Sibel ÖZBUDUN
  01-03-2021 22:49:00

KAHVERENGİ TONLU COVİD-19 GÜNLERİNDE (C)EZAEVLERİ[*]

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

"O çocuklar

O yapraklar

O şarabi eşkıyalar

Onlar da olmasalar

Gayri benim kimim var."[1]

 

Corona'yı; corona günlerinde (c)ezaevlerini; oradaki kardeşlerimizi konuş(tur)mak yürek ister ve 'Korona Günlerinde Mahpusluk-Tutsakların Korona Günlükleri'[2] bunun bir yanıtıdır.

Urfa-Siverek'in T Tipi Cezaevi A-6'dan "Doktor(umuz) Ayhan Kavak'ın, "Tutsakların maruz kaldıklarını görünür hâle getiren bu çalışmayı kamuoyuna duyurmanın ardından kitaplaştırarak tarihe not düşen Adil Okay, tutsakların sesi soluğu olmuştur. Zor zamanların dostu olan Okay ile Görülmüştür Kolektivitesi'ne şükranlarımı sunmak isterim,"[3] notunu düştüğü yapıtın değerini ifade etmekte -denir ya!- kelimeler kifayetsiz kalıyor...

Coğrafyamızın muhtelif zindanlarından 50 politik tutsağın Covid-19 salgınında kapatıldıkları mekânlardaki tanıklıklarına dair 40 makale ile 10 karikatürden oluşan yapıt; (c)ezaevlerindeki tecridi, karanlığı, insan hakları ihlâllerini -unutuşa inat- görünür kılıyor!

Tıpkı Erol Zavar'ın, "Virüs, kara kargalar, tabut gibi bir çatı. Her şeyin ölümü hatırlattığı bir ortam. Korku filminde kullanılabilecek metaforların çoğu mevcut. Lakin film o kadar yavaş ilerliyor ki, seyreden filmden kopuyor ya da her gün aynı filmi seyreden insanın artık ürperecek sahne bulamaması, her sahneyi çözdüğü için korkmaması gibi bir durum yaşanıyor. Hapishanenin şimdiki hâlinin uyandırdığı da böyle bir his. Bir tabutun içinde yaşadığınızı düşünüyorsunuz, leş kargaları dönenip duruyor tepenizde ve dünyanın en kolay bulaşan ölümcül virüsü sizi bulabilir. Ama korkmuyorsunuz," (s.82) satırlarındaki üzere...

Albert Camus'nün 'Veba'sındaki[4] korkusuz Doktor Rieux'yü anımsatan bu satırlar, bir çok şeyin özeti gibi...

Bilinir: Cezayir'in Oran kenti 1940'lı yıllarda, kendi hâlinde, kaygısız bir yaşam sürerken binlerce farenin sokaklarda, evlerde, meydanlarda ölmesine tanık olur. Önce izah edilemeyen bir tuhaflık olarak karşılanan ve belediye önlemleriyle atlatılmaya çalışılan bu ölümlerin ardından, veba salgını giderek artan dehşetiyle patlak verir. Roman bu süreci ve salgına karşı verilen mücadeleyi anlatıyor.

Başta hiçbir yetkili çok uzun süredir görülmeyen vebanın hortladığına inanmaz, inanmak istemez. Ama sonunda kamuoyuyla açıkça paylaşılan vaka ve ölüm sayılarının hızla artmasının yanı sıra bildiğini söylemekten asla vazgeçmeyen doktorlar sayesinde salgının adı konur.

O noktada da devreye gerekli önlemler girer. Bilgi, bilimsel bilgi sayesinde alınan bu önlemler, doktorlara işlerini iyi yapma, salgınla gerektiği gibi savaşma olanağını verir. Gericiliğin saldırmaktan hiç vazgeçmediği bilimsel bilgi, felaket geldiğinde insanlığın kurtarıcısı olur.

Bilginin, aydınlığın, işini iyi yapma sorumluluğunun simgesi olan Doktor Rieux'nün aynı zamanda anlatıcı rolünü de üstlendiği romanda, böyle bir felaket karşısında insanlık durumunun çeşitli çehreleri farklı kişilikler ve olaylar üzerinden mercek altına alınıyor.

Veba salgını, kendi hâlindeki kente hiç değişmez sandıkları o yaşamın aslında ne kadar çürük temellere dayandığını gösterirken, salgına karşı mücadeleye katılanlar da dayanışma içinde kendi kişisel kaygılarından daha üstün bir amaç için fedakârca uğraşarak ve kolektif davranış biçimleri geliştirerek hayatlarına yeni bir anlam katmaktadır. İnsanlık durumunun ve hastalığın absürdlüğü, bu koşulların yarattığı umursamazlık, değersizlik, toplumsal örgütlenme ve kolektif eylem içinde aşacaktır.

Diğer yanda, ateşli vaazlar veren bir rahip, bu salgının insanların işledikleri günahlar yüzünden Tanrı'nın verdiği bir ceza olduğunu, tek yapılması gerekenin dine yeniden sarılmak olduğunu haykırıp dururken, sonunda bilimin insanlık uğruna verdiği mücadele, kolektif eylemin de cazibesi sayesinde, onu da vebayla savaş saflarına çeker.

Roman 1947'de yayımlanmış ama Camus bu kitap üzerinde 1940'lı yıllar boyunca çalışmış. O yıllarda başka ne yapmış yazar? Cezayir'den tedavi için gittiği Fransa'da Alman işgali güneye doğru tüm yolları kesince, bir yandan Cezayir'de kalan eşinden ayrı düşmüş (romandaki Dr. Rieux gibi), diğer yandan da Fransız Direniş Hareketi'ne katılmış.

Yazar, Veba sadece veba mıdır tartışmasına 1955'te Roland Barthes'a yazdığı açık mektupla son noktayı koymuş: "Çeşitli açılardan okunabilmesini istediğim Veba'nın yine de gayet belirgin bir içeriği var: Avrupa'daki direnişin Nazizme karşı mücadelesi."[5]

"Kahverengi Veba" diye de adlandırılan Nazizm ile gericilik, cehalet, karanlık arka planıyla 'Veba' üzerinden kavramak, hem insan(lık)ın tepesine çöken felaketi, hem de korkusuz Dr. Rieux ve yoldaşlarının verdikleri mücadele açısından ilginç çağrışımlar yaratıyor; tıpkı coronalı günlerde yaşanan yıkım ve totaliter "demir ökçe" gibi...

* * * * *

Veba salgını, nasıl "Kahverengi Veba" diye de anılan Nazizm ile ilintiliyse; yaşanan coronalı yıkım ile totaliter "demir ökçe" (ve (c)ezaevleri) de birbirleriyle bağıntıdır; ve bunların hepsi sürdürülemez kapitalizm ile iç içedir...

Devin Özgür Çınar'ın, "Büyük bir çaresizlik. O çaresizlik ne kadar berbat şey... Çok korkunç bir dönemden geçiyoruz cidden";[6] Zeynep Oral'ın, "Covid-19'dan değilse de yalandan öleceğiz!"[7] notunu düştüğü "yeni (a)normal", tabiri caiz ise, "Modern tıbbın ortaçağı"dır.[8]

"Nasıl" mı?

"Eski(meyen) (a)normal"in 1655 Londra vebasında da hastalar, yakınlarıyla birlikte eve kapatılmakta ve bu kapatma zor yoluyla kontrol edilmektedir. Bu durumda hem ev halkı bulaşa açılmış hem de kapanma korkusu nedeniyle hastalık gizlenmişti."[9]

Şimdilerde de böyle; yani "değişen bir şey" yok gibi!

'Dünya Sağlık Örgütü' (WHO), dünya genelinde corona sebebiyle hayatını kaybedenlerin, aşı bulunup yaygın biçimde kullanılana kadar 2 milyona ulaşabileceğini duyurduğu[10] tabloda insan(lık) Covid-19'la sinema ekranlarından taşan bir distopyanın içine düştü...

Kolay mı?

BM'ye bağlı 'Dünya Gıda Programı' (WFP) Direktörü David Beasley, dünyanın 2021'de son 75 yılın en kötü insani kriziyle karşı karşıya kalabileceği vurgusuyla, dört yılda silahlı çatışmalar yüzünden 80 milyondan 135 milyona yükselen açlık sınırında yaşayan insan sayısının, pandemiyle birlikte katlanıp 270 milyona çıktığını bildirdi.[11]

Özetle pandemi sürdürülemez kapitalist yıkımın yerküreyi ne hâle getirdiğini net bir şekilde gözler önüne seriyor. Tel tel dökülen sağlık, eğitim sisteminin yanında domino taşı gibi yıkılan ekonomilere şahit olduk. Parası olmayan binlerce insanın hastanelere ulaşamadan evlerde, sokaklarda can çekişmesine tanık olduk. Devletlerin insanına ne kadar uzak olduğunu gördük. Pandemi kapitalizmin tüm çirkinliğini gösteren turnusol oldu; yükselen totalitarizm gibi...

Dünya üzerinde bugüne kadar yaklaşık 1 milyon 400 bine yakın insan Covid-19 pandemisi nedeniyle öldü. Ölenlerin çok önemli bölümünü ekonomik nedenlerden dolayı sağlık hizmetlerine ulaşmakta zorlananlar oluşturuyor. ABD, AB, Rusya ve Türkiye, yani kapitalist ülkeler için bu tablo çok değişmedi. Kapitalizmin ürettiği sonuç insanlara ölüm getirdi. Üstelik sadece pandemi nedeniyle değil. Oluşturulan kapitalist-emperyalist sistemin devamı için devasa bir güvenlik sistemi kuruldu. Rejim için tehdit olduğu düşünülen fikirler, kesimler devletler tarafından hep "özel" muameleye tabi tutuldu. Sosyalistler, demokratlar, işçiler, kadınlar, gençler, siyahlar, yerliler... Bir de (c)ezaevleri tabii... Bunlar ülkeden ülkeye değişiklik gösterse de temel ayrım hep zengin ile yoksul oldu; öyle olmaya da devam ediyor. Pandemi bu eşitsizlik ve zorbalık üzerine, deyim yerindeyse "tüy dikti"!

Bir şey daha: Ortaya çıkan bir başka sonuç da neo-liberalizmle birlikte hayatımızı belirleyen "her koyun (insan) kendi bacağından asılır" anlayışının asılsız bir yalan olduğuydu...

Aktararak ilerlersek:

√ Küresel eşitsizlik Covid-19 salgınında da kendini gösterdi. Afrika Birliği Dönem Başkanı Ramaphosa, "Bazı ülkeler, halklarını aşılarken diğerleri bunu yapmıyorsa güvende değiliz," dedi...[12]

√ WHO Başkanı Tedros Adhanom Ghebreyesus, yönetim kurulunun yıllık toplantısında 'aşı milliyetçiliği' yapıldığı ve Covid-19 aşılarının paylaşımında "feci bir ahlâki başarısızlığın" eşiğinde olunduğu uyarısında bulundu...[13]

√ Covid-19 aşısında feci bir ahlâki çöküşün eşiğindeki yerküre zenginlerinin "önce ben" hırsı artarak devam ediyor. DSÖ aşıda eşitliğin sadece ahlâki değil, stratejik ve ekonomik zorunluluk olduğunu belirterek bu açgözlü tutumun pandemiyi uzatacağı uyarısını tekrarlıyor. Bunu yaparken de en zengin 10 ülkeye anlayacakları dilden sesleniyor, aşıyı adil dağıtırlarsa 2021'de 153 milyar, 2025'e kadarsa 455 milyar dolar kârlı çıkacaklarını söylüyor...[14]

√ Pandemi, büyük şirketlerin kâr hırsının önüne geçemedi. Zengin ülkelerin daha şimdiden 4.2 milyar doz ile aşı siparişlerinin yüzde 74'ünü vermesi, küresel eşitsizliğin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi. Dünya genelinde yoksul ülkeler ise sadece 675 milyon doz aşıyı garantiledi...[15]

√ Dünya nüfusunun büyük bölümü açısından aşının ulaşacağının garantisi yok. Zengin ülkeler, aşı geliştirme sürecine önderlik eden büyük şirketlerin üretimlerinin yarısını şimdiden "rezerve" etti bile...[16]

√ 'AstraZeneca' CEO'su Pascal Soriot, "Dünya nüfusunun yüzde 5'ine sahip olan Avrupa, aylık küresel tedarikimizin yüzde 17'sini alıyor," dedi...[17]

√ Coronovirüse karşı yüzde 90 etkili olduğu açıklanan Pfizer-BioNTech aşısı için adaletsiz bir yarış başladı. Dünya nüfusunun yalnızca yüzde 14'ünü oluşturan zengin ülkeler 1 milyardan fazla dozu satın aldı...[18]

√ ABD'nin Los Angeles kentinde yüzlerce kişi çöpe atılacak coronavirüs aşıları için sağlık merkezleri önünde saatlerce bekliyor. Kedren Toplum Sağlığı Merkezi aşılama programını denetleyen doktor Jerry Abraham, Covid-19 aşısının bir kez açtıktan sonra altı saat içinde kullanılması gerektiğini söylüyor. Randevusu olanların sadece yüzde üçünün gelemediğini belirten Abraham, "Umutlu gençlerin sabah 2'de gelip saatler sonra aşı olmadan ayrıldığını görmek üzücü," diyor...[19]

√ 'Oxfam'ın 'Eşitsizlik Raporu'na göreyse, coronavirüs dünya çapındaki ekonomik eşitsizliği büyüttü. Dünyanın en zengin 10 kişisi, pandeminin başından bu yana toplam servetlerini yarım trilyon dolar arttırdığı ifade edilerek, bu rakamın dünyada herkesin coronavirüs aşısına ulaşabilmesini sağlayacağı ifade edildi...[20]

√ Küresel kurumların 2021 raporları yayınlandıkça Covid-19 salgınının dünya ekonomisinde yarattığı hasar netlik kazanıyor. Dünya ekonomisindeki daralma 2008/2009 küresel krizine göre çok daha sert (yüzde 4.3) gerçekleşti. ILO, Covid-19 salgınının emekçiler açısından yarattığı tahribatı açıkça ortaya koyuyor. Kurumun çalışma saatlerindeki kayıplar üzerinden yaptığı hesaplamaya göre 2020 yılında küresel çalışma saati 255 milyon tam zamanlı işe eşdeğer olarak yüzde 8.8 azaldı. ILO verilerine göre 2020'deki çalışma saati kayıpları, 2009'daki küresel mali krizden yaklaşık dört kat daha fazla gerçekleşti. Çalışma saatlerindeki bu kayıp küresel emek gelirinin yüzde 8.3 azalmasına neden oldu; bu azalış küresel gelirin yüzde 4.4'ü olan 3.7 trilyon dolara karşılık geliyor...[21]

√ İngiliz ekonomisi, 2020'de yeni Covid-19 salgınının etkisiyle yüzde 9.9 daralarak, Avrupa çapında aşırı soğukların ve donun görüldüğü 1709'dan beri yaşanan en sert daralmayı kaydetti...[22]

√ Almanya'da imalat sanayisinin toplam istihdamı, 2020'de Covid-19 pandemisinin etkisiyle 2010'dan beri en yüksek oranlı düşüşü göstererek 2019'a göre yüzde 2.2 azaldı; toplam istihdamı 2020'de 5 milyon 489 bine kadar geriledi...[23]

√ Krizle iç içe geçen pandemi yoksulları daha şiddetle vururken; 'Uluslararası Gıda Politikaları Araştırma Enstitüsü/ International Food Policy Research Institute' küresel üretimin yüzde 5 gerilemesi varsayımı altında, 80 milyonu Afrika ve 42 milyonu Güney Asya'da olmak üzere aşırı yoksul sayısının 140 milyon kişi artmasının muhtemel olduğunu açıkladı. Böylece 'Dünya Bankası'nın kötümser senaryosu ise, küresel aşırı yoksul sayısında 100 milyon artışa işaret etti...[24]

√ 'Derin Yoksulluk Ağı'nın 'Pandemide Derin Yoksullukla Mücadele' araştırmasına göre günlük ve gündelik işlerde çalışanların yüzde 86'sı pandemide işsiz kalmış. Mamasız, bezsiz kalan bebekler... Açlıktan sütleri kesilen anneler... Dünya Bankası Türkiye Masası'nın 2020 Ağustos raporu "2020'de yoksul nüfusu 1.2 milyon kişi daha artırabilir,"[25] dedi...

√ DİSK Genel-İş Sendikası 'Covid-19 Sürecinde Türkiye'de Gelir Eşitsizliği ve Yoksulluk' raporuna göre pandemi sürecinde gelir eşitsizliği ve yoksulluk arttı: i) Avrupa ülkeleri içinde gelir eşitsizliğinin en fazla olduğu ülke Türkiye oldu; ii) En zengin ile en yoksul arasındaki eşitsizlik 8.3 kata yükseldi.; iii) Halk 1 yılda yaklaşık 1.500 dolar fakirleşti; iv) Türkiye'de yoksul sayısı son 2 yılda yüzde 8.4 arttı!, v) Dünya'da çalışan yoksulluğu yüzde 9'u, Türkiye'de ise yüzde 14.4'ü buldu!; vi) Salgın döneminde çalışan yoksul sayısı 7.7 milyonu geçti; vii) Her 10 kişiden 7'si borçlu, halk temel ihtiyaçlarını karşılayamaz hâle geldi; viii) Türkiye'de yoksulluk riski diğer ülkelere göre yüksek: kadınların yoksulluk riski, erkeklerden fazla! Her 2 çocuktan biri yoksulluk riski altında!"

√ BİSAM'ın 'Asgari Ücret Araştırması'na göre, simit fiyatının ortalama 2 lira olduğu Türkiye'de, eşi çalışmayan ve iki çocuklu bir asgari ücretli emekçinin aylık 2 bin 320 liralık geliriyle bir öğün için kişi başına ayırabildiği para sadece 1.85 TL...[26]

√ 'Ipsos'un araştırmasına göre, "Her 3 kişiden 1'i ekonominin kötüleşmesini bekliyor"...[27]

Tüm bunlar bize; 2019 Nisan'ında Nobel ödüllü iktisatçı Joseph E. Stiglitz ile Arjun Jayadev ve Achal Prabhala'ın ortak makaledeki uyarıyı anımsatıyor: "Modern fikri mülkiyet rejiminin gerekli olduğu efsanesi bize uzun zamandır yutturuluyor. Covid-19 ölümleri artarken, her yıl milyonlarca insanın acı ve ölümüne sessiz kalan bir sistemin mantık ve ahlâkını sorgulamalıyız"![28]

* * * * *

İyi de (c)ezaevlerinden söz ederken neden mi buralara geldik!?

Gayet basit; corona yıkımı güncelliği kavranmadan, bundan daha da fazlası olan hapishanelerin güncelliği kavranabilir mi?

Bolu F Tipi Kapalı Cezaevi'nden Ali Murat Çelik'in, "Görevliler sabah sayımına geliyorlar. Kendimi başka bir gezegende hissediyorum, zira uzay filmlerindeki gibi bembeyaz kıyafetler giymişler ve oldukça tuhaf görünüyorlar. Oysa tutsaklara ne maske, ne kolonya ne de eldiven verilmişti ve gün be gün hak ihlâlleri vardı. Hâliyle bu corona günlerinde mağduriyetler zirve yapıyor. Üstelik doktora gitmek yok, ziyaret yok, avukat yok, sevk yazma yok, matbu yok, sohbete çıkmak yok, berbere gitmek yok, spora çıkmak yok, radyo yok, dergi yok, yok oğlu yokla baş başa kalıyorum," (s.41) satırları corona vesileli totalitarizmin tablosunu en net biçimde sergiliyor.

Hepimiz "Tımarhane ve hapishane, tarihte iktidarların sopası olmuştur," diyen Michel Foucault'nun, "Hapishanelerin, fabrikalara, okullara, kışlalara, hastanelere ve bütün bunların da hapishanelere benzemesi şaşırtıcı değil mi?"[29] vurgulu açıklamasını biliriz...

Kanımızca buna Charles Bukowski'nin, "- Hapis nedir? - Her şey hapistir," diyalogu da eklenmezse olmaz...[30]

Bunun en anlamlı teyidi Türk(iye) zindanlarına dair verileridir...

√ Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, 5 yılda 94 ceza infaz kurumunun inşa edildiğini ve toplam ceza infaz kurumu sayısının 355 olduğunu açıkladı...[31]

√ 2021'de açılacak 39 yeni cezaevi ile toplam sayı 355'e çıkacak. 2014'da 14, 2015'de 18, 2016'da 38, 2017'de 12, 2018'de 15, 2019'da 26 ve 2020'de de 18 cezaevi yapıldı...[32]

√ Adalet Bakanlığı'na göre, "Haziran 2019 tarihi itibari ile Türkiye'de inşaatı devam eden 114 adet Ceza İnfaz Kurumu bulunmaktadır. Tamamlanması planlanan 137 cezaevinin toplam kapasitesi 88 bin 367 olacak"![33]

Figen Üstündağ'ın, "Corona ile tecrit"e[34] dikkat çekerken; "Tutukluların salgını konuştu"ğu[35] tabloda bunlar böyleyken şunları da hatırlatmamak ol(a)maz!

√ Cezaevlerindeki vakalara ilişkin günlerdir açıklama yapılmazken içeride yaşananlar da sır durumunda. Ülkedeki 8 cezaevinde vaka artışı olduğunu belirten milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, "Hapishaneler can pazarına dönüştü," dedi...[36]

√ Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü, coronavirüs salgınında cezaevlerindeki duruma ilişkin bilgi edinme başvurusunu bugün itibarıyla tam 48 gün önce yapılan "bilgilendirme yazısını" gerekçe göstererek yanıtlamadı...[37]

√ İnfaz paketiyle birlikte cezaevlerinden 90 bin kişi tahliye edilirken, İHD verilerine göre coronavirüs salgını koşullarında cezaevlerinde 604'ü ağır olmak üzere toplam 1605 hasta tutuklu ve hükümlü bulunuyor...[38]

 √ Metris R Tipi Cezaevi'nde kalan iki kolu olmayan ağır hasta tutuklu Ergin Aktaş'ın avukatı Gülizar Tuncer, 5 kez "Cezaevinde kalamaz," raporu verilmesine rağmen tahliye edilmeyen müvekkilinin ölüme terk edildiğini söyledi...[39]

√ Kürtçe mevlit okuduğu için hapsedilen hasta tutsak Ali Boçnak zindanda öldü...[40]

Tüm bunlara baskı, şiddet boyutu eklenmeli...

Evet Kayseri Bünyan Kadın Kapalı Cezaevi'nden Gülezar Akın'ın, "Coronalı günler dışarıdaki hayatı felç etti, biliyoruz. Bizi de etkilemedi değil, ama biz zaten hep öyle sınırlandırılmışlıklar içinde yaşıyorduk," (s.108) saptamasındaki üzere; sistematik biçimde "Hapishanelerde işkence ve hak ihlâlleri artıyor"ken;[41] "Hapishanelerde tutsakların yaşam hakkı yok"[42]

  Bu yazı 7345 defa okunmuştur.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 34 30 1 3 80 21 93 +59
2 Fenerbahçe 34 28 1 5 89 31 89 +58
3 Trabzonspor 34 18 12 4 60 45 58 +15
4 Başakşehir FK 34 15 12 7 46 39 52 +7
5 Beşiktaş 34 15 13 6 45 40 51 +5
6 Kasımpaşa 34 14 13 7 56 59 49 -3
7 Çaykur Rizespor 34 14 13 7 45 51 49 -6
8 Alanyaspor 34 12 10 12 49 46 48 +3
9 Sivasspor 34 12 10 12 41 45 48 -4
10 Antalyaspor 33 11 10 12 38 38 45 0
11 Adana Demirspor 34 9 11 14 49 47 41 +2
12 Kayserispor 34 11 13 10 39 48 40 -9
13 Samsunspor 34 10 15 9 37 44 39 -7
14 MKE Ankaragücü 34 8 12 14 42 45 38 -3
15 Konyaspor 34 8 14 12 34 48 36 -14
16 Gaziantep FK 34 9 18 7 39 54 34 -15
17 Fatih Karagümrük 33 8 16 9 37 42 33 -5
18 Hatayspor 34 7 15 12 38 48 33 -10
19 Pendikspor 34 7 18 9 38 70 30 -32
20 İstanbulspor 34 4 23 7 26 67 16 -41
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 32 23 6 3 73 28 72 +45
2 Göztepe 32 20 6 6 56 19 66 +37
3 Sakaryaspor 32 16 7 9 48 33 57 +15
4 Çorum FK 32 16 9 7 53 33 55 +20
5 Kocaelispor 32 16 9 7 48 36 55 +12
6 Bodrumspor 32 14 7 11 39 21 53 +18
7 Boluspor 32 14 10 8 31 33 50 -2
8 Bandırmaspor 32 12 9 11 47 30 47 +17
9 Gençlerbirliği 32 12 9 11 37 32 47 +5
10 Erzurumspor FK 32 12 9 11 30 28 44 +2
11 Keçiörengücü 32 10 13 9 32 40 39 -8
12 Manisa FK 32 8 11 13 39 38 37 +1
13 Ümraniyespor 32 10 15 7 36 46 37 -10
14 Şanlıurfaspor 32 8 14 10 29 36 34 -7
15 Tuzlaspor 32 8 14 10 32 46 34 -14
16 Adanaspor 32 9 17 6 25 45 33 -20
17 Altay 32 5 24 3 15 73 15 -58
18 Giresunspor 32 2 26 4 15 68 7 -53
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 35 25 5 5 77 29 80 +48
2 Van Spor FK 35 24 5 6 63 34 78 +29
3 Bucaspor 1928 35 20 5 10 51 24 70 +27
4 1461 Trabzon FK 35 20 6 9 66 35 69 +31
5 Yeni Mersin İdman Yurdu 35 16 9 10 48 31 58 +17
6 Ankaraspor 35 15 8 12 42 32 57 +10
7 Karacabey Belediye Spor 35 13 10 12 42 34 51 +8
8 Beyoğlu Yeniçarşıspor 35 14 14 7 44 37 49 +7
9 Ankara Demirspor 35 14 16 5 38 44 47 -6
10 Kırklarelispor 35 11 13 11 32 38 44 -6
11 Altınordu 35 10 13 12 42 36 42 +6
12 Diyarbekir Spor 34 11 14 9 36 37 42 -1
13 Hes İlaç Afyonspor 35 10 13 12 24 34 42 -10
14 Serik Belediyespor 35 10 15 10 29 39 40 -10
15 Nazilli Belediyespor 36 11 16 9 38 57 39 -19
16 Zonguldak Kömürspor 35 10 17 8 38 56 35 -18
17 Kırşehir Futbol SK 35 5 22 8 34 71 23 -37
18 Bursaspor 34 5 21 8 24 62 20 -38
19 Adıyaman FK 35 3 25 7 24 62 16 -38
Takım O G M B A Y P AV
1 Kepezspor FAŞ 28 22 2 4 67 18 70 +49
2 Aliağa Futbol A.Ş. 28 19 0 9 60 18 66 +42
3 Ayvalıkgücü Belediyespor 28 15 6 7 40 25 52 +15
4 52 Orduspor FK 28 14 7 7 40 28 49 +12
5 İnegöl Kafkas GK 28 13 7 8 37 30 47 +7
6 Edirnespor 28 13 10 5 45 28 44 +17
7 Mardin 1969 Spor 28 12 11 5 40 34 41 +6
8 K.Çekmece Sinopspor 28 10 10 8 41 31 38 +10
9 Karabük İdmanyurdu Spor 28 10 13 5 27 44 35 -17
10 Artvin Hopaspor 28 9 12 7 33 29 34 +4
11 Talasgücü Belediyespor 28 10 14 4 34 45 34 -11
12 Kırıkkalegücü FK 28 8 15 5 31 42 29 -11
13 Gümüşhanespor 28 4 14 10 25 49 22 -24
14 Malatya Arguvanspor 28 3 21 4 21 57 13 -36
15 Tarsus İdman Yurdu 28 2 22 4 20 83 10 -63
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 29/04/2024 Fatih Karagümrük vs Antalyaspor
 03/05/2024 Beşiktaş vs Çaykur Rizespor
 03/05/2024 MKE Ankaragücü vs Alanyaspor
 04/05/2024 İstanbulspor vs Adana Demirspor
 04/05/2024 Kayserispor vs Fatih Karagümrük
 04/05/2024 Samsunspor vs Trabzonspor
 05/05/2024 Başakşehir FK vs Kasımpaşa
 05/05/2024 Galatasaray vs Sivasspor
 05/05/2024 Gaziantep FK vs Hatayspor
 06/05/2024 Antalyaspor vs Pendikspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 05/05/2024 Altay vs Adanaspor
 05/05/2024 Bandırmaspor vs Keçiörengücü
 05/05/2024 Bodrum FK vs Kocaelispor
 05/05/2024 Çorum FK vs Şanlıurfaspor
 05/05/2024 Eyüpspor vs Göztepe
 05/05/2024 Gençlerbirliği vs Giresunspor
 05/05/2024 Manisa FK vs Boluspor
 05/05/2024 Sakaryaspor vs Tuzlaspor
 05/05/2024 Ümraniyespor vs Erzurumspor FK
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 30/04/2024 Diyarbekir Spor vs Bursaspor
 04/05/2024 Adıyaman FK vs Hes İlaç Afyonspor
 04/05/2024 Altınordu vs Ankaraspor
 04/05/2024 Ankara Demirspor vs Yeni Mersin İdman Yurdu
 04/05/2024 Beyoğlu Yeniçarşıspor vs Karacabey Belediye Spor
 04/05/2024 Bucaspor 1928 vs Diyarbekir Spor
 04/05/2024 Bursaspor vs Van Spor FK
 04/05/2024 Kırklarelispor vs Zonguldak Kömürspor
 04/05/2024 Kırşehir Futbol SK vs 1461 Trabzon FK
 04/05/2024 Serik Belediyespor - Esenler Erokspor Esenler Erokspor ligdeki son 5 maçında hiç kaybetmedi  Esenler Erokspor yenilmez
 04/05/2024 Bursaspor - Van Spor FK Bursaspor ligde evindeki son 12 maçında hiç kazanamadı  Van Spor FK yenilmez
 04/05/2024 Adıyaman FK - Hes İlaç Afyonspor Adıyaman FK ligdeki son 20 maçında hiç kazanamadı  Hes İlaç Afyonspor yenilmez
 04/05/2024 Bucaspor 1928 - Diyarbekir Spor Diyarbekir Spor ligdeki son 9 maçında hiç kazanamadı  Bucaspor 1928 yenilmez
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 27/04/2024 Malatya Arguvanspor 3 - 4 Talasgücü Belediyespor
 27/04/2024 Gümüşhanespor 2 - 4 Kepezspor FAŞ
 27/04/2024 Artvin Hopaspor 0 - 1 52 Orduspor FK
 27/04/2024 Mardin 1969 Spor 4 - 2 İnegöl Kafkas GK
 27/04/2024 Tarsus İdman Yurdu 1 - 1 Karabük İdmanyurdu Spor
 27/04/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor 1 - 0 Edirnespor
 27/04/2024 Aliağa Futbol A.Ş. 6 - 3 Kırıkkalegücü FK
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
ŞANS OYUNLARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI