Temel DEMİRER
  Güncelleme: 19-06-2021 08:50:00   19-06-2021 08:49:00

HAKLAR(IMIZ) İÇİN DEVLETE KARŞI ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİ[*]

TEMEL DEMİRER

 

"İnsan hakkı olarak özgürlük,

insanın insana bağlılığına değil,

tersine insanın insandan ayrılışına dayanır."[1]

 

"Kolluğun Kötü Muamelesi, Ayrımcılığa, Cinsiyet Eşitsizliğine, Yaşama Hakkı ve Temel İnsan Hakları İhlâlleri", vb'leri meselesine dair ilk saptamam: Özgür ol(a)mayanların, hiçbir hakkı ol(a)madığı; yani haklarına sahip çıkabilmenin bir özgürlük eylemi olduğu/ olması gerektiği yönündedir. Çünkü, "İnsanın temel özgürlüğü, yaşamını daha iyi kılma özgürlüğüdür," diye uyarır hepimizi Bertolt Brecht!

İş bu nedenle de "hak(sızlık)lar" meselesinde konuşurken; "İnsanın acı çektiği her konu, insan hakkı"[2] ile hakların gaspı mekanizmasından söz etmek "olmazsa olmaz"dır.

O hâlde, hak(sız)lar başlıklı bir irdelemenin devletin/ iktidarın eleştirel değerlendirilmesinden başka anlamı yoktur ve olmamalıdır da.

Kolay mı?

'Uluslararası Af Örgütü' ile 'MetroPOLL Stratejik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi'nin 'İnsan Hakları Algısı Araştırması'na göre, nüfusun yüzde 82.1'inin, "temel hak ve özgürlüklerin ihlâl edildiği"ni ifade ettiği[3] tabloda yapılması gerekeni şöyle tarif eder Michel Foucault:

"Bizimki gibi bir toplumda asıl siyasi görev, hem tarafsız hem de bağımsız görünen kurumların işleyişini eleştirmek, onların üzerinden her zaman belirsiz bir şekilde uygulanan siyasal şiddetin maskesini düşürmektir. Ki böylece onlara karşı savaşabilmek mümkün olsun."[4]

* * * * *

Şimdi burada Karl Marx'ın, "Şayet şeylerin dış görünüşü ile özü aynı olsaydı, bütün bilim gereksiz bir şey olurdu," uyarısı eşliğinde kısa bir devlet parantezi açmak gerekiyor.

Emma Goldman'ın, "Devlet, hiç aksamadan vergi ödeyen bir makineye, hiç açık vermeyen bir hazineye ve iki duvar arasındaki düz çizgide mahcup bir şekilde yürüyen bir koyun sürüsü gibi monoton, itaatkâr, renksiz, ruhsuz bir halka ihtiyaç duyar," diye tarif ettiği tabloda Max Weber'in tanımıyla "Meşru şiddet tekelini elinde bulunduran tek aygıt" devlettir.[5] Şiddet tekelinin meşruiyetinin kaynak ve dayanakları devletten devlete, toplumdan topluma, güçlünün kim ve nasıl olduğuna göre değişirken; modern devlette şiddet daimidir.[6]

Zygmunt Bauman için de "Modern uygarlığın şiddet içermeyen karakteri tam bir yanılsamadır. Daha doğrusu onun, kendini kandırma ve kendini ilahlaştırmasının; kısacası, onun meşrulaştırıcı mitinin ayrılmaz bir parçasıdır."[7]

Michel Foucault da 'Hapishanenin Doğuşu'nda devletin modern ceza yöntemlerine başvurmasının bir nedeni olarak, o döneme kadar uygulanan ceza sistemlerinin suçlulardan daha vahşice yöntemler barındırması olduğuna dikkat çeker.[8]

Hasılı devlet şiddet tekelini elinde tutarken; şiddet tekelinin meşruiyetinden vazgeçmeye çağırmak, aslında modern devletin iflasına, dolayısıyla devletsizliğe davet anlamına gelebilir.

Bir zamanlar Süleyman Demirel'in "Devlet gerektiğinde rutinin dışına çıkar" lafı artık istisna değil. Türkiye'de devleti temsil edenler bir süredir hukuk dışılığı dışa vurmaktan çekinmiyor. Bu, "devleti kalıcı kılma" refleksinin bitip "kendi varlığını sürdürme" ihtiyacının öne geçtiğini gösterir.

Aslı sorulursa Jacques Vergès'in, "Devlet güçlü olduğu sürece adalet gerçekten bir devlet meselesidir; ama buhran içine düşmeye görsün, yeniden büyük harfli oluveren Adalet'e hesap vermek zorunda kalır,"[9] deyişini anımsatan tabloya eklenmesi gereken, Vittorio Alfiereri'nin, "Suçu toplum hazırlar birey işler" diye tanımladığı gerçektir.

"İyi de hukuk" mu?

Mihail Aleksandroviç Bakunin'in, "Hukuk iktidarın fahişesidir"; Pyotr  Kropotkin'in, "Yasalar adalet duygusunu geliştirmemiştir, onu mahvetmiştir"; Michel de Montaigne'in, "Adaletin yasalarında bile mutlaka adaletsiz bir taraf vardır"; Max Stirner'in, "Devlet, kendi şiddetine hukuk; bireyinkine ise suç adını verir," saptamaları soru(n)un yanıtıdır.

Friedrich Nietzsche'nin, "Bütün canavarların en soğuğuna devlet denir... 'Ben ulusum, milletim ben' işte böyle bağırır o soğuk canavar... Devlet, o heybetli eşitliğinde zengine de fakire de ekmek çalmayı ve köprü altında yaşamayı yasaklayan bir kurumdur,"[10] biçiminde tanımladığı baskı aygıtı örgütlü terördür; Thomas Hobbes'a göre, "Ejderha"dır; egemen(ler)in "tek meşru şiddet uygulayıcısıdır"!

Bir sınıfın diğerini ezmek için kullandığı aygıttır.

'Komünist Manifesto'daki sade anlatımla, "Modern devlet iktidarı tüm burjuvazinin ortak işlerini yöneten bir kuruldan başka bir şey değil"ken;[11] Max Weber'in deyişiyle de, "Belli bir kara parçası üzerinde fiziksel gücü meşru olarak kullanma tekeli"nden hareket edendir.

Bu tanımların anlamı kabaca şudur: Bir kanunu ihlâl edersen, polis gelip seni bir güzel coplayabilir. Ama polis kanunu ihlâl ederse sen onu coplayamazsın. En fazla mahkemeye verirsin. Ama mahkemeyi kazansan da yine coplayamazsın. Ama ertesi gün tekrar kusurlu bir iş yaparsan o seni yine coplayabilir. Ama sen onu yine de coplayamazsın...

Devlet deyince; "Sonuçta korunması gerekenin birey, halk, tebaa, vatandaş değil, devlet olduğu fikri egemen olmuş. Yani karşımızda çağlar boyunca berkitilmiş, meşrulaştırılmış ve içselleştirilmiş bir 'kutsal devlet'[12] fikri var. Bir şey kutsal olunca da ona dokunanın canı yanar"ken;[13] egemen sınıfın[14] "hukuk devleti" yalanları ardına gizlenmek istediği devlet gerçeği budur; böyledir!

* * * * *

Devlet olduğu için insan hak(sızlık)ları varken; birey hak ve özgürlüklerinin en önemlisi olan "yaşam hakkı" yakın çağların ürünüdür.

Bu hak, ilk ve ortaçağlarda pek ciddiye alınan bir şey değildi. Bir hak olarak görüldüğü yerlerde ise hâkim sınıfların hakkıydı. Köleci toplumda, köle sahiplerinin yaşam hakkı vardı ama kölelerin yoktu. Ortaçağ'da derebeylerinin, asillerin tekelindeydi bu hak. Doğu'da da sultanların, şahların, padişahların iki dudağının arasındaydı çoğu kişinin yaşam hakkı...

Söz konusu hak, dünyada sırasıyla 1215 Magna Carta, 1628 ve 1689 İngiliz Haklar Bildirisi, 1776 Virginia İnsan Hakları Bildirisi ile defalarca gündeme geldi. İlginçtir, 1789 Fransız İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi'nde[15] özgürlük, mülkiyet ve güvenlik gibi haklar sayılmasına rağmen yaşama hakkına açıkça değinilmemişti.

Yaşam hakkı en çok yönetenlerin haksızlıkları ve adaletsizlikleri karşısında yönetilenlerin başkaldırma, ayaklanma, devrim gibi aktif, sivil itaatsizlik gibi pasif yöntemlerle direnme hakkını kullanarak korunduğundan şüphe yoktur.

En genel anlatımla insan hakları, insanı insan yapan, dokunulmaması, vazgeçilmemesi gereken etik değerlerdir. Bu haklar; insanın değerini ve onurunu korur. İnsanın, insanca yaşaması için gerekli, zorunlu koşulları ifade eder.

İnsanın insan olmaktan kaynaklanan gereksinimlerini karşılamaya yönelik, maddi ve manevi varlığını korumayı, geliştirmeyi hedef edinen en temel değerlerdir.

İnsan haklarının kaynağı, insan doğası ve bu doğanın özünde var olan insan(lık) onurudur. Yani, insan hakları "evrenseldir.

Tam da bunun için Amin Maalouf , "Yeryüzündeki hiçbir halk kölelik, despotluk, zorbalık, cahillik, karanlıkçılık için ya da kadınların köle olması için yaratılmamıştır. Bu temel gerçeklik ne zaman yadsınsa, insanlığa ihanet edilmiş olur, kendine ihanet edilmiş olur,"[16] derken; insan hakları konusundaki ilerlemeler, egemen güçlerin hoşgörüsü ile değil ama toplumsal kesimlerin kendi haklarını elde etmek için verdikleri mücadelelerle sağlanabilmiştir.

Evet insan hakları mücadelesinde Magna Carta'nın açtığı çığırda adım adım yol alındı.

"Hak ve adaleti hiç kimseye satmayacağız, kimseden adaleti esirgemeyeceğiz, adaleti geciktirmeyeceğiz," diyen Magna Carta mutlak otoriteye karşı uzun savaşımının ilk meyvesiyken; 1688 İngiliz Devrimi'ne, 1789 Fransız İhtilali'ne, 1776 Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi'ne, 1917 Rus Devrimi'ne esin kaynağı olduğundan söz edilebilir

Daha sonra da "Bütün insanlar hür, haysiyet ve haklar bakımından eşit doğarlar. Akıl ve vicdana sahiptirler ve birbirlerine karşı kardeşlik zihniyeti ile hareket etmelidirler," diyen 10 Aralık 1948'de BM'nin İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi kabul edildi. Bildirge ile insanın sahip olduğu onur ve değerin insan haklarının kaynağı ve bu hakların evrensel olduğu fikri temel alındı. Ancak "Bugün, dünyada ve Türkiye'de Evrensel Bildirge'de yer alan hak ve özgürlüklere dayalı bir düzenin kurulduğunu söylemek, maalesef mümkün değildir."[17]

* * * * *

Doğaldır ki insan(lık)ın gelişme tarihi, çok önemli bir boyutuyla, insanın özgürleşmesi tarihidir. İnsan haklarıyla ilgili ulusal ve uluslararası bildiriler, aslında, insanın özgürleşmesinin belgeleridir. İnsan hakları bildirilerinin ülkelerin katılımıyla ortak bir sözleşmeye dönüşmesi ise oldukça yakın yılların ürünüdür. Bunlardan Türkiye'nin taraf olduğu ikisi Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi (1948) ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi' (1953) olsa da; 28 Kasım 2019'da 'Din Şûrası'ndaki konuşmasında Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan şunları diyebilmektedir: 

"Ticaretten beşeri münasebetlere, eğitim öğretimden evliliğe, temizlikten kılık kıyafete, yaşantının her safhasını düzenleyen bir dine inanıyoruz"...

"İslâm bize göre değil, biz İslâma göre hareket edeceğiz. Nefsimize ağır gelse de hayatımızın merkezine dönemin koşullarını değil, dinimizin hükümlerini yerleştireceğiz."

Bu ifadeler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi ile hiç uyuşmayıp, tam tersi çelişirken; sadece 2017 yılında 18 bin 507 hak ihlâli yaşandığı[18] coğrafyamızda ne hak kaldı ne hukuk...[19]

Adalet Bakanlığı'nın verilerine göre, 11 yılda cinayetler altı, yaralamalar yaklaşık beş, cinsel suçlar ise 10 kat arttı...[20]

Ayrıca İHD ve TİHV insan hakları karnesine göre, Türkiye insan hakları konusunda "sınıfta kaldı". Hak savunucuları, "Ağır hak ihlâlleri yaşanıyor... İnsan hakları araçsallaştırılmış durumda... İhlâller ile mücadele edenlerin bile kıskaca alındığı bir dönem,"den[21] geçtiğimize işaret ederken; şimdi zindana kapatılan Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun, "Devletin baskıları ne kadar artsa da toplum demokrasi ve hukuk yolunda ilerleyecek. Ben son tahlilde çok karamsar değilim. Eskiden insan haklarını görmeyenler bunu görecek ve önü açılacak. Bugünde bu zulüm yapanlar yarın mutlaka hesap verecek. Ama gökten de zembille hiçbir şey inmeyecek bu, insanların mücadelesi ile olacak,"[22] saptaması anımsanmalı!

* * * * *

Diyeceklerimi tamamlıyorum: İnsan hak(sızlık)ları mücadelesi, onu gerekli kılan devlet şiddetine karşı tavır alan bir özgürlük mücadelesidir.

Bu uğurda Fidel Castro'nun, "Bir katilin, bir hırsızın başbakan olduğu bir cumhuriyette, dürüst kişilerin yerinin ya mezar, ya cezaevi olduğunu anlayabilmek zor bir şey olmasa gerek," sözlerini kulağımıza küpe ederek; "Başkalarını özgürleştirebilmek için, önce kendimizi özgürleştirmeliyiz."[23]

 

24 Mayıs 2021 16:36:19, İstanbul.

 

N O T L A R

[*] Görüş 21, Haziran 2021...

[1] Karl Marx.

[2] Metin Peker, "İnsan ve Dünya Hakları", Cumhuriyet, 10 Aralık 2019, s.2.

[3] "Yüzde 82: İnsan Hakları İhlâl Ediliyor", Yeni Yaşam, 11 Aralık 2019, s.5.

[4] Michel Foucault-Noam Chomsky, İnsan Doğası: İktidara Karşı Adalet, Noam Chomsky ile Michel Foucault Tartışıyor, çev: Tuncay Birkan, bgst Yay., 2012, s.44.

[5] Max Weber, Toplumsal ve Ekonomik Örgütlenme Kuramı, Cem Yay., 2014, s.98.

[6] Bkz: Temel Demirer, Terör Ne? Terörist Kim? (ABD Emperyalizmi ve Latin Amerika), Cilt:1 (Kolektif), Ütopya Yayınevi, 2000... Temel Demirer, Terör Ne? Terörist Kim? (Avrupa Asya ve Ortadoğu), Cilt:2 (Kolektif), Ütopya Yayınevi, 2000... Temel Demirer, Küreselleşme ve Terör (Terör Kavramı ve Gerçeği) I. Kitap (Kolektif), Ütopya Yayınevi, 2001... Temel Demirer, Küreselleşme ve Terör (Terörizm, Saldırganlık, Savaş) II. Kitap (Kolektif), Ütopya Yayınevi, 2001... Temel Demirer, "Devlet, Siyasal 'Suç', Hukuk(suzluk) ve Terör(ist)", Newroz, Yıl:7, No:247, 23 Şubat 2014...Temel Demirer, "Terörün Analizi", Almanak: 2004 Analizleri, Sosyal Araştırmalar Vakfı Yay., Kasım 2005... Temel Demirer, "Terör", Kavramlar Sözlüğü-Söylem ve Gerçek, Özgür Üniversite Kitaplığı: 54, Maki Yay., 2005...

[7] Zygmunt Bauman, Modernite ve Holocaust, çev: Süha Sertabiboğlu, Versus Kitap, 2007.

[8] Michel Foucault, Hapishanenin Doğuşu, çev: Mehmet Ali Kılıçbay, İmge Kitabevi, 2001.

[9] Jacques Vergès, Savunma Saldırıyor, çev: Vivet Kanetti, Metis Kitap, 4. Basım, 2013.

[10] Friedrich Nietzsche, Böyle Buyurdu Zerdüşt, çev: Mustafa Bahar, İskele Yay., 2009.

[11] Karl Marx-Friedrich Engels, Komünist Manifesto ve Komünizmin İlkeleri, çev: Muzaffer Erdost, Sol Yay., 1976.

[12] "Diyalektik felsefe karşısında hiçbir şey sonal, mutlak, kutsal değildir; bu felsefe, her şeyin geçici karakterini ve her şeydeki geçici karakteri ortaya çıkarır ve onun karşısında, kesintisiz oluş ve yok oluş sürecinden başka hiçbir şey yürürlükte kalamaz." (Friedrich Engels, Ludwig Feuerbach ve Klasik Alman Felsefesinin Sonu, çev: Sevim Belli, Sol Yay., 1976, s.13.)

[13] Ayşe Hür, "Leviathan'a Karşı Savaşı", Radikal, 16 Mart 2014, s.22-23.

[14] "Egemen sınıfın düşünceleri her çağda egemen düşünceler olmuştur. Yani toplumun egemen maddi gücü olan sınıf, aynı zamanda toplumun egemen entelektüel gücüdür. Maddi üretim araçlarını elinde bulunduran sınıf, aynı zamanda zihinsel üretim araçlarını da kontrol eder. Öylesine ki, genel olarak konuşursak, zihinsel üretim araçlarından yoksun olanların düşünceleri egemen sınıfa bağımlıdır. Egemen düşünceler, egemen maddi ilişkilerin fikirsel ifadesinden başka bir şey değildir. Egemen düşünceler, fikirler biçiminde kavranan egemen maddi ilişkilerdir. O hâlde egemen düşünceler, bir sınıfı egemen sınıf yapan ilişkilerin ifadesidir, onun egemenliğinin fikirleridir." (Karl Marx-Friedrich Engels, Alman İdeolojisi, [Feuerbach], çev: Sevim Belli, Sol Yay., 1976.)

[15] "1789 burjuvasının talepleri, daha özgül olarak o yılki 'İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi'nde belgelenmiştir. Bu belge, soyluların imtiyazlarına dayanan hiyerarşik topluma karşı olmakla birlikte, demokratik ve eşitlikçi toplumdan yana bir bildirge değildi. İlk maddesi, 'İnsanlar eşit ve özgür doğar; yasalar karşısında eşit ve özgür yaşarlar' der; fakat aynı zamanda, 'ancak ortak yarar gerekçesiyle' olsa bile, toplumsal ayrımların varlığını şart koşmaktadır." (Eric J. Hobsbawm, Devrim Çağı 1789-1848, çev: Bahadır Sina Şener, Dost Kitabevi, 2000, s.87.)

[16] Amin Maalouf, Çivisi Çıkmış Dünya- Uygarlıklarımız Tükendiğinde, çev: Orçun Türkay, Yapı Kredi Yay., 2009.

[17] Kemal Akkurt, "İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin 71. Yılı", Cumhuriyet, 10 Aralık 2019, s.2.

[18] "2017 Yılında 18 Bin 507 Hak İhlâli Yaşandı", Evrensel, 14 Şubat 2018, s.8.

[19] Bkz: Temel Demirer, Hak(sızlık), Hukuk(suzluk) mu? "Suçumuz İnsan Olmak"!, Kardelen Yay., 2009... Sibel Özbudun Temel Demirer, "Söylenecek Yalan Kalmadı" İnsan Hak(sızlık)ları, Ütopya Yay., 2008... Sibel Özbudun-Temel Demirer, "Hayır, Evet'ten Önce Gelir"! Hukuk(suzluk) Yazıları, Ütopya Yay., 2008...

[20] Hüseyin Şimşek, "Ne Hak Kaldı Ne Hukuk", Birgün, 10 Aralık 2020, s.7.

[21] Mehmet Kızmaz, "Ağır Hak İhlâlleri Sürüyor", Cumhuriyet, 10 Aralık 2019, s.9.

[22] Reyhan Hacıoğlu, "İnsan Hakları Gökten İnmeyecek", Yeni Yaşam, 6 Şubat 2020, s.8.

[23] Karl Marx, Yahudi Sorunu, çev: Sol Yayınları Yayın Kurulu, Sol Yay., 1997.

 

 
  Bu yazı 7316 defa okunmuştur.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 32 28 1 3 73 20 87 +53
2 Fenerbahçe 32 27 1 4 85 28 85 +57
3 Trabzonspor 32 16 12 4 54 42 52 +12
4 Beşiktaş 32 14 12 6 42 38 48 +4
5 Çaykur Rizespor 32 14 12 6 43 47 48 -4
6 Başakşehir FK 32 13 12 7 42 38 46 +4
7 Kasımpaşa 32 13 12 7 55 57 46 -2
8 Sivasspor 32 11 10 11 38 43 44 -5
9 Antalyaspor 32 10 10 12 36 37 42 -1
10 Alanyaspor 32 10 10 12 41 46 42 -5
11 Adana Demirspor 32 9 10 13 48 43 40 +5
12 Samsunspor 32 10 14 8 36 42 38 -6
13 MKE Ankaragücü 32 8 11 13 40 41 37 -1
14 Kayserispor 32 10 12 10 36 45 37 -9
15 Konyaspor 32 8 12 12 34 45 36 -11
16 Hatayspor 32 7 13 12 36 44 33 -8
17 Gaziantep FK 32 8 17 7 35 50 31 -15
18 Fatih Karagümrük 32 7 16 9 35 41 30 -6
19 Pendikspor 32 7 16 9 36 64 30 -28
20 İstanbulspor 32 4 21 7 25 59 16 -34
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 30 22 6 2 70 27 68 +43
2 Göztepe 30 18 6 6 51 19 60 +32
3 Çorum FK 30 15 8 7 50 31 52 +19
4 Kocaelispor 30 15 8 7 45 34 52 +11
5 Sakaryaspor 30 14 7 9 43 30 51 +13
6 Bodrumspor 30 13 7 10 37 20 49 +17
7 Bandırmaspor 30 12 8 10 45 26 46 +19
8 Boluspor 30 13 10 7 28 32 46 -4
9 Gençlerbirliği 30 11 8 11 35 30 44 +5
10 Erzurumspor FK 30 11 8 11 28 25 41 +3
11 Keçiörengücü 30 9 12 9 27 36 36 -9
12 Şanlıurfaspor 30 8 12 10 27 31 34 -4
13 Ümraniyespor 30 9 14 7 33 42 34 -9
14 Manisa FK 30 7 11 12 36 37 33 -1
15 Tuzlaspor 30 8 14 8 31 45 32 -14
16 Adanaspor 30 9 16 5 24 42 32 -18
17 Altay 30 5 22 3 14 68 15 -54
18 Giresunspor 30 2 24 4 13 62 7 -49
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 33 23 5 5 74 28 74 +46
2 Van Spor FK 33 22 5 6 55 33 72 +22
3 Bucaspor 1928 33 20 4 9 50 22 69 +28
4 1461 Trabzon FK 33 19 6 8 62 33 65 +29
5 Yeni Mersin İdman Yurdu 33 16 7 10 47 27 58 +20
6 Ankaraspor 34 15 8 11 42 32 56 +10
7 Karacabey Belediye Spor 33 12 10 11 37 31 47 +6
8 Beyoğlu Yeniçarşıspor 33 13 13 7 42 34 46 +8
9 Ankara Demirspor 33 13 15 5 35 37 44 -2
10 Kırklarelispor 34 11 13 10 29 35 43 -6
11 Diyarbekir Spor 33 11 13 9 35 35 42 0
12 Altınordu 33 9 13 11 38 34 38 +4
13 Hes İlaç Afyonspor 33 9 13 11 21 34 38 -13
14 Nazilli Belediyespor 34 11 15 8 37 54 38 -17
15 Serik Belediyespor 33 9 14 10 28 37 37 -9
16 Zonguldak Kömürspor 33 9 16 8 35 53 32 -18
17 Kırşehir Futbol SK 33 5 21 7 29 65 22 -36
18 Bursaspor 33 5 20 8 24 59 20 -35
19 Adıyaman FK 33 3 24 6 22 59 15 -37
Takım O G M B A Y P AV
1 Kepezspor FAŞ 26 21 1 4 61 13 67 +48
2 Aliağa Futbol A.Ş. 27 18 0 9 54 15 63 +39
3 Ayvalıkgücü Belediyespor 26 13 6 7 36 23 46 +13
4 52 Orduspor FK 26 13 7 6 36 25 45 +11
5 İnegöl Kafkas GK 26 12 6 8 32 25 44 +7
6 Edirnespor 26 13 9 4 44 26 43 +18
7 K.Çekmece Sinopspor 27 10 10 7 38 28 37 +10
8 Mardin 1969 Spor 26 11 11 4 35 31 37 +4
9 Artvin Hopaspor 26 9 10 7 32 26 34 +6
10 Karabük İdmanyurdu Spor 26 10 12 4 24 38 34 -14
11 Talasgücü Belediyespor 26 8 14 4 28 41 28 -13
12 Kırıkkalegücü FK 26 7 14 5 25 35 26 -10
13 Gümüşhanespor 26 4 12 10 22 42 22 -20
14 Malatya Arguvanspor 26 2 20 4 13 51 10 -38
15 Tarsus İdman Yurdu 26 2 21 3 18 79 9 -61
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 19/04/2024 Beşiktaş vs MKE Ankaragücü
 20/04/2024 İstanbulspor vs Fatih Karagümrük
 20/04/2024 Konyaspor vs Alanyaspor
 20/04/2024 Kayserispor vs Trabzonspor
 20/04/2024 Samsunspor vs Adana Demirspor
 21/04/2024 Başakşehir FK vs Çaykur Rizespor
 21/04/2024 Antalyaspor vs Hatayspor
 21/04/2024 Galatasaray vs Pendikspor
 21/04/2024 Gaziantep FK vs Kasımpaşa
 22/04/2024 Sivasspor vs Fenerbahçe
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 19/04/2024 Altay vs Manisa FK
 20/04/2024 Bandırmaspor vs Tuzlaspor
 20/04/2024 Giresunspor vs Göztepe
 20/04/2024 Eyüpspor vs Boluspor
 21/04/2024 Bodrum FK vs Şanlıurfaspor
 21/04/2024 Çorum FK vs Adanaspor
 21/04/2024 Gençlerbirliği vs Erzurumspor FK
 21/04/2024 Sakaryaspor vs Keçiörengücü
 22/04/2024 Ümraniyespor vs Kocaelispor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 21/04/2024 Adıyaman FK vs 1461 Trabzon FK
 21/04/2024 Altınordu vs Yeni Mersin İdman Yurdu
 21/04/2024 Ankara Demirspor vs Diyarbekir Spor
 21/04/2024 Beyoğlu Yeniçarşıspor vs Van Spor FK
 21/04/2024 Bucaspor 1928 vs Esenler Erokspor
 21/04/2024 Bursaspor vs Hes İlaç Afyonspor
 21/04/2024 Kırşehir Futbol SK vs Kırklarelispor
 21/04/2024 Nazilli Belediyespor vs Karacabey Belediye Spor
 21/04/2024 Serik Belediyespor vs Zonguldak Kömürspor
 21/04/2024 Altınordu - Yeni Mersin İdman Yurdu Altınordu ligde evindeki son 6 maçında hiç kaybetmedi  Altınordu yenilmez
 21/04/2024 Ankara Demirspor - Diyarbekir Spor Ankara Demirspor ligdeki son 5 maçında hiç kazanamadı  Diyarbekir Spor yenilmez
 21/04/2024 Kırşehir Futbol SK - Kırklarelispor Kırşehir Futbol SK ligdeki son 7 maçında hiç kazanamadı  Kırklarelispor yenilmez
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 21/04/2024 Edirnespor vs Mardin 1969 Spor
 21/04/2024 İnegöl Kafkas GK vs Tarsus İdman Yurdu
 21/04/2024 Karabük İdmanyurdu Spor vs Malatya Arguvanspor
 21/04/2024 Kepezspor FAŞ vs Ayvalıkgücü Belediyespor
 21/04/2024 Kırıkkalegücü FK vs Gümüşhanespor
 21/04/2024 Talasgücü Belediyespor vs Artvin Hopaspor
 21/04/2024 52 Orduspor FK vs K.Çekmece Sinopspor
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
ŞANS OYUNLARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI