 12 Mart 1971 muhtırasının ardından yakalanmamak için yurt dışına çıktı. Bir süre Filistin Kurtuluş Örgütü'nün konuğu oldu.

7 Nisan 1979'da bir faşistin suikast girişiminde maruz kaldı.

12 Eylül 1980 darbesinden sonra, yine yurt dışına çıktı. Bir süre Ortadoğu'da kaldı.

Toplam 11 sene hapis, 18 sene zorunlu sürgün yaşayan Belli'yi 16 Ağustos 2011'de yitirdik.[6]

El özet O, "Dare a Cesare quel che è di Cesare/ Sezar'ın hakkı Sezar'a" dedirten hakikâtiyle "Devrimin Gezgin Şövalyesi"ydi.[7]

Sonra "Kişiler hakkında nasıl mı karar vereceksin? Hayatlarına bakarak. Bir insan, yaşadığı hayatın insanıdır." "Eğer bir şey yapılacaksa, onu iyi yapmak gerekir." "Sosyalist doğulmaz sosyalist yaşanır," diyen Behice Boran...

77 yıllık yaşamında O, "Hafızanın Onuru",[8] "İşçi Sınıfının Sosyoloğuydu",[9] örgütlü mücadeleydi...

"Boran toplumunu aydınlatmak ve değiştirmek için nasıl bir yol izlenmesi gerektiği sorusunun yanıtını sosyolojide değil Marksizm'de bulmuştu. Kazanmaya başladığı sınıfsal bakış açısı onu neyin nasıl yapılması gerektiği konusunda aydınlatmıştı. Sonraları Lenin'i okuduğunda fikirle eylem arasındaki ilişkiyi, pratikte neyin nasıl yapılması gerektiğini kavramaya başladı. Artık Boran'a göre bir fikir sahibi olmak demek, o fikri hayata geçirmek demekti."[10]

Şu uyarıların takipçisi oldu her daim:

"İşçi sınıfı bu bilgileri, mücadele deneyimlerini, iktidar için gerekli yetenekleri ancak politik düzeyde örgütlenerek, partileşerek kazanabilir. Kendi bağımsız partisi aracılığıyla ancak iktidar olabilir ve iktidarda kalıp işleri yürütebilir..."[11]

"Toplumlar, tarihlerindeki gelişme ve ilerleme atılışlarının doruk noktalarından geçerek, bu doruk noktaları birbirine katışıp birikerek sosyalist çizgiye ve sosyalizm aşamasına gelirler..."

"Kurtuluş mücadele ile sağlanır boyun eğerek değil. Kurtuluş tek tek olmayacaktır. Hep birlikte kurtulacağız. Hep birlikte mücadele edeceğiz. Hep birlikte kazanacağız..."

"Kadın hareketi sınıf mücadelesiyle bütünleştirilmelidir..."

"İşçilerin kaybedeceği hiçbir şey yok, kazanacağı çok şey vardır. Dünyanın her memleketinde işçi sınıfı ileriliğin ve gelişmenin savunucusu olmuştur..."

"İşçi sınıfının mücadele ufku, ücret, ikramiye, kıdem tazminatı, referandum gibi ekonomik sorunlarla sınırlanmamalıdır..."

"İktidar şu partiye değil de, bu partiye sadece oy vermekle gerçekleşmez. İşçi sınıfımızın kendisi iktidar hazırlanmalıdır..."

Özetle "O yüzünü salt Türkiye'ye dönmemiş, 'Selam Türkiye'nin ve dünyanın aydınlık geleceğine' söylemiyle politik yaklaşımına evrensel bir boyut getirmişti."[12]

 

AYDIN(LATAN)LAR

 

"Farklı okumalara"[13] açık İbn-i Haldun yapıtlarıyla özellikle de 'Mukaddime'siyle önemlidir.

"İnsan, alışkanlıklarının çocuğudur," diyen İbn-i Haldun'un sosyolojiye, siyaset bilimine "asabiye teorisi"yle[14] katkıları ile Karl Marx arasında "paralellik" kurulurken; 'Mukaddime' çevirmeni Zakir Kadiri Oğan, önsözde "Onun mülke ve sermayeye saygılı bir sosyalist olduğu iddiasını yazıya geçiriyor"ken;[15] gerçekten de önemli bir âlimdir İbn-i Haldun.

"Siyasal İslâm emperyalizmin baş işbirlikçisidir," diyen Samir Amin de çağının "İbn-i Haldun"larındandı...

O, "geleceğin her zaman açık olduğunu" savunanlardandı; "Analizimi ve önermelerimi üzerine kurduğum çelişki diyalektiği, 'geleceğin her zaman açık' olduğu, 'tarihin kendisinden önce tarihin yasalarının' olmadığı ve geleceğin henüz yaşanmamış olduğu anlamına gelir,"[16] derdi.

Karl Marx'ın, "Dünyayı anlamak yeterli değildir asıl olan onu değiştirmektir" tezine sahip çıkarken de "inşa etmek" için yola çıkanların yanı sıra, hepimize görev düştüğünü vurguluyor, "daha mütevazı biçimde bilincimiz elverdiği ölçüde kendisine katkı sunmak istediğimiz bir gelecek hayalini" savunuyordu.

Hepimizi hayata çağıran bu iyimserliğin kaynağında kapitalizmin geldiği aşamayı iyi bilmek yatıyordu. "Çağdaş kapitalizm, artık yalnızca bir sömürü ve emeğin bastırılması rejimi değildir, insanlığın düşmanı hâline gelmiş durumdadır," diyen Samir Amin, olumlu hiçbir yanı kalmayan, çürümüşlüğü birikimin yıkıcı boyutları tarafından belirlenen kapitalizmin gününü doldurmuş olduğunun kabul edilmesinin gerektiğini savundu hep.[17]

Gerçekten de "6 yaşında, annemle arabadaydım, arabadan inince benim yaşımda yoksul giyimli, neredeyse ayakları çıplak bir çocuk gördüm, çöpü karıştırıyordu.

  Bu yazı 8016 defa okunmuştur.

  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 30 26 1 3 68 20 81 +48
2 Fenerbahçe 30 25 1 4 79 25 79 +54
3 Trabzonspor 30 15 11 4 51 40 49 +11
4 Beşiktaş 30 14 12 4 40 36 46 +4
5 Kasımpaşa 30 12 11 7 53 55 43 -2
6 Başakşehir FK 30 12 12 6 38 35 42 +3
7 Çaykur Rizespor 30 12 12 6 36 47 42 -11
8 Antalyaspor 30 10 9 11 35 33 41 +2
9 Adana Demirspor 30 9 9 12 46 39 39 +7
10 Alanyaspor 30 9 9 12 38 42 39 -4
11 Sivasspor 30 9 10 11 36 43 38 -7
12 Samsunspor 30 10 14 6 35 41 36 -6
13 Kayserispor 30 10 11 9 36 43 36 -7
14 MKE Ankaragücü 30 7 11 12 36 39 33 -3
15 Hatayspor 30 7 11 12 36 40 33 -4
16 Konyaspor 30 7 11 12 31 42 33 -11
17 Gaziantep FK 30 8 15 7 34 44 31 -10
18 Fatih Karagümrük 30 7 14 9 34 38 30 -4
19 Pendikspor 30 7 15 8 34 61 29 -27
20 İstanbulspor 30 3 20 7 22 55 13 -33
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 27 21 5 1 64 23 64 +41
2 Göztepe 27 17 5 5 45 15 56 +30
3 Sakaryaspor 27 13 6 8 41 28 47 +13
4 Çorum FK 27 13 8 6 44 28 45 +16
5 Kocaelispor 27 13 8 6 39 31 45 +8
6 Bodrumspor 27 12 7 8 35 19 44 +16
7 Boluspor 27 12 8 7 26 28 43 -2
8 Bandırmaspor 27 11 8 8 37 24 41 +13
9 Gençlerbirliği 27 10 7 10 31 26 40 +5
10 Erzurumspor FK 27 10 7 10 26 21 37 +5
11 Ümraniyespor 27 9 12 6 32 39 33 -7
12 Keçiörengücü 27 8 11 8 24 33 32 -9
13 Manisa FK 27 7 10 10 33 33 31 0
14 Şanlıurfaspor 27 6 12 9 23 30 27 -7
15 Tuzlaspor 27 7 14 6 26 43 27 -17
16 Adanaspor 27 8 16 3 21 40 27 -19
17 Altay 27 5 19 3 12 55 15 -43
18 Giresunspor 27 2 21 4 12 55 7 -43
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 30 21 5 4 67 26 67 +41
2 Bucaspor 1928 30 18 3 9 46 19 63 +27
3 Van Spor FK 30 19 5 6 50 31 63 +19
4 1461 Trabzon FK 30 16 6 8 56 32 56 +24
5 Yeni Mersin İdman Yurdu 30 15 6 9 42 25 54 +17
6 Ankaraspor 31 14 6 11 39 26 53 +13
7 Ankara Demirspor 30 13 12 5 35 32 44 +3
8 Karacabey Belediye Spor 31 11 10 10 32 29 43 +3
9 Beyoğlu Yeniçarşıspor 30 12 13 5 35 31 41 +4
10 Diyarbekir Spor 30 11 12 7 32 30 40 +2
11 Kırklarelispor 31 9 12 10 24 34 37 -10
12 Hes İlaç Afyonspor 30 8 11 11 18 28 35 -10
13 Nazilli Belediyespor 31 10 13 8 35 49 35 -14
14 Altınordu 30 8 12 10 34 31 34 +3
15 Serik Belediyespor 31 8 13 10 25 34 34 -9
16 Zonguldak Kömürspor 30 7 15 8 29 49 26 -20
17 Kırşehir Futbol SK 31 5 20 6 28 61 21 -33
18 Bursaspor 30 5 17 8 22 50 20 -28
19 Adıyaman FK 30 3 22 5 20 52 14 -32
Takım O G M B A Y P AV
1 Aliağa Futbol A.Ş. 24 17 0 7 50 12 58 +38
2 Kepezspor FAŞ 23 18 1 4 47 11 58 +36
3 52 Orduspor FK 24 12 7 5 30 22 41 +8
4 Ayvalıkgücü Belediyespor 23 11 6 6 28 19 39 +9
5 Edirnespor 23 11 8 4 37 22 37 +15
6 İnegöl Kafkas GK 23 9 6 8 24 23 35 +1
7 Mardin 1969 Spor 23 10 9 4 31 26 34 +5
8 K.Çekmece Sinopspor 24 9 9 6 33 25 33 +8
9 Artvin Hopaspor 23 8 8 7 30 22 31 +8
10 Karabük İdmanyurdu Spor 23 9 10 4 21 31 31 -10
11 Talasgücü Belediyespor 24 8 14 2 24 37 26 -13
12 Kırıkkalegücü FK 23 6 12 5 18 29 23 -11
13 Gümüşhanespor 24 4 11 9 18 37 21 -19
14 Malatya Arguvanspor 23 2 17 4 9 40 10 -31
15 Tarsus İdman Yurdu 23 2 18 3 16 60 9 -44
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 02/04/2024 İstanbulspor vs Çaykur Rizespor
 02/04/2024 Antalyaspor vs MKE Ankaragücü
 02/04/2024 Galatasaray vs Hatayspor
 02/04/2024 Gaziantep FK vs Alanyaspor
 03/04/2024 Sivasspor vs Fatih Karagümrük
 03/04/2024 Fenerbahçe vs Adana Demirspor
 03/04/2024 Kayserispor vs Kasımpaşa
 03/04/2024 Konyaspor vs Trabzonspor
 04/04/2024 Başakşehir FK vs Beşiktaş
 04/04/2024 Samsunspor vs Pendikspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 02/04/2024 Keçiörengücü vs Çorum FK
 02/04/2024 Şanlıurfaspor vs Sakaryaspor
 02/04/2024 Boluspor vs Gençlerbirliği
 02/04/2024 Manisa FK vs Bodrum FK
 03/04/2024 Tuzlaspor vs Ümraniyespor
 03/04/2024 Adanaspor vs Eyüpspor
 03/04/2024 Altay vs Bandırmaspor
 03/04/2024 Kocaelispor vs Göztepe
 04/04/2024 Erzurumspor FK vs Giresunspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 03/04/2024 Diyarbekir Spor vs Nazilli Belediyespor
 03/04/2024 Esenler Erokspor vs Beyoğlu Yeniçarşıspor
 03/04/2024 Hes İlaç Afyonspor vs Altınordu
 03/04/2024 Kırklarelispor vs Bucaspor 1928
 03/04/2024 Kırşehir Futbol SK vs Adıyaman FK
 03/04/2024 Van Spor FK vs Ankaraspor
 03/04/2024 Yeni Mersin İdman Yurdu vs Karacabey Belediye Spor
 03/04/2024 Zonguldak Kömürspor vs Bursaspor
 03/04/2024 1461 Trabzon FK vs Ankara Demirspor
 03/04/2024 Kırklarelispor - Bucaspor 1928 Kırklarelispor ligde evindeki son 5 maçında hiç kaybetmedi  Kırklarelispor yenilmez
 03/04/2024 Diyarbekir Spor - Nazilli Belediyespor Diyarbekir Spor ligdeki son 5 maçında hiç kazanamadı  Nazilli Belediyespor yenilmez
 03/04/2024 Van Spor FK - Ankaraspor Van Spor FK ligde evindeki son 7 maçını kazandı  Van Spor FK kazanır
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 03/04/2024 Artvin Hopaspor vs Edirnespor
 03/04/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor vs Gümüşhanespor
 03/04/2024 K.Çekmece Sinopspor vs İnegöl Kafkas GK
 03/04/2024 Malatya Arguvanspor vs Kepezspor FAŞ
 03/04/2024 Mardin 1969 Spor vs Aliağa Futbol A.Ş.
 03/04/2024 Tarsus İdman Yurdu vs Kırıkkalegücü FK
 03/04/2024 52 Orduspor FK vs Karabük İdmanyurdu Spor
 03/04/2024 52 Orduspor FK - Karabük İdmanyurdu Spor 52 Orduspor FK ligde evindeki son 5 maçını kazandı  52 Orduspor FK kazanır
 03/04/2024 Tarsus İdman Yurdu - Kırıkkalegücü FK Kırıkkalegücü FK ligde deplasmandaki son 8 maçında hiç kazanamadı  Tarsus İdman Yurdu yenilmez
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
ŞANS OYUNLARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI