Güncelleme: 20-05-2020 08:34:00   19-05-2020 19:43:00

Cehennemin Giriş Kapısını Yıkan Kaypakkaya ve Öğrettikleri

Doğanın bahar üretkenliğiyle, işçi sınıfının sınıf ruhunu haykırdığı 1 Mayıs’ıyla; Mayıs ayı, Kaypakkaya ayı desek, diğer aylar gücenir mi bilmiyorum. Bilinen bir şey varsa, o da, Kaypakkaya’dan öğrenmenin ayı ve günü olmadığıdır.

Kaypakkaya’yı Türkiye Devrimci Hareketi (TDH) 40 yıldır okuyor ve ondan öğrenmeye devam ediyor. Bu ne bir abartı ne de bir övgü gereksinimidir. Bunun böyle olmasının nedeni: Kaypakkaya’nın felsefesi diyalektik materyalizm, bilimi ise tarihsel materyalizm oluşudur. Genç yaşına rağmen, bu bilgilerle ve içinde olduğu devrimci pratikle an ve an kendini geliştiren Kaypakkaya, MLM teroi ile donadıktan sonra, kendinden emin bir şekilde, ne yaptığını bilen ayaklarını sağlam yere basan birisiydi.

Kaypakkaya, 1970’lerin başında TDH içine bir ışık gibi sızmış, Türkiye işçi sınıf içindeki oportünizm ve revizyonizmin üzerine ise adeta bir meteor gibi düşmüştür. Ve bundan sonra, TDH içindeki ideolojik, siyasal ve teorik tartışmaların seyri de içeriği de değişmiştir. Materyalist epistomolojik tartışmanın niteliği ise küçük burjuva entellektüellerin akademik tartışma aracı olmaktan çıkarılıp, proletaryanın sınıf mücadelesini aydınlatır bir duruma getirilmiş; “devrimci teori olmadan devrimci pratik olmaz” Leninist ilkesi, yeniden, devrimci militanın kitleleri mücadeleye sevk etmenin yol gösterici ışığı olmuştur.

Marksizm, çeşitli milliyetlerden Türkiye işçi sınıfı hareketi içinde yerli yerine oturmaya başlamıştır.

Kaypakkaya; Marksist teoriyi, ülke içinde ayakları üstüne diken bir komünist önderdir, demek, öznelci bir yaklaşım değildir. Bunu, 1972’lere kadar TDH içinde tartışılan konular ve bunların içerikleri dikkate alınırsa, bu belirlemenin hiç de aşırıya kaçmadığı kendiliğinden anlaşılır.

Kaypakkaya’dan önce, reforumculuk ile sosyalizm arasında gidilip geliniyordu. Marksist teori, kah sosyal şovenizm güzergahında, kah Kemalizm şakşakçılığında kah ise sınıf uzlaşmacılığı bataklığında boğuluyordu. İşçi sınıfının ideolojik, siyasal ve örgütsel önderliği ise halkçılıkla yer değiştirmişti. Kaypakkaya’nın görüşlerinin gün yüzüne çıkmasıyla, TDH; bilimsel sosyalizm, işçi sınıfının ideolojik siyasal ve örgütsel önderliği, sınıf mücadelesinin kesintisiz sürdürülmesi ve özel mülkiyetçi sistemin bütünüyle ortadan kaldırılması tartışmalarıyla yakından tanışmıştır. Daha açıkçası, TDH içinde, Marksist bilgi teorisini kavrayış ve onun pratik anlamı gerçek yerine oturmaya başlamıştır.

TDH içinde yer alanlar, Kaypakkaya’ya kadar, “Kemalist Kadro Okulu”nun burjuva entellektüellerinden ve siyasetçilerinden ciddi bir şekilde etkilenmişlerdi. Özellikle o dönemin T”K”P’sinden devşirme “kadro”lar sayesinde, burjuva Türk devletinin niteliği “ilerici” ve hatta “devrimci” olarak ezberlettirilmişti. Kaypakkaya, bunalara bir set çekti. Bu düşüncelerin Marksist değil, burjuva düşünceler olduğunu açık bir şekilde ortaya koydu. Marksizm ile sınıf uzlaşmacılığını birbirinden ayırdı.

1970’lerin TDH, daha çok da, Kemalizm, burjuva devletin niteliği, Kürt ulusal sorunu gibi konularda, o güne kadar tanık olmadıkları bir düşünce sistematiği ile karşı karşıya kalarak, yer yer sert karşı koyuşlarla Kaypakkaya’yı dıştalamaya çalışmıştır. Ancak, süreç içinde, bazen utangaçca, bazen ise bilerek ve öğrenerek, kendi hata ve eksikliklerini, Kaypakkaya’nın doğrularıyla tamamlama yolunu seçmişlerdir. Bazıları ise, büyük “Marksistler” kisvesine bürünerek, onu görmezden gelip, ama onun düşüncelerini kendi düşünceleri olarak yarım-yamalak da olsa “teorilerine” eklemişlerdir.

1990’lardan sonra, bazıları da var ki; (bunlar, M. Suphi’den sonraki T”K”P gelenekçileri ve devamcılarıdır) sınıf uzlaşmacı teorileri terk etmeyerek, işçi sınıfı içine oportünist öğeleri itelemeye devam ediyorlar. Haksızlık etmemek için, bunlar da, “burjuva Kemal”in iç yüzünü, Türk devletinin niteliğini, Kürt ulusal sorununa bakışlarını, eskiye oranla kısmen de olsa olumlu anlamda değiştirdiler. Ancak, hala Kaypakkaya’yı “çok aşırı” bulmaya devam ediyorlar. Çünkü Kaypakkaya’da sınıf uzlaşmacılığı teorisi yoktur.

Bazıları da var ki; Kaypakkaya’nın “Maoculuğu”nu çok “iğreti” bulurlar. Bu tür argümanlar ve de teorik girişimler; Kaypakkaya’yı Kaypakkaya yapan en önemli ilkelerden birini Kaypakkaya’dan alarak içini boşaltama denemeleri ve küçük burjuva kırılmalarıdır.

Kaypakkya’nın TDH katkıları salt bunlarla sınırlı olmayıp, esas olarak da, işçi sınıfının öncülüğünü net olarak ortaya koyarken, proletaryanın öncü örgütü olmadan iktidarı alamayacağını; işçi sınıfının öncülüğünü halkçılığa indirgeyen ya da proleter öncüsüz halkçı devrimci anlayışları eleştirmiş ve anti-MLM olduğunu belirtmiştir. Kaypakkaya’nın en büyük katkılarından biri; Marksist teoriyi halkçı düzeye indirgeyen 50 yıllık revizyonist-oportünist anlayışı mahkum etmesidir. Bu bağlamda, Kaypakkaya, komünist ve devrimcilerin işçi sınıfına ideolojik-siyasal yabancılaşmasını kırmıştır.

Kaypakkaya’nın teorisi bütünlüklüdür. O'nda eklektizm yoktur.

Kaypakkaya; TDH’ne, “devrimci ihtilalciliğin”, işçi sınıfının teorisiyle donanmadığı zaman, halkçı devrimcilikten ileri gidemeyeceğini, anti-emperyalist ve “yurtseverlik”le sınırlı kalacağını da göstermiştir. Özellikle de, işçi sınıfıyla burjuva sınıfı arasındaki antagonist çelişmenin realitesinin, hayatın her alanına yansıdığının görülememesi, işçi sınıfının kendi sınıf realistesinin inkarı olmuştur. Kaypakkaya, 50 yıllık birikmiş ve küllenmiş bu inkarı kıran komünist bir önderdir.

TDH’nin bütün olumlu ve olumsuz yanlarına karşın, son 40 yıl içinde Kaypakkaya’dan çok şey öğrendikleri bir gerçektir. Bunu inkar edenler varsa, öğrenmediklerini açıklamaları gerekiyor.

Kaypakkaya, proletaryanın kızıl bayrağını hep yukarılarda taşıdı. Onun kızıl rengini lekelemek isteyenlere karşı Marksist Leninist Maoist teori ışığında proleter disiplin ve kararlılıkla karşı koydu.

Kaypakkaya, TDH içinde yetişmiş bir militan olarak, onun halkçı yanlarından etkilenerek devrimcileşmişti. O, Marks, Engels, Lenin, Stalin ve Mao’yu okudukça, görüşleri, süreç içinde, TDH’nin geleneksel görüşlerinden ayrılmaya, yerli yerine oturmaya başlamıştı. Marksist teorik derinliğin ve bilimsel bilginin kendisindeki gelişimine koşut olarak, Kaypakkaya’yı TDH’nin halkçı teorisinden kopuşu esas olarak 15-16 Haziran İşçi direnişi yaratmıştır.

Devlet zoruyla bastırılan işçi hareketi, Kaypakkaya’yı zorunluluğun bilincine vardırırken; özgürlüğünde, zulüm yuvası devletin, yine işçi sınıfı önderliğinde köylülerin ve tüm ezilen emekçilerin zoruyla yıkılarak kazanılabileceği bilincini yarattı. İşçi hareketinin bu gelişimi; Kaypakkya’da, devletin niteliğine, Kemalizme, ulusal soruna ve işçi sınıfının önderlik sorununa yaklaşımında, nitel bir bilinç sıçraması yarattı ve düşünceleri bütünüyle değişerek Marksist bir rotaya oturdu. Kaypakkaya’nın o süreçte, içinde yer aldığı (TİİKP)2 örgütüne karşı Marksist içerikli ilk ciddi eleştirileri bundan sonra başlamıştır

Nasıl Marx, işçi sınıfının biliminin yaratırken “bilimin eşiğinde, cehennemin giriş kapısında” bilinciyle hareket ettiyse, Kaypakkaya’da, 50 yıllık sınıf uzlaşmacı oportünist teoriler karşısında, cehennemin giriş kapısını kırarak adımını içeriye atmıştır. İşte bundan sonra, TDH’nin birçok temel ideolojik-siysal konularda ezberi bozulmuştur.

Nasıl ki, “maddi yaşamın üretim tarzı genel olarak toplumsal, siyasal ve entellektüel yaşam sürecini koşullandırıyorsa (Marx), komünist militanlığı belirleyen de; işçi sınıfının sınıf bilinciyle ve onun sınıf çıkarları doğrultusunda hareket etmeyi ve bunu yaşama geçirmeyi zorunlu kılar.

Kaypakkaya’yı yaşadığı tarihsel mitin içinde bırakarak, onu ileri taşımamak, onun yaşayan düşünceleriyle çelişir. Çünkü o, işçi sınıfının alegorik bir miti değil, düşünceleriyle yaşayan bir öznesidir.

Kaypakkaya, okuyan, öğrenen ve öğrendiklerini pratiğe geçirmeye çalışan ve kendini kendi hataları üzerinde de eğiten komünist bir kişilikti. O, düşüncelerini yüksek sesle söyleyen ve hatalarını yüksek sesle kabul eden, doğruları ise anında alan bir işçi sınıfı militanıydı. O, kitlelerin hem öğretmeni hem de öğrencisiydi. O nedenle de hatalarını gördüğü anda düzeltme yolunu tereddütsüz seçmiştir.

Kaypakkaya, insanlığın, tarihin öte yanından alıp kendi boyunlarına takarak bugüne taşıdıkları kölelik halkası olan özel mülkiyet sistemini, işçi sınıfının gücü ve bilimiyle yıkılacağına inanmıştı. Düşmanın karşısına da bu inançla çıkarak, onu kendi ininde mağlup etmesini bilmiştir.

Kaypakkaya’dan öğrenmek; onu olduğu gibi savunmak değil, onun eksik ve hatalarını da ortaya koymaktan kaçınmamak olmalıdır. Kaypakkaya, kendinden önceki devrimci kuşağa aynen böyle yaklaşmıştır. Eksik ve hataları görmezden gelmeden, onların üstüne üstüne giderek, kendi doğrularını yaratabildi. Kaypakkaya, böyle bir özelliğe sahip olmasaydı, bugüne ulaşamazdı. Onu yaşatan, onu tartıştıran ve onun düşüncelerini devrimci-komünist militanlarda yol gösterici bir öğe yapan; hiç kuşkusuz, devrimci teorinin bir doğma değil, bir eylem kılavuzu olmasındandır.

Kaypakkaya’nın doğruları kadar eksikliklerini de ortaya koymak, onun öğretilerinin canlılığının bir gereğidir. Kaypakkaya’yı 40 yıl öncesinde dondurmak, Kaypakkaya’ya yapılan bir haksızlıktır.

Kaypakkaya’nın en büyük hatalarından biri, ülkeyi, “yarı-feodal” değerlendirmesidir. Kendi araştırması olan “Çorum ve Kürecik”in ekonomik araştırması ve analizleri, bilimsel bir yöntemle ele alınmasına karşın, Türkiye için aynı yöntemden hareket etmemiştir.

Sosyo-ekonomik yapıdan hareketle, ülkede devrimin yolunu “Halk Savaşı” olarak belirlemesi, öznelciliğin ürünü olarak ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda, Türkiye devriminin gelişimini Çin Devrimi gibi gelişeceğini varsayarak şablonculuğa düşmüştür.3

Kaypakkaya, o (12 Mart cuntası) süreçte siyasal durum değerlendirmesini ve özellikle de “işçi ve köylülerin büyük çoğunluğu silahlı mücadeleyi kavramıştır” saptaması, sosyal gerçeklikle uyuşmuyordu. Kaypakkaya’yı, yerelden bağımsız, böylesi öznelci saptamalara götüren, o günün dünya konjoktüründeki işçi, emekçi ve ezilen ulus hareketlerindeki gelişmelerdi.

Genç bir komünistin bu tür hatalar yapması anlaşılır bir şeydir. 24 yaşın son beş-altı yılını, okuyarak, yazarak, eylemlere katılarak; örgütlü mücadele içinde o günün sınıf mücadelesi tarihi onu öne çıkarmıştır. İşçi sınıfı hareketi içindeki oportünizme karşı mücadelesinin bir ürünü olarak, işçi sınıfının öncü örgütünün kurulmasına önderlik yapan bir komünistin, kendi teorisini sosyal gerçekliğin mihenk taşına aktaramadan, aktardıklarını ise sorgulayamadan katledilmesi; eksik ve hatalar ona değil, onun yükseklerde tuttuğu bayrağı taşıyanların hanesine yazılır.

Bu nedenle, Kaypakkaya’nın, kuru ve sosyal gerçeklikten uzak soyut övgülere gereksinimi yoktur. TDH içinde, çeşitli milliyetlerden Türkiye işçi sınıfı hareketi içinde onun yeri ölümsüzleşmiştir. Türkiye ve Kürdistan devriminin bayrağında Kaypakkaya’nın yeri her zaman olacaktır. Kaypakkaya’nın gereksinimi; onun sınıf bilinçli duruşunu anlamaya, düşüncelerini yaşayan bir organizma gibi eylem kılavuzu olarak ele alıp, ilerletmeye, bugüne ve yarınlara taşımaya gereksinimi vardır. Kaypakkaya, öğrencisi olduğu öğretmenlerine karşı böyle yaklaşmıştır. Kaypakkaya’nın öğrencilerinden de öğretmenlerine böyle yaklaşmak beklenir.

Yusuf KÖSE

02.05.2013

 

1 Bu makale, 7 yıl önce, 2013 Mayıs ayında yazıldı. Güncelliğini koruduğu için bugün yeniden olduğu gibi yayınlıyorum.

2 TİİKP (Türkiye İhtilalci İşçi-Köylü Partisi)

3 Kaypakkaya’nın bu hatalarını; “Tarihin önünde Yürümek” (EL Yayınları, Nisan 2013) kitabımda ele aldığım için burada kısa notlar halinde geçiyorum.

  Bu yazı 1707 defa okunmuştur.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 30 26 1 3 68 20 81 +48
2 Fenerbahçe 30 25 1 4 79 25 79 +54
3 Trabzonspor 30 15 11 4 51 40 49 +11
4 Beşiktaş 30 14 12 4 40 36 46 +4
5 Kasımpaşa 30 12 11 7 53 55 43 -2
6 Başakşehir FK 30 12 12 6 38 35 42 +3
7 Çaykur Rizespor 30 12 12 6 36 47 42 -11
8 Antalyaspor 30 10 9 11 35 33 41 +2
9 Adana Demirspor 30 9 9 12 46 39 39 +7
10 Alanyaspor 30 9 9 12 38 42 39 -4
11 Sivasspor 30 9 10 11 36 43 38 -7
12 Samsunspor 30 10 14 6 35 41 36 -6
13 Kayserispor 30 10 11 9 36 43 36 -7
14 MKE Ankaragücü 30 7 11 12 36 39 33 -3
15 Hatayspor 30 7 11 12 36 40 33 -4
16 Konyaspor 30 7 11 12 31 42 33 -11
17 Gaziantep FK 30 8 15 7 34 44 31 -10
18 Fatih Karagümrük 30 7 14 9 34 38 30 -4
19 Pendikspor 30 7 15 8 34 61 29 -27
20 İstanbulspor 30 3 20 7 22 55 13 -33
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 27 21 5 1 64 23 64 +41
2 Göztepe 27 17 5 5 45 15 56 +30
3 Sakaryaspor 27 13 6 8 41 28 47 +13
4 Çorum FK 27 13 8 6 44 28 45 +16
5 Kocaelispor 27 13 8 6 39 31 45 +8
6 Bodrumspor 27 12 7 8 35 19 44 +16
7 Boluspor 27 12 8 7 26 28 43 -2
8 Bandırmaspor 27 11 8 8 37 24 41 +13
9 Gençlerbirliği 27 10 7 10 31 26 40 +5
10 Erzurumspor FK 27 10 7 10 26 21 37 +5
11 Ümraniyespor 27 9 12 6 32 39 33 -7
12 Keçiörengücü 27 8 11 8 24 33 32 -9
13 Manisa FK 27 7 10 10 33 33 31 0
14 Şanlıurfaspor 27 6 12 9 23 30 27 -7
15 Tuzlaspor 27 7 14 6 26 43 27 -17
16 Adanaspor 27 8 16 3 21 40 27 -19
17 Altay 27 5 19 3 12 55 15 -43
18 Giresunspor 27 2 21 4 12 55 7 -43
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 30 21 5 4 67 26 67 +41
2 Bucaspor 1928 30 18 3 9 46 19 63 +27
3 Van Spor FK 30 19 5 6 50 31 63 +19
4 1461 Trabzon FK 30 16 6 8 56 32 56 +24
5 Yeni Mersin İdman Yurdu 30 15 6 9 42 25 54 +17
6 Ankaraspor 31 14 6 11 39 26 53 +13
7 Ankara Demirspor 30 13 12 5 35 32 44 +3
8 Karacabey Belediye Spor 31 11 10 10 32 29 43 +3
9 Beyoğlu Yeniçarşıspor 30 12 13 5 35 31 41 +4
10 Diyarbekir Spor 30 11 12 7 32 30 40 +2
11 Kırklarelispor 31 9 12 10 24 34 37 -10
12 Hes İlaç Afyonspor 30 8 11 11 18 28 35 -10
13 Nazilli Belediyespor 31 10 13 8 35 49 35 -14
14 Altınordu 30 8 12 10 34 31 34 +3
15 Serik Belediyespor 31 8 13 10 25 34 34 -9
16 Zonguldak Kömürspor 30 7 15 8 29 49 26 -20
17 Kırşehir Futbol SK 31 5 20 6 28 61 21 -33
18 Bursaspor 30 5 17 8 22 50 20 -28
19 Adıyaman FK 30 3 22 5 20 52 14 -32
Takım O G M B A Y P AV
1 Aliağa Futbol A.Ş. 24 17 0 7 50 12 58 +38
2 Kepezspor FAŞ 23 18 1 4 47 11 58 +36
3 52 Orduspor FK 24 12 7 5 30 22 41 +8
4 Ayvalıkgücü Belediyespor 23 11 6 6 28 19 39 +9
5 Edirnespor 23 11 8 4 37 22 37 +15
6 İnegöl Kafkas GK 23 9 6 8 24 23 35 +1
7 Mardin 1969 Spor 23 10 9 4 31 26 34 +5
8 K.Çekmece Sinopspor 24 9 9 6 33 25 33 +8
9 Artvin Hopaspor 23 8 8 7 30 22 31 +8
10 Karabük İdmanyurdu Spor 23 9 10 4 21 31 31 -10
11 Talasgücü Belediyespor 24 8 14 2 24 37 26 -13
12 Kırıkkalegücü FK 23 6 12 5 18 29 23 -11
13 Gümüşhanespor 24 4 11 9 18 37 21 -19
14 Malatya Arguvanspor 23 2 17 4 9 40 10 -31
15 Tarsus İdman Yurdu 23 2 18 3 16 60 9 -44
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 02/04/2024 İstanbulspor vs Çaykur Rizespor
 02/04/2024 Antalyaspor vs MKE Ankaragücü
 02/04/2024 Galatasaray vs Hatayspor
 02/04/2024 Gaziantep FK vs Alanyaspor
 03/04/2024 Sivasspor vs Fatih Karagümrük
 03/04/2024 Fenerbahçe vs Adana Demirspor
 03/04/2024 Kayserispor vs Kasımpaşa
 03/04/2024 Konyaspor vs Trabzonspor
 04/04/2024 Başakşehir FK vs Beşiktaş
 04/04/2024 Samsunspor vs Pendikspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 02/04/2024 Keçiörengücü vs Çorum FK
 02/04/2024 Şanlıurfaspor vs Sakaryaspor
 02/04/2024 Boluspor vs Gençlerbirliği
 02/04/2024 Manisa FK vs Bodrum FK
 03/04/2024 Tuzlaspor vs Ümraniyespor
 03/04/2024 Adanaspor vs Eyüpspor
 03/04/2024 Altay vs Bandırmaspor
 03/04/2024 Kocaelispor vs Göztepe
 04/04/2024 Erzurumspor FK vs Giresunspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 03/04/2024 Diyarbekir Spor vs Nazilli Belediyespor
 03/04/2024 Esenler Erokspor vs Beyoğlu Yeniçarşıspor
 03/04/2024 Hes İlaç Afyonspor vs Altınordu
 03/04/2024 Kırklarelispor vs Bucaspor 1928
 03/04/2024 Kırşehir Futbol SK vs Adıyaman FK
 03/04/2024 Van Spor FK vs Ankaraspor
 03/04/2024 Yeni Mersin İdman Yurdu vs Karacabey Belediye Spor
 03/04/2024 Zonguldak Kömürspor vs Bursaspor
 03/04/2024 1461 Trabzon FK vs Ankara Demirspor
 03/04/2024 Kırklarelispor - Bucaspor 1928 Kırklarelispor ligde evindeki son 5 maçında hiç kaybetmedi  Kırklarelispor yenilmez
 03/04/2024 Diyarbekir Spor - Nazilli Belediyespor Diyarbekir Spor ligdeki son 5 maçında hiç kazanamadı  Nazilli Belediyespor yenilmez
 03/04/2024 Van Spor FK - Ankaraspor Van Spor FK ligde evindeki son 7 maçını kazandı  Van Spor FK kazanır
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 03/04/2024 Artvin Hopaspor vs Edirnespor
 03/04/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor vs Gümüşhanespor
 03/04/2024 K.Çekmece Sinopspor vs İnegöl Kafkas GK
 03/04/2024 Malatya Arguvanspor vs Kepezspor FAŞ
 03/04/2024 Mardin 1969 Spor vs Aliağa Futbol A.Ş.
 03/04/2024 Tarsus İdman Yurdu vs Kırıkkalegücü FK
 03/04/2024 52 Orduspor FK vs Karabük İdmanyurdu Spor
 03/04/2024 52 Orduspor FK - Karabük İdmanyurdu Spor 52 Orduspor FK ligde evindeki son 5 maçını kazandı  52 Orduspor FK kazanır
 03/04/2024 Tarsus İdman Yurdu - Kırıkkalegücü FK Kırıkkalegücü FK ligde deplasmandaki son 8 maçında hiç kazanamadı  Tarsus İdman Yurdu yenilmez
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
ŞANS OYUNLARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI