Erdoğan YALGIN
  Güncelleme: 27-12-2022 11:46:00   27-12-2022 11:43:00

“Laik ve Demokratik Bir Türkiye” İçin, Alevilerin “Eşit Yuttaşlık” Arayışları Üzerine

Bilmem hatırlar mısınız? 2007 yılının Nisan-Mayıs aylarında Türkiye’nin değişik illerinde “Cumhuriyet Mitingleri” düzenleniyordu. Bu mitinglerin en vaz geçilmez kitle tabanlarından birisi de Aleviler idi. Hatta, dönemin Alevi Bektaşi Federasyonu yetkilileri Alevilerin; “Cumhuriyet mitinglerine öncülük ettiğini ve Türkiye‘yi sokağa döktüğünü (!)”  o zamanlar övünerek ve cesaretle dile getiriyorlardı. AKP karşısında bir araya gelen bütün bileşenler bu mitinglerde “Türkiye laiktir laik kalacak!” sloganları atıyordu. Daha evvelinde, 1993 Sivas katliamından sonra Aleviler tarafından gerçekleştirilen eylemlerde de yine “Türkiye laiktir laik kalacak” ve benzeri sloganlar atılmıştı. Ne hikmetse ibadet hane olarak gösterilen başta  Cem Evleri olmak üzere Alevi kurumlarında resimleri baş köşeye asılan M. Kemal tarafından, 1924 yılında kurulan Diyanet İşleri Başkanlığına, M. Kemal’i hiç hatırlamadan karşı çıkılıyorlardı. En az 6- 7 bakanın toplam bütçesi kadar yıllık para harcayan Diyanet gibi dev bir kurumun olduğu bir ülkede Alevilere “Türkiye laiktir laik kalacak!” sloganlarını acaba kimler, hangi örgütsel kurumlar neden attırıyordu? Lakin haksızlık da etmeyelim; Alevi toplumu içerisinde politikleşen kesimler, zamanın ruhuna göre slogan yaratmada bayağı maharetlidirler. Öyle ki; bu geleneklerini hala bile devam ettirmeye özen gösterdiklerine son günlerde de tanık olmaktayız. Yani slogan yaratmada oldukça iyiyiz!

 

Platonik Aşklar Saman Alevidir, Hakikat ise Hak’tandır

Tam da bu noktada zaman zaman aklıma gelen tarihsel olduğu kadar, güzel bir ironi var. Paylaşayım! Platon’un (Eflatun) bilinen en popüler öğrencilerinden birisi de Aristoteles’ti (MÖ. 384-322). Hazreti Aristoteles 20’li yaşlarda, Şiir sanatı üzerine geliştirdiği estetik düşünce felsefesini içeren eseri Poetika’sında (tiyatro, gösteri, tragedya), hocası Eflatun/ Platon için şöyle der; “Eflatun’u severim ama hakikati daha çok severim…! Evet, bu özlü söz; bir çok metine konu olmuş  öğüt verici bir sözdür. Neden mi? E çünkü işin içinde hakikat var da ondan! Cümlenin içerisinde parlayan o hakikati kim sevmez ki? Hele Aleviler daha çok severler, değil mi?

Biz de; tıpkı Hz. Aristoteles’in; hocası olan ve hastalıklı Aşk’ın “Platonik” ismine kaynaklık eden devletçi Platon’a getirdiği “hakikat” eleştirisinin aynısını, biraz da ironik bir dille buradan seslendirmek istiyoruz. Lakin  olaylara “eleştirel yaklaşmak”, olgulara “sorgulayıcı bir düşünceyle katkı” sunmak kadar, insani başka bir şey olmasa gerek! Şimdi asıl meselemize gelelim!

Hakikati, Dostlarımızdan Daha Çok Seviyoruz

- 1990’lardan beri Alevilerin yaşadığı her yerde Dernekler, Vakıflar, Enstitüler, Akademiler, Cem Evleri, Televizyon kanalları, Radyolar, İnternet siteleri vs. vücuda getirildi. Delegeler vasıtasıyla, önceden belirlemelerle yada atamalarla göreve seçilen-getirilen ve yıllarca bu kurumların başında hizmet veren, her ne hikmetse bir türlü sevdikleri o koltuklarından da kopmak istemeyen bazı Kurum yetkililerini; çok, ama çok çok severiz! Bütün bu dostların hepsini çok severiz.

