Sibel ÖZBUDUN
  09-02-2021 09:06:00

DÖRT DAĞİÇİNDEKİ DERSİM’İN HİKÂYESİ:“MA DİYA,SIMA MEVİNE/ BİZ YAŞADIK, SİZ YAŞAMAYIN”

DÖRT DAĞ İÇİNDEKİ DERSİM'İN HİKÂYESİ:

"MA DİYA, SIMA MEVİNE/ BİZ YAŞADIK, SİZ YAŞAMAYIN"

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

I. AYRIM: BİRAZ TARİH

 

I.1) MESELENİN ASLI

I.2) ETNİK HÂL, KÜLTÜREL İKLİM

I.3) ERMENİ VARLIĞI

 

II. AYRIM: DERSİM SOYKIRIMI

 

II.1) DERSİM'İN ÖNCELİ: KOÇGİRİ

II.2) NEDEN, NASIL?

II.3) TUNÇ-ELİ'NİN "5 N 1 K"SI

 

III. AYRIM: HAREKÂTIN HİKÂYESİ

 

III.1) DERSİM'İN İŞGALİ

III.2) TERTELE'NİN PEPUG KUŞLARI

III.3) SOYKIRIM (MI?)

III.4) KANITI (MI?)!

 

IV. AYRIM: DEVLET GERÇEĞİ

 

IV.1) "DERSİM GENERALİ" SEYİD RIZA

 

V. AYRIM: HERKESİN BİLDİĞİ "SIR"(LAR)

 

V.1) TANIKLIKLAR

V.2) KAYIP KIZLAR

V.3) SÜRGÜNLER

 

VI. AYRIM: DERSİM 1937-1938'İN "NEDEN"İ!

 

VI.1) MUSTAFA KEMAL İLE SABİHA GÖKÇEN

VI.2) RESMÎ GÖRÜŞ VE "KOMÜNİST"LER

VI.3) IRKÇI HAMASET

VI.4) KÖTÜLÜĞÜ SIRADANLAŞTIRAN ÖTEKİLEŞTİRME

 

VII. AYRIM: İTİRAF(LAR)

 

VII.1) KILIÇDAROĞLU, ONUR ÖYMEN, CHP

VII.2) NAFİLE "İYİMSERLİK"

VII.3) HUKUK(SUZLUK)LARI

 

VIII. AYRIM: "BUGÜN"

 

IX. AYRIM: YALAN, DOLANA HAYIR

 

IX.1) YÜZLEŞME

 

DÖRT DAĞ İÇİNDEKİ DERSİM'İN HİKÂYESİ:

"MA DİYA, SIMA MEVİNE/ BİZ YAŞADIK, SİZ YAŞAMAYIN"

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

"Gerçek hiçbir zaman

şiddet tarafından çürütülemez."[1]

 

1. §) 1937-1938'lerin "Bıreme şıma bene qırkene/ Kaçın sizi götürüp katledecekler," çığlığıdır Dersim; bilinen bir "sır"dır bu; ya da Gabriel García Márquez'in, 'Kırmızı Pazartesi'ndeki herkesin bilip de, gözlerini yumduğu hâldir; "Nehatîye Dîtin/ Görülmemiştir" denilse de! Ancak zamanda hiçbir "sırrın" hükmü yoktur; Dersim Soykırımı'nda yaşananların öncesi ve sonrasında "sır" olmadığı gibi...

İngilizlerin meşhur, "All nations have skeletons in their closets/ Her ulusun gardrobunda saklı iskeletler var" sözündeki üzere, hiçbir şey sonsuza dek saklı kalamaz; saklasanız da geçmişin hayaleti peşinizi bırakmaz; açılır gardroplardaki (malum) "sır"lar. Tertele de bunlar biridir!

Kürtçe bir sözcük "Tertele". Zelzeleye benzer. Zelzele yeri sallar, tertele toplumu. Karışıklık, kargaşa, kırım, öldürme, yakıp yıkma gibi her kötü olayı içerir. Zelzele doğanın, tertele de insanın eseridir.

Kolay mı? "Kendisi farkında olsun ya da olmasın bu ülkede herkesin bir Dersim hikâyesi vardır. İlle de içinde olmaları gerekmez. Bazen bir ucunun kendisine değdiğini bile bilmeden yaşayıp gitmişlerdir," vurgusuyla Murathan Mungan'ın, "Toprağa yalnızca ölülerin değil, hakikâtlerin, dillerin, kültürlerin, kelimelerin gömüldüğü"ne dikkat[2] çektiği coğrafya(mız)da "Dört Tabu, Yedi T" gerçeğinin altı çizilmeden geçilemez.

Türk(iye) ulus devletinin "kırmızıçizgileri" denen yasaklı-tabu meselelerin başında Ermeni soykırımı, Dersim Tertelesi, Kürt Meselesi ve Kıbrıs'ın ilhakı en başta gelir. Bu dört meselede geniş bir Türkçü-devletçi cephe kurulurken iktidarların suça dayanan edimleri koro hâlinde savunulur.

1935'te Tunceli Kanunu ve onun uygulaması olan 1937-1938 Dersim harekâtı ile yapılmak isteneni, devletin siyasetini ve zihniyetini "7T" çok iyi anlatır. "7T" olarak bizzat dönemin yetkili ve sorumlularının ağzından dile getirilen bu siyasetin/zihniyetin özeti: "Te'dip (terbiye etme), tenkil (uzaklaştırma), taktil (parçalama), tehcir (göç ettirme), temsil (asimile etme), temdin (medenileştirme) ve tasfiye"dir.

Dersim'de 1937-38'de, günümüzde insanlık suçu sayılan bu yedi uygulama, Seyit Rıza ve aşiretler isyan etti bahanesiyle, bütün bölgede en vahşi şekilde gerçekleştirildi. Resmî rakamlara göre 13 bin, tahminlere göre 25 binden fazla Dersimli; kadın, çocuk, genç, yaşlı katledildi.

Evet, "Cumhuriyet'in Osmanlı'dan devraldığı köklü meselelerden biri olan 'Dersim Müşkilesi'ni Ankara'nın nasıl 'hâllettiğini' artık iyi biliyoruz: 1926'dan başlayan raporlama faaliyetlerini 1934 İskân Kanunu ve 1935 Tunceli Kanunu izlemiş; 1921'de Koçgiri Zaza İsyanı'nı kanlı biçimde bastıran Sakallı Nurettin Paşa'nın damadı General Alpdoğan'ın olağanüstü yetkilerle bölge valiliğine atanmasından sonra 1 Mayıs'ta Diyarbakır'dan kalkan üç uçak filosu bölgeye bombalar yağdırmaya başlamıştı. Bu uçaklardan birini Mustafa Kemal'in manevi kızı ve Türkiye'nin 'ilk kadın pilotu' Sabiha Gökçen kullanıyordu. Haziran-temmuz ayları boyunca köyler yakıldı, yıkıldı, kadınlar ve çocuklar dahil sayısız kişi makineli tüfeklerle tarandı."[3]

Kimileri bebeleriyle sığındıkları mağaralara gaz verilerek, kimileri -özellikle kadınlarla çocuklar- fotoğrafınızı çekeceğiz diye kandırılarak tarlalara dere kenarlarına toplanıp ayaklı fotoğraf makinelerine benzeyen "ağır makineli"lerle tarandı, katledildi.

Sabiha Gökçen, "Keçiler dahil her gördüğümüz canlıyı bombaladık," diye yazarken; dönemin "Dersim Harekâtı"na katılmış asker sivil yetkililerinin anılarında ve yıllar sonra açıklanan resmî raporlarda da zulmün boyutları tartışmaya yer bırakmayacak biçimde ortaya serilir.

 

2. §) Burada kısa bir parantez açmadan geçmeyelim: Osmanlı belgelerinde sürekli Dersim'in yoksulluğundan ve asiliğinden söz edilir. Ayrıca Dersim fiili bir özerklik yaşar. Osmanlı baskısından kaçanların sığındığı, devlet otoritesinin erişemediği bir coğrafyaydı. Bu durum Dersim halkının etnik ve dini özelliklerini cumhuriyet döneminde de sürdürmesini sağlar. T.C. bir ulus devlet olmak yolunda ve isteğindedir. Bu durumu Dersim'in devlet ile ilişkilerinin karakterini belirler. Osmanlı'da başlamak üzere devlet sürekli Dersim'e karşı bir sefer hâlindedir. Ancak hep söylendiği gibi: Dersim'e sefer olur, zafer olmaz.

Tarih boyunca bağımsız kalmış, bağımsızlığını korumuş olan Dersim, 1938'de bu özelliğini trajik bir şekilde yitirmiş, devlet güçlerinin soykırım niteliğindeki 'Tunç eli' harekâtına yenik düşmüştür.

Devlet, şehri fethetmekle yetinmemiş, Roma İmparatorluğu'ndan gelme bir anlayışla, şehir halkının gururunu da çiğnemeyi görev bilmiştir. Bölgenin özsavunmasını kırdıktan sonra, yine bu topraklarda egemenlerin kadim bir geleneği olarak halkını da sürgün etmiştir. Zaferini taçlandırmak için şehrin tarihî adını yok ederek, halkı sürekli aşağılamak üzere, sadece il merkezini değil, tüm vilayeti askeri harekâtı adıyla "Tunç-eli" olarak adlandırmıştır.

Ancak tüm bunlara rağmen dört dağın içinde, sıkıştırılmış, yapayalnız Dersim direnip, dik durmuştu. Önceleri su ve toprağın Hakk'a ait olduğu coğrafya, günün birinde devrimciler ile İbrahim Kaypakkaya geldiğinde onu bağrına sevinçle basmıştı.

Ve nihayet bu kadim topraklar -Türk(iye) tarihinde ilk kez- bir komünisti, Fatih Mehmet Maçoğlu'nu kendine belediye başkanı seçmişti.

Bu Antonio Gramsci'nin, "Kayıtsızlık tarihin ölü ağırlığıdır," biçiminde tanımladığı negatif hâlin aşılması girişimiyken; eski milletvekili Hüseyin Aygün'ün, "Dersim katliamının sorumlusu devlet ve CHP'dir. Atatürk de bu olaylardan haberdardı,"[4] yönündeki açıklamaları, 1938'de yaşatılanları yeniden gündeme getirmişti.

 

3. §) Günümüzde "Tarihimizle yüzleşmeliyiz" söylemi içi en çok boşaltılmış cümlelerden ve bir o kadar da sahte politik vaat, siyaset öznelerinin nostalji malzemesi olsa da "Yüzleşme" talebinden vazgeçemeyiz.

"Cumhuriyet bileşenleri olarak, 'yurttaşlık/ eşitlik/ laiklik' üçlüsünü her zamankinden çok daha uyanık bir biçimde sahiplenme gereği yaşamsaldır,"[5] türünden palavraları bir kenara bırakarak tarih(imiz)le cesaretle yüzleşebilseydik, tabuları aşıp karanlık köşeleri aydınlatılabilseydik çok şey farklı olabilirdi: 1915 Ermeni tehciri/ kırımı ile yüzleşebilseydik Dersim olmazdı. Dersim'le yüzleşebilseydik bunca yıldır Kürt halkına reva görülen zulüm böyle yaşanmazdı.

Kemal Burkay'ın, "Bir eski öyküdür bileceksiniz/ Masallardan kalmıştır Dersim/ Ülkemin ortasında gizli/ Yanık bir türküdür" notunu düştüğü Dersim'in hülasası Cemal Süreya'nın, "bizi bir kamyona doldurdular./ tüfekli iki erin nezaretinde./ sonra o iki erle yük vagonuna doldurdular./ günlerce yolculuktan sonra bir köye attılar./ tarih öncesi köpekler havlıyordu./ aklımdan hiç çıkmaz o yolculuk,/ o havlamalar, polisler./ duyarlığım biraz da o çocukluk izlenimleriyle besleniyor belki./ annem sürgünde öldü, babam sürgünde öldü," notuyken; aslolan unutmamak/ unutturmamaktır.

Evet! Yıkıntıların arasından geçmişin izlerini "es" geçmemeliyiz. Çünkü bellek kalıntılarını "Bizim için değerlidir," vurgusuyla toplayıp; yitirdiklerimizi bulup çıkar(a)mazsak toza dönüşeceğiz, esamemiz okunmayacak.

O hâlde uyuşuk ve hayalperest bir asilzadenin portresi gibi görünen Oblomov, kuşkusuz bundan fazlasıyken; adı tembellik, atalet, miskinlik, aylaklıkla özdeş hâle gelen çıkmaza prim vermeden bir kere daha Dersim hakikâtine kafa yorulmalıdır.

 

I. AYRIM: BİRAZ TARİH

 

4. §) Voltaire, "Tarih, cinayetlerin ve felâketlerin bir tutanağıdır," deyip; Howard Zinn, "Tarih; hükümetler, fatihler, diplomatlar ve liderlerin bakış açısından anlatılıyor"; Frantz Omar Fanon, "Sizi sömürgeleştiren yabancıların sizde yarattığı en büyük yıkım, zamanla sizin kendinize onların gözüyle bakmanızı sağlamalarıdır," vurgusuyla uyarırlarken ekler Arundhati Roy da: "Tarih gerçekten geçmiş değil, geleceğin bir çalışmasıdır."

Evet sınıf mücadeleleri tarihinin ürünü olarak toplumsal olaylar, itirazlar, isyanlar toplumun hafızasıdır. Bugünde geleceği biçimlendiren dinamiktir.

Söz konusu bellek tarihin derinliklerinde kalan birikimi ortaya çıkarırken; tarih hep bir üst düzeyde, yeni koşullarda yenilenen durumların önünü açar. Böylece kendilerini yeni koşullarda var ederken, kimi zaman çok eskilerde kalmış küçük bir kor yeniden parlar.

 

5. §) Kavimler kapısı Anadolu'nun Dersim'i de bu hikâyenin bir parçasıdır. Dersim bölgesine ilk yerleşimin M.Ö 6 binlere kadar uzandığı biliniyor. Subarlar, Hurriler, Asurlular, Hititler, Akadlar, Frigyalılar, Urartular, Medler, Persler, Makedonyalılar, Ermeniler, Kapadokyalılar, Romalılar, Sasaniler, Araplar, Bizanslılar, Selçuklular, Moğollar, Akkoyunlular, Osmanlılar gibi kimler gelip kimler geçti.

İddialar odur ki Dersim bölgesine kimi "İşuva" adını verdi; kimi "Supani"... Yaşayanlara kimi "Muştular" dedi; kimi "Müşkiler"...

Yaygın kanıya göre Dersim; Farsça, "der" (kapı), "sim" (gümüş) sözcüklerinden oluşan bir isim tamlamasıdır. Türkçe'ye "Gümüşkapı" olarak çevirebiliriz.

Güney ağızlarında Dersim, "Darsim" diye telaffuz ediliyor. Kimi tarihçi bunun sadece söyleniş olmadığını belirtiyor. Onlara göre "Darsım" Zazaca bir sözcük; 'dar" (ağaç) ve "sim" (gümüş) idi; ve Darsım aslında "Gümüşağaç" demekti...

Bölgeye birçok uygarlık geldi. Ve bunların çoğu isim değiştirdiler. Örneğin Çemişkezek bölgesine; Hititler "Zuhma"; Urartular " Tamişkiş"; Romalılar "Hieropolis"; Bizanslılar "Tsimisca" dediler...

Dersim'in adı uzun yıllar "Daranalis" olarak kaldı. Bu ismin, M.Ö 519'da Doğu Anadolu'yu fetheden Pers Kralı Dara'nın adından kaynaklandığı ileri sürülüyor.

 

"DERSİM'İN ERMENİCE İSİMLERİ" HAKKINDA

DERSİM

İsmi şehir ile özdeşleşmiş Ermeni Papaz Der Simon'dan gelmektedir. Bölgede ayaklanmaya katılan Papaz Der Simon yenilince din değiştirerek Şialığa geçmek zorunda kalmıştır. Dersim'de bulunan Mirakyan, Pilvenkyan, Kekertiyan, Kalyan, Dalyan, Gaziyan, Hormekyan, Karabaliyan gibi aşiretler şehrin önde gelen Der Simon gibi din değiştiren muhtedilerdendir.

HOZAT

Ermenice "Khozag" kelimesinden gelmektedir. "Khoz" Ermenice'de "Domuz" demek. "-Ag" eki ise küçültme terimidir. Bakınız: Khozag "Domuzcuk".

PÜLÜMÜR

Ermenice "Plur Mori" kelimesinden gelmektedir. Ermenice'deki anlamı "Böğürtlen Tepesi" demektir.

OVACIK

Ermenice "Plur" kelimesinden gelmektedir. "Plur" Ermenice "Tepe"dir.

ÇEMİŞGEZEK

Ermenice "Tzmisgezag" kelimesinden gelmektedir. Tzimiskes Romalı Ermeni komutanın ismidir. Şehir halkı boyunun kısalığından dolayı Tzmisgez'e Ermenice'de "Tzimisgezag" yani "Kısacık Cüce" diyorlardı. İlçeye Dersimli paganların isyanını bastıran Tzimisgez'in ismi resmi olarak verildi. Fakat Ermeni halkı Ermeni komutanı Tzimisgez'in ismini değil de onu alaya alan "Tzimisgezag" "Kısacık Cüce" lakabını kullanmayı tercih etti. Yine rivayetlere göre Dersim Ermenileri, kendi aralarında Romalı Ermeni komutanı Tzimiskes'i alaya almak için ona "kırmızı botlarının boyu kendisinden büyük" diyorlardı.

NAZİMİYE

İlçenin eski ismi Osmanlı dönemine kadar "Kızıl Kilise" idi. Çünkü Dersim Ermenileri bölgeyi "Garmir Vank" yani "Kızıl Kilise" olarak adlandırmışlardı.

MAZGİRT

Ermenice "Medzgert" kelimesinden gelir. "Medz" Ermenice'de "Büyük" demek. "Gert" ise "Taş" anlamına geliyor

PERTEK

Ermenice "Pertag". "Pert" Ermenice'de "Kale" demek. Pertag Ermenice'de "Kalecik" demek.

 

6. §) Dersim, daha öncesinde Osmanlı (ve İran) imparatorluğu tarafından gevşek biçimde sömürgeleştirilmiş ve daha sonra çözülüş sürecinin kaosu içinde serbestiyeti daha da artmış olan Kürdistan coğrafyasının, cumhuriyet rejimi tarafından yeniden sömürgeleştirilmesi sürecinde son halkayı oluşturuyordu. Bu sürecin temel bir yönü ise asimile etme, yani Türkleştirmedir. Dolayısıyla Dersim sorununun özü de, yörenin Alevî Kürt halkının bu yeniden sömürgeleştirilme ve Türkleştirme sürecine karşı ulusal öz taşıyan bir direnişi ve direnişin ezilmesidir. Sorunun bunun dışındaki tüm formülasyonları, iyi niyetli hâllerde bir yanılgı ve kavrayışsızlık, diğer hâllerde ise açıktan ya da örtülü biçimde saptırmacadır, aldatmacadır.

Dalgalı bir seyir izlese de, yüzyıllar boyunca Osmanlı ve İran gibi büyük devletlere bağlı emirlikler biçiminde, özerk varlık sürdürmüş ezilen bir halk konusunda Tunceli Üniversitesi'nin düzenlediği '2. Uluslararası Tunceli (Dersim) Sempozyumu'nda doktora öğrencisi Kibar Taş, 'Dersim'in Osmanlı Hâkimiyetine Girişi...' başlıklı tebliğinde, imparatorluğun resmi kaynaklarına dayanarak, Yavuz Sultan Selim dönemindeki büyük Alevî Katliamı'nı anlatırken; Kürt beylerinden İdris-i Bitlisi'nin katliamları savunan yazısından şunları aktardı:

"Bilgin tabiatlı Sultan bu topluluğa (Kızılbaş) bağlananları kısım kısım, isim isim kaydetmeleri için her yöreye bilgili kâtipler gönderdi. Yediden yetmişe herkesin adının yüce makamlı divana getirilmesini istedi. Yazıcılar, isimleri deftere kaydedince yaşlı ve gençlerden kayıtların sayısı kırk bin oldu. Ulaklar yazılan defterleri her yörenin hâkimine ulaştırdıktan sonra her yörede keskin kılıç, adım adım yazılanlara yöneldi. Bu öldürülenlerin sayısı hesaplanan kırk bini de aştı..."

Görüyoruz ki ünlü tarihçi İsmail Hakkı Uzunçarşılı'nın 1500'lü yılların başındaki büyük katliama ilişkin saptamaları da aynı doğrultuda: "Anadolu'da yediden yetmişe kadar Kızılbaş oldukları sabit olanlarca tahrir ettirilmiş ve mazaratları dokunacak olan kırk bin kişi hapis ve idam ettirilmiştir."[6]

Merkezi devlet yapısına kavuştuktan sonra fethettiği Bizans'a benzeyen Osmanlı'nın, bir türlü ehlileşmeyen Alevîleri zapturapt altına alıp egemenliğini pekiştirme ve emperyal heveslerini gerçekleştirme hamlelerini görmezden gelmek mümkün değildir. Bu kader tarih boyunca değişmedi. Merkezi otoriteye biat etmeyen herkes katledildi.

Dersim'de, tarih boyunca merkezi otorite tarafından katledilmiş bir halkın yaşadığını vurgulamak gerekiyor öncelikle. Osmanlı gelmiş halkın çocuklarını asker olarak almış, uşak olarak almış, vergi almış, hiçbir şey bulamasa can almıştı...

"1514 Çaldıran Savaşı'nda Türkmen Şah İsmail'i, İdris-i Bitlisi'nin de yardımıyla yenen Yavuz, Şeyhülislâm Ebu Suud'un fetvalarıyla da Alevîlerin katliamını devam ettirmiştir."[7]

"Yavuz Sultan Selim'den beri böyleydi bu. Paşaların, vezirlerin vesairenin bölgeye gidip incelemelerde bulunması, raporlar yazması ta 1700'lere dayanıyor. Bölge hep "sorunlu"! Sonra 1847'lerde tekrar raporlar var, Abdülhamit döneminde yeniden var.[8]

Osmanlı'nın birkaç yüzyılı bu konuda tetikte olmakla geçiyor. Defalarca harekât düzenliyorlar. Harekâtlardan sonra zaman zaman aşiretlerle anlaşmalara gidiliyor. Hapis yatanlara af öneriliyor. Aşiretlerin gücünü kırmak için yöntem hep aynı. Aşiret reisleri aileleriyle sürgüne gönderiliyor.

Sürekli askeri harekâtın sonuç vermediğini Osmanlı da görüyor."[9]

Kolay mı? Osmanlı'daki Sünnî İslâm tahakküme karşı Dersim, Kızılbaş Alevîlerin üssü olmuştur tarihi boyunca. Geçit vermez coğrafyası sayesinde kendi inancını bugüne getirebilmiştir. Alevî coğrafyasının pirleri Dersim'den Kayseri ve Maraş'a kadar giderler. Başı Osmanlı ile derde giren pek çokları Dersim'e sığındı. Yakın zamanda Ermeni kıyımında 30 bin civarında Ermeni "Heqa Bextiye/ Sığınma Hakkı" almışlardı. "Textê xo bırızne, bextê xo merızne/ Tahtını yık ama bahtını yıkma" diyen Dersimliler kendisine sığınan herkesi korudular.[10]

Dr. Nuri Dersimi'ye göreyse, "Bavo adıyla anılan Seyi

  Bu yazı 8005 defa okunmuştur.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 34 30 1 3 80 21 93 +59
2 Fenerbahçe 34 28 1 5 89 31 89 +58
3 Trabzonspor 34 18 12 4 60 45 58 +15
4 Başakşehir FK 34 15 12 7 46 39 52 +7
5 Beşiktaş 34 15 13 6 45 40 51 +5
6 Kasımpaşa 34 14 13 7 56 59 49 -3
7 Çaykur Rizespor 34 14 13 7 45 51 49 -6
8 Alanyaspor 34 12 10 12 49 46 48 +3
9 Sivasspor 34 12 10 12 41 45 48 -4
10 Antalyaspor 34 11 11 12 39 42 45 -3
11 Adana Demirspor 34 9 11 14 49 47 41 +2
12 Kayserispor 34 11 13 10 39 48 40 -9
13 Samsunspor 34 10 15 9 37 44 39 -7
14 MKE Ankaragücü 34 8 12 14 42 45 38 -3
15 Fatih Karagümrük 34 9 16 9 41 43 36 -2
16 Konyaspor 34 8 14 12 34 48 36 -14
17 Gaziantep FK 34 9 18 7 39 54 34 -15
18 Hatayspor 34 7 15 12 38 48 33 -10
19 Pendikspor 34 7 18 9 38 70 30 -32
20 İstanbulspor 34 4 23 7 26 67 16 -41
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 32 23 6 3 73 28 72 +45
2 Göztepe 32 20 6 6 56 19 66 +37
3 Sakaryaspor 32 16 7 9 48 33 57 +15
4 Çorum FK 32 16 9 7 53 33 55 +20
5 Kocaelispor 32 16 9 7 48 36 55 +12
6 Bodrumspor 32 14 7 11 39 21 53 +18
7 Boluspor 32 14 10 8 31 33 50 -2
8 Bandırmaspor 32 12 9 11 47 30 47 +17
9 Gençlerbirliği 32 12 9 11 37 32 47 +5
10 Erzurumspor FK 32 12 9 11 30 28 44 +2
11 Keçiörengücü 32 10 13 9 32 40 39 -8
12 Manisa FK 32 8 11 13 39 38 37 +1
13 Ümraniyespor 32 10 15 7 36 46 37 -10
14 Şanlıurfaspor 32 8 14 10 29 36 34 -7
15 Tuzlaspor 32 8 14 10 32 46 34 -14
16 Adanaspor 32 9 17 6 25 45 33 -20
17 Altay 32 5 24 3 15 73 15 -58
18 Giresunspor 32 2 26 4 15 68 7 -53
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 35 25 5 5 77 29 80 +48
2 Van Spor FK 35 24 5 6 63 34 78 +29
3 Bucaspor 1928 35 20 5 10 51 24 70 +27
4 1461 Trabzon FK 35 20 6 9 66 35 69 +31
5 Yeni Mersin İdman Yurdu 35 16 9 10 48 31 58 +17
6 Ankaraspor 35 15 8 12 42 32 57 +10
7 Karacabey Belediye Spor 35 13 10 12 42 34 51 +8
8 Beyoğlu Yeniçarşıspor 35 14 14 7 44 37 49 +7
9 Ankara Demirspor 35 14 16 5 38 44 47 -6
10 Diyarbekir Spor 35 12 14 9 38 38 45 0
11 Kırklarelispor 35 11 13 11 32 38 44 -6
12 Altınordu 35 10 13 12 42 36 42 +6
13 Hes İlaç Afyonspor 35 10 13 12 24 34 42 -10
14 Serik Belediyespor 35 10 15 10 29 39 40 -10
15 Nazilli Belediyespor 36 11 16 9 38 57 39 -19
16 Zonguldak Kömürspor 35 10 17 8 38 56 35 -18
17 Kırşehir Futbol SK 35 5 22 8 34 71 23 -37
18 Bursaspor 35 5 22 8 25 64 20 -39
19 Adıyaman FK 35 3 25 7 24 62 16 -38
Takım O G M B A Y P AV
1 Kepezspor FAŞ 28 22 2 4 67 18 70 +49
2 Aliağa Futbol A.Ş. 28 19 0 9 60 18 66 +42
3 Ayvalıkgücü Belediyespor 28 15 6 7 40 25 52 +15
4 52 Orduspor FK 28 14 7 7 40 28 49 +12
5 İnegöl Kafkas GK 28 13 7 8 37 30 47 +7
6 Edirnespor 28 13 10 5 45 28 44 +17
7 Mardin 1969 Spor 28 12 11 5 40 34 41 +6
8 K.Çekmece Sinopspor 28 10 10 8 41 31 38 +10
9 Karabük İdmanyurdu Spor 28 10 13 5 27 44 35 -17
10 Artvin Hopaspor 28 9 12 7 33 29 34 +4
11 Talasgücü Belediyespor 28 10 14 4 34 45 34 -11
12 Kırıkkalegücü FK 28 8 15 5 31 42 29 -11
13 Gümüşhanespor 28 4 14 10 25 49 22 -24
14 Malatya Arguvanspor 28 3 21 4 21 57 13 -36
15 Tarsus İdman Yurdu 28 2 22 4 20 83 10 -63
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 03/05/2024 Beşiktaş vs Çaykur Rizespor
 03/05/2024 MKE Ankaragücü vs Alanyaspor
 04/05/2024 İstanbulspor vs Adana Demirspor
 04/05/2024 Kayserispor vs Fatih Karagümrük
 04/05/2024 Samsunspor vs Trabzonspor
 05/05/2024 Başakşehir FK vs Kasımpaşa
 05/05/2024 Galatasaray vs Sivasspor
 05/05/2024 Gaziantep FK vs Hatayspor
 06/05/2024 Antalyaspor vs Pendikspor
 06/05/2024 Konyaspor vs Fenerbahçe
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 04/05/2024 Eyüpspor vs Göztepe
 05/05/2024 Altay vs Adanaspor
 05/05/2024 Bandırmaspor vs Keçiörengücü
 05/05/2024 Bodrum FK vs Kocaelispor
 05/05/2024 Çorum FK vs Şanlıurfaspor
 05/05/2024 Gençlerbirliği vs Giresunspor
 05/05/2024 Manisa FK vs Boluspor
 05/05/2024 Sakaryaspor vs Tuzlaspor
 05/05/2024 Ümraniyespor vs Erzurumspor FK
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 04/05/2024 Adıyaman FK vs Hes İlaç Afyonspor
 04/05/2024 Altınordu vs Ankaraspor
 04/05/2024 Ankara Demirspor vs Yeni Mersin İdman Yurdu
 04/05/2024 Beyoğlu Yeniçarşıspor vs Karacabey Belediye Spor
 04/05/2024 Bucaspor 1928 vs Diyarbekir Spor
 04/05/2024 Bursaspor vs Van Spor FK
 04/05/2024 Kırklarelispor vs Zonguldak Kömürspor
 04/05/2024 Kırşehir Futbol SK vs 1461 Trabzon FK
 04/05/2024 Serik Belediyespor vs Esenler Erokspor
 04/05/2024 Beyoğlu Yeniçarşıspor - Karacabey Belediye Spor Karacabey Belediye Spor ligdeki son 7 maçında hiç kaybetmedi  Karacabey Belediye Spor yenilmez
 04/05/2024 Bucaspor 1928 - Diyarbekir Spor Diyarbekir Spor ligde deplasmandaki son 8 maçında hiç kazanamadı  Bucaspor 1928 yenilmez
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 27/04/2024 Malatya Arguvanspor 3 - 4 Talasgücü Belediyespor
 27/04/2024 Gümüşhanespor 2 - 4 Kepezspor FAŞ
 27/04/2024 Artvin Hopaspor 0 - 1 52 Orduspor FK
 27/04/2024 Mardin 1969 Spor 4 - 2 İnegöl Kafkas GK
 27/04/2024 Tarsus İdman Yurdu 1 - 1 Karabük İdmanyurdu Spor
 27/04/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor 1 - 0 Edirnespor
 27/04/2024 Aliağa Futbol A.Ş. 6 - 3 Kırıkkalegücü FK
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
ŞANS OYUNLARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI