Siz bilirmişsiniz kaypaklar hainler nasıl bir ruh haline sahiptir?

Geçmişin bir terimi vardır kınalı keklikler ihanetçiler diye, kimdir bunlar neden söylenir bu söze birlirmisiniz?

Avcı ava çıkarken yanına aldığı kafese canına kıyacak olduklarının hemcinsini alır ve kazdığı sipere gizlenir sigarasını yakar başlar beklemeye kafesteki tutsak keklik ötmeye başlar çevresinde onu sesini duyan keklikler o sese gelir mevzideki avcıda silahını ateşler ve gelen canları avlar yani keklik bilmeden soyuna ihanet eder. 

On yıllardır devlet Alevilerden soyuna ihanet eden keklik ruhlu ihanetçiler yetiştirdi, bazı Alevi kurum ve şahsiyetlerinin devletle ilişkilenmeleri bazen cemevleri yapımı ya da bazı kurumlar için maddi destek sağlama kendi ceplerine doldurma amacıyla önce Demirel’in sonra FTÖ’nün ipine sarıldılar, FTÖ’nün tavsiyesi sonrası bunlar AKP yezit zihniyetinin kendilerine sunduğu haram sofrasına oturdular. Pirlerimiz Pir sultanın benim köpeklerim bile bu haram sofradan yemez dediği o sofradan salyalarını akıtarak yemek pesine düştüler.

Geçmişte her ne kadar onlarca katliamdan geçse de Aleviler cumhuriyetin kuruluşu ve Şark Islahat Planı’na kadar inançlarını, ibadetlerini ve kültürlerini esas olarak otantik bir biçimde yaşamışlardır. Fırat’ın batısındaki Alevilere yönelik devlet müdahalesi ve inanç soykırımı ilk önce 1926 Şark Islahat Planı’yla başlamıştır. Dersim’e yönelikt1937-1938 fiziki soykırım saldırısıyla bu müdahale yeni bir aşamaya taşınmıştır. 1938 fiziki soykırımı ile başta Kürt Aleviler olmak üzere tüm Alevilere yönelik inanç soykırımı yoğunlaştırılmıştır. İnanç asimilasyonu ve soykırım politikası yanında Alevileri devletin kontrolüne alma çabaları artırılmıştır. Bazı dedeler ve ocaklar üzerinden yapılmıştır ve yapılmaktadır.

Şunu hiçbir zaman aklım almaz yol arkadaşına dava arkadaşına ihanet eden kişinin psikolojisi nasıl olur?  Şöyle bir düşünün beraber yol yürüdüğünüz, yıllardır birlikte olduğunuz belikte cem olduğunuz pirin darına durduğunuz lokma paylaştığınız pervaz döndüğünüz size ihanet ettiğini, kötülük yaptığını düşünün? İhaneti öğrendiğiniz anda aklınıza hemen “iyi de neden” diye bir soru gelir değil mi? Ben bunu yolda yoldaş bilirdim dersiniz, mesela yüzüme bakarken benimle semah dönerken bir yandan da içinden, “aslında ben sana kötülük yapıyorum, kuyunu kazıyorum, altını oyuyorum” diye düşünüyor muydu? Böyle düşünürsün oysa bu bu yolla ikrar veren kişinin özünde olmaması gerek.

Bizim inancımız güzeldir; iyidir, 72 millete bir nazarda bakarız, yetim hakkı yemez, eline-diline-beline sahip çıkma felsefesiyle bir toplumsal ahlak yaratmışız; hiçbir topluma ve bireye zarar vermemeyiz, peki bu ne? İçimizdeki o kınalı keklikler sürekli hem bize hem yolla zarar verir mücadeleyi emeği bilmez verilen bedeli bilmez.

10 Yıldır Avusturya’da Alevi inancı asimile olmasın kendi özüne dönsün diye verilen bir mücadele var. 200 bin Euro’nun üzerinde maddi külfet mahkeme kapılarında verilen özgürlük mücadelesi var, hiç unutmam; Sevgili Umut Dinler yakalandığı amansız hastalık yüzünde tedavi görüyordu kış hava buz kesiyor Wels’ten Viyana’ya mahkeme için gelen otobüsten indiğini görünce hem gururlandım hemde üzüldün yaklaşıp başkanım hoş geldin dedim ama keski gelmeseydin sen tedavi görüyorsun dikkatli olman lazım dedikten sonra bana bakarak  gülümsedi bugün burada olmasam ne zaman olancam dedi ve bana sadece susmak kaldı. Avusturya’daki son mahkememizdi sonra sevgili Umut Hakka yürüdü, yaşadığım süre boyunca bunu asla unutmayarak hiç eğilip bükülmeden bu yoldaşımın bayrağını taşıyacağım, devrin asan Hızır ışığın olsun sevgili yoldaşım.  

Biz Umut gibi yaşam boyu temiz kalan, toplumsal ahlak ve vicdanı var olan Hakkı kendinde gören bir toplumuz siz ne zaman bu kadar çabuk bozuldunuz, pirin köpeklerinin uzak durduğu sofradaki ganimetler için kavgaya tutuştunuz.

Adamlar sözüm Onlara yol önderleri ocak sahipleri bulundukları ülkelerde yol ve erkan kurulunda görev alıyorlar yada kurumlarda başkanlar "bizim verdiğimiz mücadeleyi görmezden geliyorlar" hatta nerdeyse bizi suçluyacaklar, kendileri sığınmış İslam şemsiyesi altına takkiyye yaparak burada bize ve emeğimize saldıranlarla işbirliği içindeler, elinde ihanet hançeri yüzüne gülerek sırtından saplamak hiçbir fırsat bekliyorlar sanki.

Bu kekliklere söyleyecek sözüm şudur eğer Alevilik devlet dışı toplum ve inanç olarak var olmuş ve güzelliklerini korumuşsa; bu güzel değerleri de devlete bulaşmadan koruncak; yaşatılacak ve geleceğe taşıyacağız biz Avusturya Alevi Birlikleri Federasyonu olarak bunun için ikrar verdik can verir ikrarımızdan dönmeyiz.

Buradan size bir çağrıdan bunuyoruz; Alevi toplumunu ve inancını yezide ve onun sofrasına bulaştıran her anlayış, yaklaşım ve tutum ihanettir yanlıştır. İster bilinçli ister bilinçsiz yapılsın Aleviliği devlete bulaştırmak başka bir inancın içinde yok etmek Aleviliğe ve Aleviliğin yoluna erkanına ve toplumsal değerlerine en büyük ihanettir bilesiniz bu halk geçmişte ihanet edenleri nasıl unutmadıysa sezide unutmaz, gelin yol yakınken bundan dönün.

Alevilik Hiçbir dinin ve kitabın içine sığmayacak kadar evrenseldir gelin düşmanın kafesine tuzağına yeni canlar taşımaktan vaz geçin özünüze ihanet etmeyin yolla hizmet edin.