-  Ocaklarının-evliyalarının adını dahi dillerine hiç getirmeyen, Onların adlarını dualarında anmayan, Onların mitik aktarımlarını adeta yok sayan, babalarından-dedelerinden kendilerine miras kalmış maneviyatı yüksek en değerli Yolun Evladı taliplerini hiç tanımayan, onların hanelerine uğramayan ve kurumlarda sadece kürsü dedeliği yapan   Rızalık halkasından taşan bazı Ocak Pirlerini/ Dedelerini;  çok, ama çok çok severiz! Bütün bu dostların hepsini çok severiz.

-  İnancımızı sadece Ehli Beyit eksenli ve İslami formasyonlar içerisinden geliştirilmiş Şia tandanslı tek taraflı bilgilerin nakliyeciliğini yapan, asla ve kata suya-sabuna hiç dokunmadan, toplumun önünde yürümekten korkan, bununla birlikte kendisine aydın-entelektüel pozları veren, oturdukları yerde sadece internet yazarlığı yapan bazı yazar-çizer ve konuşanları; çok, ama çok çok severiz! Bütün bu dostların hepsini çok severiz.

-  Televizyon ve Youtube kanallarında aynı kelimelerin yerlerini değiştirerek, tarihe, felsefeye, dile, coğrafyaya hiç dokunmadan sürekli aynı nakaratları dile getiren; “yolumuz Hak Muhammed Ali yoludur” retoriği geliştiren bazı programcıları ve  değişmeyen konuklarını çok, ama çok çok severiz! Bütün bu dostların hepsini çok severiz.

Bu dostlarımız bizim canlarımızdır-ciğerlerimizdir! Haşa! Bunlara toz bile kondurmayız!

Ve fakat “hakikati, daha çok severiz! O hakikati, bu dostlardan daha çok severiz!” Zira Erdemli bir İnsanın; Usu ve doğası gereği hakikatten yana olduğunu iyi biliriz. Bu vesileyle  İnancımızın gereği olan, bir hakikat arayışı içerisindeyiz. Öyle ise burada yazılanları, kimse üzerine almasın lütfen! Hakikat karşısında hakkaniyetli olsun. Öyle ki; vicdanıyla baş başa kaldıklarında, burada yazılanları bir kes daha okuyup, ahlaki değerleriyle kendi özünü dar’a çeksin! Çünkü o “dar”; sadece vicdanlı Canların baş vuracakları en büyük erdemlerin sessiz çığlığını aktif hale getirecek olan, modern dilimizdeki özeleştiri mekanizmasıdır.

Evet, son günlerde Alevi toplumunu ilgilendiren bir çok konu başlıkları gündeme geldi. Alevilerin örgütlü yapıları bir araya gelerek ortak çaba gösterdiler. Bir çok eylemlilikler geliştirdiler. Bunların hepsi olumlu-güzel şeylerdi. Ancak Alevi toplumunun içerisinde bulundukları psikolojik ortamı, talep ve önerilerini dile getirmede ise büyük eksikliklerin yanlış perspektiflerin  yaşandığına dikkat çekmek isteriz. Alevilikte kavramsal çerçeveler oldukça önemlidir. Zaten inancı diğer dinlerden-inançlardan ayrı bir konuma yerleştiren de bu inancın ortaya çıkarılmış kavramlarıdır. Elbette farkındayız! Sloganlaştırılan kavramlar, bir inancın can alıcı belleğidir, hafızasıdır. Şimdi son günlerde ortaya çıkarılan birkaç slogan üzerinden hareketle bazı konulara temas edelim.

Alevilerin “Eşit YurttaşlıkTalepleri ve Meclis Tutanakları

Bunlardan birisi de “Eşit Yurttaşlık” kavramıyla ortaya çıkarılan talepler manzumesidir.  Yurt”; Türkçe bir sözcük olup; "çadır, oba, konaklama yeri” anlamına gelir. Daha sonra sadeleştirilmiş haliyle "ikamet edilen yer, vatan" a çevrilmiştir.

Osmanlıda “Yurttaşlık“ “toprak esası“ yerine “kan esasına“ göre şekillenmişti.  Özellikle 24 Anayasası hazırlanırken, TBMM de Yurttaşlıkla ilgili tartışmalara bakıldığında, orada ibret verici düşünceler dile getirilmiştir. Hatta ecnebi/ gayrimüslim (!) olduklarından ötürü Ermeni, Asuri-Süryani ve Rumların aynı zamanda ”Türk” olmadıklarından dolayı onların “Yurttaş” olarak da kabul edilmemeleri önerilmiştir.  Yine tartışmalarda "…bugün bizim öz vatandaşımız, Müslüman, Hanefiy ül mezhep, Türkçe konuşur.” Tespitleri belirleyici olmuştur. Burada “1924 Anayasasında ”yurttaşlık“ kavramı 88. maddede yer alır ve "Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık itibariyle Türk olunur…!” Denilmektedir. Dolayısıyla burada Kürtler başta olmak üzere Ermeniler, Asuri-Süryaniler, Rumlar, Araplar ve diğer halklar yok sayılmıştır. Türkiye Cumhuriyetinin yapılan hiç bir anayasasında Yurtta (çadır) yaşayanların eşit olmadığını, hem bu hukuki metinlerinde ve hem de uygulamalarında rahatlıkla görebiliriz.

Şimdi söz konusu bu kavramsal bağlam temelinde bir görüşe baş vuralım.

“Toplumsal eşitsizlik, muhtemelen, insan toplumu kadar eskidir; aynı şekilde eşitsizliğin doğası ve nedenleriyle ilgili tartışma da, toplum felsefesinin kadim konusudur. Klasik Yunan’da Aristoteles Politika’da üç toplumsal sınıf ayırt etmiş, dahası köleler ile özgür insanlar ve kadınlar ile erkekler arasında ussallık ve yurttaşlık kapasiteleri bakımından önemli farklar saptamıştı“(Bryan, 1997:19). Görüldüğü gibi Antik Yunan’dan, günümüz Türkiye’sine kadar olan bu süreçte değişen hiç bir şey olmamıştır.

 

Peki bu sloganı ortaya atanlara ve üzerinde retorikler geliştirenlere sormak gerekir “Eşit Yurttaşlık“ da ki kastiniz nedir? Yani Alevilerle, Cumhuriyetin resmi dini ve mezhebi olan “Müslüman-Hanefiler“ le eşit olmak mı? Gerçekten de buna inanıyor musunuz? Hem mahcup bir şekilde Hanefi mezhebinin resmi devlet kurumu olan Diyanetin kaldırılmasını isteyeceksiniz ve hem de bu düzlemde “Eşit yurttaşlık“ talep edecekseniz?  Kaldı ki devlet nezdinde Müslüman Hanefi mezhebi ile Şafii mezhebi sanki eşit mi? Yapmayın lütfen!

 

Öte yandan yine  konunun uzmanları “eşitlikçi yurttaşlığı“ üç temel boyutta  ele alırlar. Sivil yurttaşlık, yasalar önünde eşitliğe, kişisel özgürlüğe, özel mülkiyet hakkına ve düşünceyi dile getirme özgürlüğüne işaret ettiğini dile getirirler (Bryan, 1997: 22). Şimdi inandığınız Ali Aşkına söyleyin lütfen! Yaşadığınız bu Yurtta (çadır), yukarıdaki kavramsal çerçevede dile getirilen olguların hangisini şu ana kadar Alevi toplumu yaşamaktadır? Yada bu ikilemli- paradokslu (-yani Aleviler Müslüman mı değil mi?) politikalarla, bu hedefe ulaşabilir misiniz? Bir diğer slogan ise; Laik ve Demokratik Türkiye…!

 

Laik ve Demokratik Türkiye İçin Değil, Kurumlarınızda Bunu Hayata Geçirin

 

Son günlerin bir diğer sloganı; eski günleri de anımsatan kavramlar üzerinden tekrar geliştirilmiş. 25. Aralık 22 tarihinde “Büyük Alevi Kurultayı” başlığı altında “Laik ve Demokratik Türkiye İçin Buluşuyoruz!” diye bir coşku iklimi yaratılmaya çalışılmıştı. Hazırlanan afişlerde;  Aslan ile Ceylanı kollarında buluşturan, başına da İslami yeşil renkli uzun Mevleviye külahı iliştirerek Hünkar Hacı Bektaş Veli ile Yeşiller içerisinde İmam Ali’nin, her  nedense  Zülfikarsız resimleri üzerine “Laik ve Demokratik Türkiye İçin Buluşuyoruz!” sloganı yer almakta. Daha sonraları ise sosyal medyada gelen eleştiriler karşısında bu defa da  aynı afişteki İmam Ali’nin yeşil rengi, kırmızıya boyatılarak, sözde Kızılbaş süsü verildi! Düşünsenize, ne kadar komik! Doğrusu bu slogan; 1990’lı yılların ve sonrasındaki “Cumhuriyet Mitingleri” nin günümüzde hatırlanan en çarpıcı sloganı olsa gerek. Nostalji iyidir!

 

Son 10 yıldır hiç kimsenin ağzında Laiklik kavramı dillendirilmezken, bir araya gelen Alevi kurumlarının “laiklik” ten ve hem de “demokrasi” den söz etmeleri, bu özlemlerini sloganlaştırmaları bile büyük bir inceliktir. Ama hepsi o kadardır! Sahi nerede yaşıyoruz? Yurt’ta, yani Çadırda! Hangi laiklik ve hangi demokrasi?

İslam dünyasının 4. Halifesi İmam Ali “laik” miydi?

İnsana sormazlar mı? İslam dünyasının 4. Halifesi İmam Ali “laik” miydi? Tek Tanrılı bir tevhid dini olan, 1400 yıllık İslam gibi köklü bir din, hiç laikliği kabul eder mi? Onu özümseyebilir mi? İslam dini (-mezhepleri, tarikatları, cemaatleri), ülkeler ve ırk farklılıklarıyla birlikte Laik-Demokrasiyle iç içe, İnsanı bir arada huzur içerisinde yaşatabilir mi?  Zira bir tevhid dini olan İslamiyet ve dahi köklerine bağlı diğer tek Tanrılı dinlerle laiklik ve demokrasinin bir arada uygulanmasının zorlu koşulları bilinen bir hakikattir. Çünkü kavramsal gerçekliklerin içeriği, pratik uygulamaları birbirilerine zıttır. Peki böylesi bir siyasi iklimde daha dün meclis önünde coplanan Aleviler; Türkiye/ yurt- çadır için Laik ve Demokratik bir gelecek kurabilir mi? Kaldı ki bu zorlu görev, ciddi hiç bir siyasi-politik perspektifi olmayan Alevi örgütlülüğüyle mi gerçekleştirilecek?  Yoksa bütün bu çabalar, Kemalist bir rejimin yeniden inşası için bilinmeyen mahzenlerde pişirilmiş ve Alevilere tevdih edilmiş bir görevimdir? Zira Kurultay salonunda M. Kemal Posterleri ve Türk bayraklarını yanı sıra saygı duruşlarındaki paralel cümleler neyin nesidir? Doğrusu bu yönlü soruları çoğaltabiliriz. Ama kimin umurunda? Sorun değil, biz yine de bu Canlarımızı severiz ve fakat kimse kızmasın ama  hakikati daha çok severi!

Sonuç yerine:

Madem 90’lı yıllardan beri örgütlenen bir Alevi kitlesi var. Madem bu kitleye önderlik etme iddiasında bulunan kurum ve kadroları var. O halde, önce kurdukları bu kurumları kendileri, Alevi toplumu için bir sıcak Yurt haline getirmelidirler. Dahası buraları birer okul, eğitim alanına çevirmelidirler. 25.12.22 tarihindeki yayınlanan sonuç bildirgesinde “toplumsal yüzleşme” den söz edilmektedir. Madem öyle bu yüzleşme, önce kendi kurumlarında hayata geçirmelidirler. Öz, dar’a çekilmeli, karşı-zıt görüşte olan Canlarla yüzleşmeye varmısınız? Şimdi Kurultay bildirgesinde bazı önemli temel konulara kısaca göz atalım:

25.12. Alevi Kurultayı Bildirgesinden Bazı Notlar

-  Kurultay bildirgesinde; “Bir taraftan da bizzat Cumhurbaşkanı ve devlet yetkilileri Aleviliği kendilerine göre tanımlama çabalarına devam etmekte, Alevileri kendi içinde, İslam içi İslam dışı, Ali’li Ali’siz diyerek, hedef tahtasına koyma, kutuplaştırma ve bölme girişimleri yürütmektedirler.” denilmektedir. Madem öyle, buyurun şu ana kadar yabancı olduğunuz-hiç konuşup tartışmadığınız bir tabu gibi yaklaştığınız bu konuları siz kendi içinizde tartışın. İşte bir kaç soru başlığı: Alevilik İslam içimi değil mi? Aleviler Müslüman mı değil mi? Ali’yi sevmek Müslümanlık mı değil mi? Bu yolu Muhammed-Ali mi kurdu? Bütün bunlara içtenlikle cevap verin! İktidarın elindeki bu argümanları alın ve herkes rahatlasın! Var mı sizde o sürekli dile getirdiğiniz İmam Hüseyin, Mansur, Pir Sultan cesareti… İşte meydan! Bir bildirge de, bu konular için kaleme alın ve dost-düşman belli olsun!

-  Bildirgede; “Yetmiş iki millete bir nazarla bakan biz Aleviler, halkları eşit ve kardeş görürüz. Her Alevi bilir ki Kürt de Ermeni de Laz da Rum da Arap da ve devletin inkâr ettiği her kimlik bizim açımızdan tartışmaya açılamayacak bir hakikattir.” diyorsunuz? Gerçekten buna kendiniz inanıyor musunuz? Bütün bu kimlikleri ortadan kim kaldırdı? Bu mazlum halkları hangi rejim yok saydı? Bu farklı kimliklerden olan topluluklara en acımasız katliamları-soykırımları, sürgün ve zindanları kimler reva gördü  ve hangi söylem bayraklarıyla saldırarak yok etti?  Biliyorsunuz değil mi? Ama her nedense inanç eksenli gerçekleştirdiğiniz bu kurultayın salonunda M. Kemal posterini ve Türk bayrağını en başa oturtarak, gözleri doldurdunuz? Hadi bunu da geçtik, derneklerinizde baş köşede yer verdiğiniz bu siyasi sembolleri bir kenara bırakalım. Söylemde “Yetmiş iki millete bir nazarla bakıyorsunuz”  ama maalesef içinizdeki Kürt Alevileri bile göremiyorsunuz, yada görmek istemiyorsunuz! O salonda oturanların kahir ekseriyeti Kürt Alevileri değil miydi? Aynı söylemleri dile getiren, orada kürsüye çıkanların içerisinde de yine Kürt Alevisi yok muydu? Neden biriniz anadilinizle, Kürtçe bir konuşma yapmadınız? Bu mudur sizin hakikatiniz? “Ana” diyorsunuz, “Kadın” diyorsunuz” ama Kürdün ana diline bile tahammül edemiyorsunuz. Bir de kalmış Yunus’dan dem vuruyorsunuz! Yapmayın lütfen! Komik olmuyormusunuz?

-  Hadi gözünüz aydın! Yaklaşan seçim öncesinden, kazasız-belasız bir kurultay daha geride bırakıldı. Gerek sahnede ve gerekse televizyon kanallarında söyleşi yapan Kurum yöneticileri, bu vesileyle siyaset meydanına da çıkmış oldular. Şimdi sıra siyasi partilerde! Bakalım hangi kurum yöneticisi hangi siyasi partide mebus olmak için kulis faaliyetlerine başlayacak ve aday olacak? Hep beraber bunu bekleyip göreceğiz.

-  Fazla uzağa gitmenize gerek yok! Onu-bunu eleştirmenizin hiçbir anlamı da yok! Değişim-dönüşüm istiyorsanız, hakikate ermek niyetinizse, o halde kurumlarınızda laiklik ve demokrasinin (-ki onlar neyse tespit edilmeli) bütün gereklerini pratikte uygulayınız.

-  Mesela kurum yöneticileri ve özellikle de başkanları sadece iki yıllığına seçilmelidirler.

-  Kurumlarda Kadın Analar, sadece mutfaklarda değil yönetimlerde de erkeklerle eşit bir biçimde, gençlerle birlikte yoğunluklu bir şekilde yer almalıdırlar.

-  Her şeyden önce kurumlarda siyasi politik tartışmalar yürütülmelidir. Alevi toplumu politik konulardan uzaklaştırılmamalıdır. Bu kurumlarda, toplumun içerisinde bir -apolitik düzlem oluşturulmamalıdır.

-  Kurumlarda sadece Ehli beyit eksenli tek ağızdan çıkmış kalıplaşmış bilgilerle değil, Aleviliğin tarihsel geçmişi, dili, felsefi düşüncesi, coğrafyası vs. akılcı-bilimsel bir temelde ele alınmalıdır.

-  Kurumlarda Kürt Alevilerin kendi Ana dilleriyle konuşmaları ve dahi ibadetlerini kendi dilleriyle yapmalarına saygıyla yaklaşılmalıdır.

-  Bu maddeleri varın sizler çoğaldınız! Yani önce kendi ortak alanlarımızda Eşit kardeşliğimizi geliştirmeliyiz. Önce kendi ortak alanlarımızda laik ve demokratik bir toplumsal birlikteliği sağlamalıyız. Aksi halde bu kadar emek ve bu kadar değerli zamanımızın boşa heba edildiğini, yakın bir gelecekte göreceğimizden hiç kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

Hak ile kalın

  Turner, Bryan (1997) “Eşitlik“ Dost Kitabevi, Ankara

ERDOĞAN YALGIN

 

 

  Bu yazı 6760 defa okunmuştur.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 34 30 1 3 80 21 93 +59
2 Fenerbahçe 34 28 1 5 89 31 89 +58
3 Trabzonspor 33 17 12 4 56 43 55 +13
4 Başakşehir FK 34 15 12 7 46 39 52 +7
5 Beşiktaş 34 15 13 6 45 40 51 +5
6 Kasımpaşa 34 14 13 7 56 59 49 -3
7 Sivasspor 34 12 10 12 41 45 48 -4
8 Çaykur Rizespor 33 14 13 6 43 49 48 -6
9 Antalyaspor 33 11 10 12 38 38 45 0
10 Alanyaspor 33 11 10 12 43 46 45 -3
11 Adana Demirspor 34 9 11 14 49 47 41 +2
12 Samsunspor 34 10 15 9 37 44 39 -7
13 MKE Ankaragücü 33 8 12 13 40 43 37 -3
14 Kayserispor 33 10 13 10 37 47 37 -10
15 Konyaspor 34 8 14 12 34 48 36 -14
16 Gaziantep FK 33 9 17 7 37 50 34 -13
17 Fatih Karagümrük 33 8 16 9 37 42 33 -5
18 Hatayspor 34 7 15 12 38 48 33 -10
19 Pendikspor 33 7 17 9 37 68 30 -31
20 İstanbulspor 33 4 22 7 26 61 16 -35
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 31 22 6 3 70 27 69 +43
2 Göztepe 31 19 6 6 54 19 63 +35
3 Çorum FK 31 16 8 7 52 31 55 +21
4 Sakaryaspor 31 15 7 9 45 31 54 +14
5 Bodrumspor 31 14 7 10 39 21 52 +18
6 Kocaelispor 31 15 9 7 45 35 52 +10
7 Bandırmaspor 31 12 8 11 46 27 47 +19
8 Gençlerbirliği 31 12 8 11 37 30 47 +7
9 Boluspor 31 13 10 8 28 32 47 -4
10 Erzurumspor FK 31 11 9 11 28 27 41 +1
11 Ümraniyespor 31 10 14 7 34 42 37 -8
12 Manisa FK 31 8 11 12 38 37 36 +1
13 Keçiörengücü 31 9 13 9 28 38 36 -10
14 Şanlıurfaspor 31 8 13 10 28 33 34 -5
15 Tuzlaspor 31 8 14 9 32 46 33 -14
16 Adanaspor 31 9 17 5 24 44 32 -20
17 Altay 31 5 23 3 14 70 15 -56
18 Giresunspor 31 2 25 4 13 65 7 -52
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 34 24 5 5 76 29 77 +47
2 Van Spor FK 34 23 5 6 57 33 75 +24
3 Bucaspor 1928 34 20 5 9 51 24 69 +27
4 1461 Trabzon FK 34 19 6 9 64 35 66 +29
5 Yeni Mersin İdman Yurdu 34 16 8 10 47 29 58 +18
6 Ankaraspor 34 15 8 11 42 32 56 +10
7 Karacabey Belediye Spor 34 13 10 11 40 32 50 +8
8 Ankara Demirspor 34 14 15 5 37 38 47 -1
9 Beyoğlu Yeniçarşıspor 34 13 14 7 42 36 46 +6
10 Kırklarelispor 35 11 13 11 32 38 44 -6
11 Diyarbekir Spor 34 11 14 9 36 37 42 -1
12 Altınordu 34 10 13 11 40 34 41 +6
13 Hes İlaç Afyonspor 34 10 13 11 24 34 41 -10
14 Serik Belediyespor 34 10 14 10 29 37 40 -8
15 Nazilli Belediyespor 35 11 16 8 38 57 38 -19
16 Zonguldak Kömürspor 34 9 17 8 35 54 32 -19
17 Kırşehir Futbol SK 34 5 21 8 32 68 23 -36
18 Bursaspor 34 5 21 8 24 62 20 -38
19 Adıyaman FK 34 3 24 7 24 61 16 -37
Takım O G M B A Y P AV
1 Kepezspor FAŞ 28 22 2 4 67 18 70 +49
2 Aliağa Futbol A.Ş. 28 19 0 9 60 18 66 +42
3 Ayvalıkgücü Belediyespor 28 15 6 7 40 25 52 +15
4 52 Orduspor FK 28 14 7 7 40 28 49 +12
5 İnegöl Kafkas GK 28 13 7 8 37 30 47 +7
6 Edirnespor 28 13 10 5 45 28 44 +17
7 Mardin 1969 Spor 28 12 11 5 40 34 41 +6
8 K.Çekmece Sinopspor 28 10 10 8 41 31 38 +10
9 Karabük İdmanyurdu Spor 28 10 13 5 27 44 35 -17
10 Artvin Hopaspor 28 9 12 7 33 29 34 +4
11 Talasgücü Belediyespor 28 10 14 4 34 45 34 -11
12 Kırıkkalegücü FK 28 8 15 5 31 42 29 -11
13 Gümüşhanespor 28 4 14 10 25 49 22 -24
14 Malatya Arguvanspor 28 3 21 4 21 57 13 -36
15 Tarsus İdman Yurdu 28 2 22 4 20 83 10 -63
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 28/04/2024 Alanyaspor vs İstanbulspor
 28/04/2024 Pendikspor vs Kayserispor
 28/04/2024 Çaykur Rizespor vs MKE Ankaragücü
 28/04/2024 Trabzonspor vs Gaziantep FK
 29/04/2024 Fatih Karagümrük vs Antalyaspor
 03/05/2024 Beşiktaş vs Çaykur Rizespor
 03/05/2024 MKE Ankaragücü vs Alanyaspor
 04/05/2024 İstanbulspor vs Adana Demirspor
 04/05/2024 Kayserispor vs Fatih Karagümrük
 04/05/2024 Samsunspor vs Trabzonspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 28/04/2024 Adanaspor vs Manisa FK
 28/04/2024 Boluspor vs Altay
 28/04/2024 Erzurumspor FK vs Çorum FK
 28/04/2024 Giresunspor vs Sakaryaspor
 28/04/2024 Göztepe vs Gençlerbirliği
 28/04/2024 Keçiörengücü vs Ümraniyespor
 28/04/2024 Kocaelispor vs Bandırmaspor
 28/04/2024 Şanlıurfaspor vs Eyüpspor
 28/04/2024 Tuzlaspor vs Bodrum FK
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 28/04/2024 Ankaraspor vs Nazilli Belediyespor
 28/04/2024 Esenler Erokspor vs Adıyaman FK
 28/04/2024 Hes İlaç Afyonspor vs Bucaspor 1928
 28/04/2024 Karacabey Belediye Spor vs Altınordu
 28/04/2024 Van Spor FK vs Ankara Demirspor
 28/04/2024 Yeni Mersin İdman Yurdu vs Beyoğlu Yeniçarşıspor
 28/04/2024 Zonguldak Kömürspor vs Kırşehir Futbol SK
 28/04/2024 1461 Trabzon FK vs Serik Belediyespor
 30/04/2024 Diyarbekir Spor vs Bursaspor
 28/04/2024 Ankaraspor - Nazilli Belediyespor Ankaraspor ligde evindeki son 17 maçında hiç kaybetmedi  Ankaraspor yenilmez
 30/04/2024 Diyarbekir Spor - Bursaspor Bursaspor ligdeki son 5 maçını kaybetti  Diyarbekir Spor kazanır
 30/04/2024 Diyarbekir Spor - Bursaspor Diyarbekir Spor ligdeki son 9 maçında hiç kazanamadı  Bursaspor yenilmez
 04/05/2024 Altınordu - Ankaraspor Altınordu ligde evindeki son 7 maçında hiç kaybetmedi  Altınordu yenilmez
 04/05/2024 Bucaspor 1928 - Diyarbekir Spor Diyarbekir Spor ligdeki son 9 maçında hiç kazanamadı  Bucaspor 1928 yenilmez
 04/05/2024 Adıyaman FK - Hes İlaç Afyonspor Adıyaman FK ligdeki son 19 maçında hiç kazanamadı  Hes İlaç Afyonspor yenilmez
 04/05/2024 Kırşehir Futbol SK - 1461 Trabzon FK Kırşehir Futbol SK ligdeki son 8 maçında hiç kazanamadı  1461 Trabzon FK yenilmez
 04/05/2024 Bursaspor - Van Spor FK Bursaspor ligde evindeki son 12 maçında hiç kazanamadı  Van Spor FK yenilmez
 04/05/2024 Beyoğlu Yeniçarşıspor - Karacabey Belediye Spor Karacabey Belediye Spor ligdeki son 6 maçında hiç kaybetmedi  Karacabey Belediye Spor yenilmez
 04/05/2024 Bursaspor - Van Spor FK Van Spor FK ligdeki son 8 maçında hiç kaybetmedi  Van Spor FK yenilmez
 04/05/2024 Altınordu - Ankaraspor Ankaraspor ligde deplasmandaki son 8 maçında hiç kazanamadı  Altınordu yenilmez
 04/05/2024 Kırşehir Futbol SK - 1461 Trabzon FK 1461 Trabzon FK ligdeki son 8 maçında hiç kaybetmedi  1461 Trabzon FK yenilmez
 04/05/2024 Kırklarelispor - Zonguldak Kömürspor Zonguldak Kömürspor ligde deplasmandaki son 8 maçında hiç kazanamadı  Kırklarelispor yenilmez
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 27/04/2024 Malatya Arguvanspor 3 - 4 Talasgücü Belediyespor
 27/04/2024 Gümüşhanespor 2 - 4 Kepezspor FAŞ
 27/04/2024 Artvin Hopaspor 0 - 1 52 Orduspor FK
 27/04/2024 Mardin 1969 Spor 4 - 2 İnegöl Kafkas GK
 27/04/2024 Tarsus İdman Yurdu 1 - 1 Karabük İdmanyurdu Spor
 27/04/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor 1 - 0 Edirnespor
 27/04/2024 Aliağa Futbol A.Ş. 6 - 3 Kırıkkalegücü FK
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
ŞANS OYUNLARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI