Temel DEMİRER
  Güncelleme: 03-02-2024 11:53:00   03-02-2024 11:48:00

SANAT VE TİYATRO YA DA AŞK VE HAYAT[1]

TEMEL DEMİRER

 

"İnsan olduğunuzu hatırlayın.

Geriye kalan her şeyi unutsanız da olur."[2]

 

'Sanat ve Tiyatro ya da Aşk ve Hayat' insan(lık) varoluşuna mündemiçtir; sanatsız, tiyatrosuz ya da aşksız, hayatsız bir insan(lık) düşünülebilir mi? Tabii insan olmaktan çıkmamış ise!

İnsan olmak ve kalmak, kapitalist yabancılaşma yıkımının kollarında derinleşerek yaygınlaşan vahşet kesitinde bir Sisyphos çabasına dönüşmüşken; çıkışı(mızı) başkaldırımızı besleyen kanallarda/ kaynaklarda aramak zorundayız...

Belirtmem gerek: İnsan olmak ve kalmak, düşüncenin, iradenin, vicdanın gücüyle veya bunları olanaklı kılanlarla mümkündür. Malum Jean Paul Sartre'ın, "İnsan, uğrunda ölümü göze alabileceği bir şey bulmadığı müddetçe insan değildir," ifadesindeki üzeredir her şey...

Grigory Petrov'un, "Toplumun düşüncesi uykuda, cehalet zirvedeydi";[3] Fyodor Dostoyevski'nin, "Hiç insan öldürmediği hâlde, bir katilden daha cani insanlar gördüm, umudumuzu öldürenleri gördüm," deyişleriyle tarif ettiği hâlde insan(lık) yaşamak için geldiği dünyada yaşamadan ölüyor...

Evet, "- Yarın öldüğümüz zaman birisi bize sorsa: 'Dünyada neler gördünüz?' dese herhâlde verecek cevap bulamayız,"[4] denilendir hatırlatmak istediğim...

Demem odur ki insan(lık)ı kendinden çaldığı derin yalnızlıkta "Hiçbir yararı olmayacağını bile bile insan kalmanın çok önemli olduğunu düşünüyorsan, onları yendin demektir."[5]

Bunu hayata geçirmenin kanallarından birisidir sanat ve aşk, tiyatro ve hayat...

O hâlde "Zamanımızın gerçek bireyleri, kitle kültürünün kof, şişkin kişilikleri değil, ele geçmemek ve ezilmemek için direnirken, acının ve alçalışın cehennemlerinden geçmiş fedailerdir"[6] gerçeğini unutmadan not edin lütfen Jack Kerouac'ın satırlarını:

"Benim ilgimi çeken insanlar deli olanlardır. Yaşamak için deli olan, konuşmak için deli olan, her şeye aynı anda ihtiras duyan, hiç bir zaman esnemeyen ya da sıradan bir şey söylemeyen..."

* * * * *

Yaşamak, konuşmak için "deli olan", her şeye aynı anda ihtiras duyan, hiç bir zaman esnemeyen ya da sıradan bir şey söylemeyen insan(lık)ı var eden sanat bir aşk; Turgut Uyar'ın, "bana seni hatırlatan,/ kıyıda köşede kalmış/ kimsesiz bir Fransız şarkısıdır," dizelerindeki tutkudur nihayetinde...

Evet, evet Eduardo Galeano'ya, "İlk öpücüğe ve ikinci kadeh şaraba kadar hepimiz ölümlüyüz," notunu düşürten "Amor Vincit Omnia/ Aşk her güçlüğü yener" ve "Amantium irae amoris integratio est/ Aşıkların öfkesi aşkı yeniden başlatır/ tazeler."

Gerçekten de Sigmund Freud'a, "Aşk insanı asilleştirir"; Thomas Mann'a, "Aşk güçlüdür, bir mucizedir, böyle gelir ve büyük mucizeler gerçekleştirir";[7] Halil Cibran'a, "Aşk, mevsimlerin yardımı olmadan büyüyüp açan tek çiçektir";[8] Oktay Akbal'a, "Aşksız bir insan nasıl yaşar, nasıl yer, nasıl dolaşır, neler düşünür diye merak ederdim"; Marcel Proust'a, "Aşk, bu varlığın kaplamış olduğu ve kaplayacağı uzam ve zamanın bütün noktalarına yayılmasıdır"; Robert Frost'a, "Aşk, dayanılmaz şekilde arzulanmayı dayanılmaz şekilde arzulamaktır," dedirten insani hâl yani "Sevgi, sevdiğimiz şeyin büyümesi ve yaşaması için gösterdiğimiz 'etken ilgi'dir."[9]

Ve hepimiz ona, onunla anlamlanan sanata şimdilerde daha da çok muhtacız! Çünkü Bernard Stiegler'in altını çizdiği gibi, çağımız tam anlamıyla bir sevgisizlik (désamour) çağı...

Kapitalist yabancılaşmanın aşk ve sanatı tedavülden kaldırıp, metalaştırdığı tabloyu, olsa olsa, Bram Stoker'ın Dracula'sındaki gibi mutsuzluk ve şiddet kaplamıştır.

Şimdi çözüm aşk ve sanatın hakikâtine sarılarak, gerçekçi olmak ve imkânsızı istemektir.

Ve işte tam da bunun nedenle "Sanata sığınırız; hakikâtten ölmemek için, ama aynı zamanda hakikât ile yaşamak için..." der Jean-Luc Godard...

* * * * *

Albert Camus'nün, "İki şey var ki, yeryüzünde son insan kalıncaya dek yok olmayacak. Biri sanat, öteki isyan!" saptamasından kimsenin şüphesi olmamalı...

Kolay mı? Sanat her daim muhalif olduğu için iktidarları rahatsız etti, ediyor da. Yapısı/ doğası gereği hep böyle bir yerde duran; her zaman eleştirip, karşı çıkan, "Hayır" diyen sanat toplumun hafızası, vicdanı yani insan(lık)a ait her şeyidir...

Siyasetin yerkürede en sık kullandığı araçlardandır kültür-sanat; bilhassa da halkın en kolay manipüle edileceği araç olarak gören, popülizm yapan sağ politikacılar için... Sanatı iş âleminin ve iktidarların hizmetkârları gibi kullanmak bir yana, döndürülen çirkin dolapların bundan daha güzel paravanı olamazdı. Sanat kurumlarının içini boşaltarak, etrafı kıra döke yürütülen bu nobran siyaset, üstelik sağın doğal olarak en zayıf olduğu alanlardan birine işaret ediyordu. Memleketimizde de yıllardır kültür politikalarında şahit olduğumuz şey bundan muaf değilken;[10] Can Yücel'in, "Dilimizde akşamdan kalma bir küfür/ Salonlar piyasalar sanat seviciler/ Salonlar piyasalar sanat sevicileri, sanat sevicileri," dizeleri çok şeyi yeterince net açıklar...

Evet sanatçının derdi egemen rızanın inşası değil, doğanın ve insanın sürekli yeni bir formda yaratılması ya da yorumlanmasıyken; sanatçı "yalaka' olamaz"; olana da "sanatçı" denilemez![11]

Çürüten, yabancılaştıran kapitalist sistemde, "her koyun kendi bacağından asılır", "gemisini kurtaran kaptan"dır. Bu sistemde yetişen bireyin değerleri giderek yozlaşır, çürür. Komşularının yoksulluğu onu ilgilendirmez, maddi çıkarı için satmayacağı şey yoktur; dostlarını, ideallerini, hayallerini terk etmeye çoktan razıdır. Maddi imkânları ölçüsünde yaşam standartlarını geliştirmeye çalışır. Kimi aracının modelini, kimi telefonun modelini yenilemeyi hayatının amacı hâline getirir. Böylesi hedefler doğrultusunda kurgulanan hayatları idame edebilmek için tavizler art arda gelir. Dürüstlük, doğruluk, vicdan gibi kavramlar geçerliğini yitirir. Kimi rüşvet vererek gemisini yürütmeye çalışır, kimi rüşvet alarak zenginliğine zenginlik katmayı hedefler...

Bu talancı sistemi değiştirmek istiyorsak, değiştirilmesi gereken "insan(lık)"dır...

Peki, nasıl yapacağız? Akla hitap etmek yetmez; duygulara da hitap etmemiz gerekiyor. Eğitim sürecinin eksik yanlarını tamamlayacak, duygularımızı ve bilincimizi geliştirerek, olağan gördüğümüz şeylere başka bir gözle bakmamızı sağlayacak sanata ihtiyacımız var... İnsanlığımızı hatırlatacak, bireysel hırsın zavallılığını, toplumsal dayanışmanın gücünü gösterecek, bireyin ufkunu açacak sanata...

Dünyada olup bitenleri, tarihten alınacak dersleri, yeni düşünceleri insanlara sunarak onların duygu ve düşünce dünyasını geliştirecek sanata...

Farklı kültürlerin bir arada yaşamasının getirdiği zenginliği, kadın-erkek eşitliğinin erdemini, cehâletin, ırkçılığın, şovenizmin zararlarını gösteren sanata...

Sanatın gücünden yararlanmalıyız.[12] Tam da bunun için Pablo Picasso'nun, "Siz bir sanatçıyı ne sanıyorsunuz? Eğer bir ressamsa sadece gözleri olan, bir müzisyense sadece kulakları olan, bir şairse kalbinin her köşesinde sadece lir olan bir aptal mı? Tam tersine, dünyadaki ateşli, mutlu ya da korku verici olaylara karşı her an uyanık, bu gibi olayları yansıtmaya hep hazır siyasal bir varlıktır sanatçı. Tarafsız kalmak bahanesiyle, kendinizi yaşamdan nasıl koparabilirsiniz? Yaşantınıza böylesine çok şey katan diğer insanlarla ilgilenmemek nasıl mümkün olabilir? Hayır, resim evleri süslemek için yapılmaz. Düşmana karşı bir saldırı ve savunma aracıdır resim"...

Bernard Shaw'ın, "Sanat; davranışımızı, karakterimizi, adalet ve sempati hislerimizi rafine etmeli; kendi kendimizi tanımamızın, kendi kendimizi kontrol etmemizin, diğerleri için beslediğimiz saygı hislerimizin ve hareketlerimizin yücelmesine hizmet etmeli; bizi adiliğe, zulme, adaletsizliğe ve bayalığa tahammül etmeyecek şekilde geliştirmelidir"...

William Morris'in, "Sanatın en büyük düşmanı lükstür, sanat onun atmosferinde yaşayamaz"...

V. İ. Lenin'in, "Sanat, gerçekliğin pasif bir yansıması değil, aynı zamanda etkin bir biçimde yaratılmasıdır. Esas olan yansıtmak değil, yaratmaktır!" uyarıları daha yüksek sesle telaffuz edilmelidir!

Egemen düşünceye teslim olmuş piyasa sevicilerinin popüler sanat ve sanatçıları yaşadıkları dönemde burjuvazinin öne çıkardığı kişilerken; gerçek sanatçılar ise yapıtlarıyla tarih boyu anılanlar, unutulmayanlardır. Yapıtları kalıcıdır. Geçmiş ile gelecek arasında köprü görevi görürler. Yaratıcıdırlar, aşkla başkaldırırlar.

Çünkü sanat değişimlerin ivmesidir. Sanat hayal gücüdür. Üretkendir, aktarıcıdır, birikimdir. Harekete geçirendir. Daha iyiye ihtiyaç yaratandır. Kötüyü ve iyiyi, gerçeği ve hayali kavramaya, başka gözle görmeye vesiledir. Yorumlayandır. Gelişimin önünü açan, ilham ve cesaret verendir.

Kolay mı?

Sanat bir itirazı, bir karşı çıkışı, bir muhalifliği içerdiğinde anlam kazanır. Gerçek sanat güdüm kabul etmez, her türden yönlendirmeyi reddeder, çerçevelere sığmaz.

Nereden gelirse gelsin sanat güdüm kabul etmez, özü gereği, muhalif kimliğiyle; baskıya, zulme, sömürüye, yasakçı ve tekçi zihniyete karşı olmak durumundadır.

Sanatçı muhalif bir kimliktir. Eleştirendir, eleştirel bakış açısıyla bakmasını bilendir. Böyle bir bakış, sadece benimsemediği iktidarı değil, kendi dünya görüşüne yakın bir yapı iktidar olduğu zaman da yanlış gördüklerini eleştirmekten geri durmayan bir bakıştır. Bu sanatçının aydın kimliği ve kişiliğinden kaynaklı bir özelliktir.

Sanatı siyasetin dümen suyuna sürmeye çalışmak, siyasetin bir aracı olarak görmek de siyaseten sekter bir tutumdur. Sözün özü; sanatçının konumlanacağı yer iktidarın yanı değil, her zaman mazlum ve mağdurun yanı olmalıyken[13] John Berger'in uyarısını kulağa küpe edilmelidir:

 "Akademizm, sanatın toplumsal ve sanatsal nedenlerden ötürü, doğal olarak bir merkezden uzaklaşma ve çeşitlenme eğilimini sergilediği bir zamanda, sanatı konformist ve birörnek yapmak isteyen bir çabadır. Akademizm, bazı durumlarda ilerici görülebilir, ama sanat adına her zaman öldürücüdür."[14]

* * * * *

Ve nihayet hayatın tercümanı tiyatro meselesinde ise Muhsin Ertuğrul'un, "Fırın açmayan ülkede insanlar aç kalır ölür. Ama tiyatro açmayan bir ülkede insanlar ruhen aç kalır, birbirini öldürür," betimlemesi bugünümüzü anlatırken; 2019-2021 yılları arasında toplam 501 adet tiyatro salonu kapandı. 2021 itibarıyla toplam salon sayısı TÜİK verilerine göre 400 adet idi.[15]

Bir şey daha: Bağımsız tiyatrolara yardımlar 1982 dışında yıllardır hep 100 TL devlet tiyatrolarına verildiyse, 2 TL bağımsız tiyatroların toplamına verilmiştir![16]

Yani hayatımız boyut katan tiyatro, egemenlerce yok ediliyor, insan(lar) da ruhen aç bırakılıp, ölüme mahkûm kılınıyor!

* * * * *

Şimdi insan(lık) varoluşuna mündemiç 'Sanat ve Tiyatro ya da Aşk ve Hayat' için ruhumuzu öldüren kapitalist yabancılaşmaya "Dur" deyip; "Bu haşat olmuş yüzyıldan çıkmamız lazım."[17]

Bunun riskli olduğunu biliyorum!

Ancak unutulmamalı: "Bahar olmak, kışın riskini kabul etmek demektir. Var olmak, var olmama riskini kabul etmektir."[18] Bu bir...

İkinci: "İnsanın kendisi, bir ülkü uğrunda ıstırap çekmez ve ölmezse korkun, çünkü bu tek nitelik, insanın temelidir ve bu tek nitelik, insanı evrendeki bütün öteki şeylerden ayırır."[19]

Üçüncüsü de Cemal Süreya'nın dizelerinde: "Öyle birini sevin ki;/ Yüreğinin solda attığını hissettirsin, kavgada yiğit olsun, devrimci olsun.../ Ekmeğini eşitçe bölüşebilsin yok olanlarla...

Öyle birini sevin ki;/ Geride duracağına, elini tutup en öne çıksın senin ile kalabalıklarda./ Tv başında yorum yapacağına, orada olmalıyız desin...

Öyle birini sevin ki;/ Umudu iki kişilik olsun, acıdığı için değil yardım etmek istediği için diz çöksün başkasının önünde./ Suyunu, ekmeğini paylaşsın

Öyle birini sevin ki;/ Direnmelisin desin, kavgadayız desin, umuduz biz, geleceğiz desin...

Öyle birini sevin ki;/ Nâzım'ın Piraye'sini kıskandırsın severken.../ Severken bütün devrimleri anımsatsın göğüs kafesinde!

Öyle birini sevin ki;/ sosyalizm koksun her sözü, henüz yazılmamış bir kitap gibi baksın gözleri...

Öyle birini sevin ki;/ Sigarasını içerken bütün ölü şairler utansın yazdıklarından,

Öyle birini sevin ki;/ Sen devrimcisin, yoldaşın olsun ömür boyunca! Her direnişte, her kavgada, yanı başında..."

O hâlde Bertolt Brecht'in, "Sanat, dünyayı yansıtan bir ayna değil dünyanın onunla şekillendirildiği bir çekiçtir," vurgusu güzergâhında aşk ve hayat için yaşasın sanat ve tiyatro!..

  

N O T L A R

[1] Çeşme'de 19-23 Temmuz 2023 tarihleri arasında düzenlenen 16. Türkiye Tiyatro Buluşması'nda yapılan konuşma... İnsancıl Dergisi, Yıl:33, No: 397, Ağustos 2023...

[2] Albert Einstein.

[3] Grigory Petrov, Beyaz Zambaklar Ülkesi, çev: Göke Bozkurt, Sayfa Yay., 2013.

[4] Sabahattin Ali, Değirmen, YKY,  2016, s.37.

[5] George Orwell, 1984, çev: Celal Üster, Can Yay., 2000.

[6] Max Horkheimer, Akıl Tutulması, çev: Orhan Koçak, Metis Yay., 2005, s.177

[7] Thomas Mann, Aldanan Kadın, çev: Esen Tezel, Can Yay., 2012, s.86.

[8] Halil Cibran, Kırık Kanatlar, çev: Ersan Devrim, Kaknüs Yay., 2002.

[9] Erich Fromm, Sevme Sanatı,  çev: Yurdanur Salman, De Yay., 1977.

[10] Murat Beşer, "Sağcının Kültürü-Sanatı-Sepeti (1)", Birgün, 23 Mart 2023, s.15.

[11] Kültür-Sanat ve Sermaye-İktidar, Derleyen: Sacit Hadi Akdede, Alfa Yay., 2023

[12] Vecdi Sayar, "Sanata Özgürlük Kurumlarına Özerklik", Birgün, 7 Mayıs 2023, s.13.

[13] Hicri İzgören, "Seçimde Sanatçı Tavrı", Yeni Yaşam, 25 Mayıs 2023, s.11.

[14] "Akademiler, geçmişte olduğu gibi günümüzde de devletin araçları olarak kurulur. Görevleri de sanata, devlet siyasetine uygun biçimde yön vermektir; bu yön verme, keyfi bir dikta'yla değil, devlet görüşlerini yansıtan geleneksel sanatı devam ettirecek sanat kurallarını bir sistem olarak tespit etmekle yapılır. Bu ideoloji tutucu da olabilir, ilerici de. Fakat, bütün akademik düzenlerin değişmez özelliği, teoriyi yapılandan ayrı tutmasıdır. Her şey kuralla başlayıp kuralla biter." (John Berger, Sanat ve Devrim, çev: Bige Berker, Yankı Yay., 1974.)

[15] "Kapanan Tiyatro Salonları: 2019-2021"... https://www.kartostat.com/tiyatro-salon/

[16] Eda Köprü Yılmayan, "Sacit Hadi Akdede: Sanatçı Kimsenin Yalakası Olamaz", Birgün, 5 Nisan 2023, s.15.

[17] John Steinbeck, Cennetin Doğusu, çev: Derin Çizer-Ömür Candaş, Remzi Kitabevi, 2012.

[18] Antoine de Saint Exupéry, Küçük Prens, çev: Fahrettin Arslan, Hece Yay., 2004.

[19] John Steinbeck, Gazap Üzümleri, çev: Ergün İlgin,  Halk Yay., 1974.

 

 

  Bu yazı 1454 defa okunmuştur.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 34 30 1 3 80 21 93 +59
2 Fenerbahçe 34 28 1 5 89 31 89 +58
3 Trabzonspor 34 18 12 4 60 45 58 +15
4 Başakşehir FK 34 15 12 7 46 39 52 +7
5 Beşiktaş 34 15 13 6 45 40 51 +5
6 Kasımpaşa 34 14 13 7 56 59 49 -3
7 Çaykur Rizespor 34 14 13 7 45 51 49 -6
8 Alanyaspor 34 12 10 12 49 46 48 +3
9 Sivasspor 34 12 10 12 41 45 48 -4
10 Antalyaspor 33 11 10 12 38 38 45 0
11 Adana Demirspor 34 9 11 14 49 47 41 +2
12 Kayserispor 34 11 13 10 39 48 40 -9
13 Samsunspor 34 10 15 9 37 44 39 -7
14 MKE Ankaragücü 34 8 12 14 42 45 38 -3
15 Konyaspor 34 8 14 12 34 48 36 -14
16 Gaziantep FK 34 9 18 7 39 54 34 -15
17 Fatih Karagümrük 33 8 16 9 37 42 33 -5
18 Hatayspor 34 7 15 12 38 48 33 -10
19 Pendikspor 34 7 18 9 38 70 30 -32
20 İstanbulspor 34 4 23 7 26 67 16 -41
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 32 23 6 3 73 28 72 +45
2 Göztepe 32 20 6 6 56 19 66 +37
3 Sakaryaspor 32 16 7 9 48 33 57 +15
4 Çorum FK 32 16 9 7 53 33 55 +20
5 Kocaelispor 32 16 9 7 48 36 55 +12
6 Bodrumspor 32 14 7 11 39 21 53 +18
7 Boluspor 32 14 10 8 31 33 50 -2
8 Bandırmaspor 32 12 9 11 47 30 47 +17
9 Gençlerbirliği 32 12 9 11 37 32 47 +5
10 Erzurumspor FK 32 12 9 11 30 28 44 +2
11 Keçiörengücü 32 10 13 9 32 40 39 -8
12 Manisa FK 32 8 11 13 39 38 37 +1
13 Ümraniyespor 32 10 15 7 36 46 37 -10
14 Şanlıurfaspor 32 8 14 10 29 36 34 -7
15 Tuzlaspor 32 8 14 10 32 46 34 -14
16 Adanaspor 32 9 17 6 25 45 33 -20
17 Altay 32 5 24 3 15 73 15 -58
18 Giresunspor 32 2 26 4 15 68 7 -53
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 35 25 5 5 77 29 80 +48
2 Van Spor FK 35 24 5 6 63 34 78 +29
3 Bucaspor 1928 35 20 5 10 51 24 70 +27
4 1461 Trabzon FK 35 20 6 9 66 35 69 +31
5 Yeni Mersin İdman Yurdu 35 16 9 10 48 31 58 +17
6 Ankaraspor 35 15 8 12 42 32 57 +10
7 Karacabey Belediye Spor 35 13 10 12 42 34 51 +8
8 Beyoğlu Yeniçarşıspor 35 14 14 7 44 37 49 +7
9 Ankara Demirspor 35 14 16 5 38 44 47 -6
10 Kırklarelispor 35 11 13 11 32 38 44 -6
11 Altınordu 35 10 13 12 42 36 42 +6
12 Diyarbekir Spor 34 11 14 9 36 37 42 -1
13 Hes İlaç Afyonspor 35 10 13 12 24 34 42 -10
14 Serik Belediyespor 35 10 15 10 29 39 40 -10
15 Nazilli Belediyespor 36 11 16 9 38 57 39 -19
16 Zonguldak Kömürspor 35 10 17 8 38 56 35 -18
17 Kırşehir Futbol SK 35 5 22 8 34 71 23 -37
18 Bursaspor 34 5 21 8 24 62 20 -38
19 Adıyaman FK 35 3 25 7 24 62 16 -38
Takım O G M B A Y P AV
1 Kepezspor FAŞ 28 22 2 4 67 18 70 +49
2 Aliağa Futbol A.Ş. 28 19 0 9 60 18 66 +42
3 Ayvalıkgücü Belediyespor 28 15 6 7 40 25 52 +15
4 52 Orduspor FK 28 14 7 7 40 28 49 +12
5 İnegöl Kafkas GK 28 13 7 8 37 30 47 +7
6 Edirnespor 28 13 10 5 45 28 44 +17
7 Mardin 1969 Spor 28 12 11 5 40 34 41 +6
8 K.Çekmece Sinopspor 28 10 10 8 41 31 38 +10
9 Karabük İdmanyurdu Spor 28 10 13 5 27 44 35 -17
10 Artvin Hopaspor 28 9 12 7 33 29 34 +4
11 Talasgücü Belediyespor 28 10 14 4 34 45 34 -11
12 Kırıkkalegücü FK 28 8 15 5 31 42 29 -11
13 Gümüşhanespor 28 4 14 10 25 49 22 -24
14 Malatya Arguvanspor 28 3 21 4 21 57 13 -36
15 Tarsus İdman Yurdu 28 2 22 4 20 83 10 -63
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 29/04/2024 Fatih Karagümrük vs Antalyaspor
 03/05/2024 Beşiktaş vs Çaykur Rizespor
 03/05/2024 MKE Ankaragücü vs Alanyaspor
 04/05/2024 İstanbulspor vs Adana Demirspor
 04/05/2024 Kayserispor vs Fatih Karagümrük
 04/05/2024 Samsunspor vs Trabzonspor
 05/05/2024 Başakşehir FK vs Kasımpaşa
 05/05/2024 Galatasaray vs Sivasspor
 05/05/2024 Gaziantep FK vs Hatayspor
 06/05/2024 Antalyaspor vs Pendikspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 05/05/2024 Altay vs Adanaspor
 05/05/2024 Bandırmaspor vs Keçiörengücü
 05/05/2024 Bodrum FK vs Kocaelispor
 05/05/2024 Çorum FK vs Şanlıurfaspor
 05/05/2024 Eyüpspor vs Göztepe
 05/05/2024 Gençlerbirliği vs Giresunspor
 05/05/2024 Manisa FK vs Boluspor
 05/05/2024 Sakaryaspor vs Tuzlaspor
 05/05/2024 Ümraniyespor vs Erzurumspor FK
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 30/04/2024 Diyarbekir Spor vs Bursaspor
 04/05/2024 Adıyaman FK vs Hes İlaç Afyonspor
 04/05/2024 Altınordu vs Ankaraspor
 04/05/2024 Ankara Demirspor vs Yeni Mersin İdman Yurdu
 04/05/2024 Beyoğlu Yeniçarşıspor vs Karacabey Belediye Spor
 04/05/2024 Bucaspor 1928 vs Diyarbekir Spor
 04/05/2024 Bursaspor vs Van Spor FK
 04/05/2024 Kırklarelispor vs Zonguldak Kömürspor
 04/05/2024 Kırşehir Futbol SK vs 1461 Trabzon FK
 04/05/2024 Serik Belediyespor - Esenler Erokspor Esenler Erokspor ligdeki son 5 maçında hiç kaybetmedi  Esenler Erokspor yenilmez
 04/05/2024 Bursaspor - Van Spor FK Bursaspor ligde evindeki son 12 maçında hiç kazanamadı  Van Spor FK yenilmez
 04/05/2024 Adıyaman FK - Hes İlaç Afyonspor Adıyaman FK ligdeki son 20 maçında hiç kazanamadı  Hes İlaç Afyonspor yenilmez
 04/05/2024 Bucaspor 1928 - Diyarbekir Spor Diyarbekir Spor ligdeki son 9 maçında hiç kazanamadı  Bucaspor 1928 yenilmez
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 27/04/2024 Malatya Arguvanspor 3 - 4 Talasgücü Belediyespor
 27/04/2024 Gümüşhanespor 2 - 4 Kepezspor FAŞ
 27/04/2024 Artvin Hopaspor 0 - 1 52 Orduspor FK
 27/04/2024 Mardin 1969 Spor 4 - 2 İnegöl Kafkas GK
 27/04/2024 Tarsus İdman Yurdu 1 - 1 Karabük İdmanyurdu Spor
 27/04/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor 1 - 0 Edirnespor
 27/04/2024 Aliağa Futbol A.Ş. 6 - 3 Kırıkkalegücü FK
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
ŞANS OYUNLARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI