Sibel ÖZBUDUN
  15-02-2021 11:35:00

ABD SEÇİM(SİZLİK)İ: MADE IN USA/ SİBELÖZBUDUN

 

SİBEL ÖZBUDUN-TEMEL DEMİRER

 

"Her şeyden önce,

zor anlardan korkmayın.

En iyisi onlardan gelir."[1]

 

Geleceğin önünü açıp biçimlendiren hızlandırılmış (ve sıkışık) bir tarihsel süreçteyiz; "Eski dünya ölüyor ve yenidünya doğmak için mücadele ediyor. Şimdi canavarların zamanı," diyen Antonio Gramsci'nin ifadesindeki üzere.

Bu güzergâh hem "içeri"de, hem de  "dışarı"da patlayıcıları tüm tehditleri ile biriktiriyor.

Bu bağlamda yaşanan traji-komik ABD hikâyesi -kanımızca- çöküş/ çözülme tohumlarını içinde barındıran bir momenttir.

Küresel çaplı kapışmanın, hegemonya mücadelesinin, sürdürülemez kapitalizmin kriziyle beslenen altüst oluşun devreye soktuğu fragmantasyon ve polarizasyon ile karakterize olan seçimle ulaşılan ufuk, "Amerikan İmparatorluğu" için sonun başlangıcı mıdır? Bazı açılardan "Evet" demek zor! Ancak bir de "Ama" var ki, son "seçim parodisi" de bunun göstergelerinden birisi.

ABD'nin son "seçim(sizlik)i, "liberal" olduğu iddia edilen ABD'nin güçler ayrılığı, denetleme-dengeleme organları vb. ile övünen son derecede güçlü ve karmaşık emperyalist (oligarşik) devlet yapısında nelerin yaşanabileceğine ilişkin önemli derslerle dolu: ABD emperyalizmi, "liberal demokrasi", seçim ve Joe Biden'e "güven(ilir mi?)" konusunda ve Yuval Noah Harari'nin, "İnsanlar bilinmeyenden korktukları için değişimden kaçınırlar. Ancak tarihin tek değişmezi, her şeyin değiştiğidir," uyarısını hatırlatırcasına!

 

ABD GERÇEĞİ

 

ABD emperyalizmi, tekelci kapitalizmin saldırganlığının bugündeki seviyesini tanımlar.

O bir askerî-sınaî kompleks örneğidir. "Özgürlük" adına Amerika'daki ırkçılığın, kapitalist iktidar ve mülkiyet ilişkileriyle iç içe geçmiş hâlidir.

"Nasıl" mı?

Hatırlanırsa tarih bunun en büyük tanığı, kanıtı!

Bilindiği gibi 4 Temmuz 1776'da Amerika Birleşik Devletleri'nin kuruluşunu ilan eden Bağımsızlık Bildirgesi, devrimin, baskıcı ve halkın 'mutluluğu' açısından zararlı hâle gelen hükümetlerin iktidardan indirilmesinin meşru ve hatta gerekli bir olduğunu ilan ediyordu...

11 Haziran'da Philadelphia'da toplanan Kıta Kongresi, bir Bildirge taslağı hazırlama görevini Beşler Komitesi'ne verdi. Bu komite; Pennsylvania'dan Benjamin Franklin, Massachusetts'tan John Adams, Virginia'dan Thomas Jefferson, New York'tan Robert Livingston ve Connecticut'ten Roger Sherman'dan oluşuyordu.

Bağımsızlık Bildirgesi, şu sözlerle başlıyordu: "İnsanları ilgilendiren olaylar sırasında, bir halkın kendisini bir başkasına bağlayan siyasi bağları çözmesi gerekli hâle gelir..."

Ardından da şu dikkat çekici savla devam ediyordu: "Biz şu gerçeklerin tartışmasız olduğunu savunuyoruz: bütün insanlar eşit yaratılmıştır; Yaratıcıları onlara devrolunamaz bazı haklar vermiştir; yaşama, özgürlük ve mutluluğu arama hakları bunlar arasındadır."

Bağımsızlık Bildirgesi, devrimin, baskıcı ve halkın "mutluluğu" açısından zararlı hâle gelen hükümetlerin iktidardan indirilmesinin meşru ve hatta gerekli bir aracı olduğunu ilan ediyordu. Jefferson, bu ilkeye bağlı kaldı ve Amerikan Devrimi'nden ilham alan Fransa'daki kitleler, Kral XVI Louis'den ve aristokrasiden kanlı bir intikam alınca, en ufak bir alınganlık göstermedi. Jefferson, Louis'nin "Tıpkı diğer suçlular gibi" cezalandırılması gerektiğini ilan etti...

Jefferson'ın köle sahibi olduğu ve köleliğe tavizler verdiği inkâr edilemez tarihsel gerçeği, onun yaşamının büyük ironisini, hatta trajedisini temsil etmektedir...

1775-83 Amerikan Devrimi, kölelik sorununu çözüme kavuşturmadı. Bunun nedeni, Jefferson'ın ya da köle sahibi Washington gibi devrimin diğer önderlerinin çözümü engellemesi değildi.[2]

Yani "ABD patentli egemen özgürlük söylemi" hep köleleştirilme için kullanıldı 1898 İspanya'dan "kurtarılan" Küba'dan 2003'de Saddam'dan "kurtarılan" Irak'ın köleleştirilmesine dek!

Irkçı köleleştirme,[3] sömürgeci emperyalist ABD'nin "raison d'etat"sıyken; kapitalist baskı/ terör aygıtının, yargısı ve kolluk kuvvetleri ile siyahî Amerikalılara ve yoksullara karşı uyguladığı orantısız şiddetin, ırkçı cinayetlerin ve kurumsal ırkçılığın temeli "Kapitalist Amerikan Rüyası"dır ve Karl Marx'ın ifadesindeki gibi, "sermaye" bu hâlde "tepeden tırnağa kana ve pisliğe bulanmış"tır.

New York Üniversitesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Güney Işıkara, "ABD'de ana akım siyasetin merkezi çöküyor. Bu dalgalar sürecektir. Irkçılık sadece toplumda değil, ülkenin kodlarında, kurumlarında bir sorun. Ülke kurumlarının içine işlemiş ırkçılık"tan[4] söz ederken; "Amerika'da genç ve beyaz olmamak ne demek? Ekmek almaya bile giderken şüpheli damgası yiyebilirsiniz... Sistem beyazlara daha üstün hissetmelerini sağlıyor,"[5] diye hatırlatıyor Johanna Roth...

Bu durumda "ABD'de ne oluyor?" sorusuna yanıt ararken hem bombaların sisi dumanı içinde parlayan koru, hem de tutuculuğun kendini savunmak için nasıl çabaladığını görüyoruz. Liberal yalan iflas etti, kapitalizm her türden gericilik, ırkçılık olmadan, insanî olana nefret duymadan varlığını sürdüremiyor. Siyah vatandaşı boğarak öldüren polis, ırkçılığın gittikçe küçülttüğü beyninde o hep beslenen tehlikeyi hissettiği için "nefes alamıyorum" diyen siyahın çığlığına aldırmadı. Kendini devlet sanıyor; gerektiğinde kesip atılacak gereksiz bir parça olduğunu bilmiyor.[6]

"Nasıl" mı?

i) Amerika'da George Floyd cinayetinin üzerinden henüz üç hafta bile geçmemişken, Rayshard Brooks polis tarafından öldürüldü.[7]

ii) ABD'nin Wisconsin eyaletinde siyah Jacob Blake'in yakın mesafeden ve sırtından beyaz bir polis memuru tarafından vurulmasının ardından üç gündür devam eden gösteriler sırasında 17 yaşındaki Kyle Rittenhouse adlı bir beyaz genç, uzun namlulu silahıyla protestoculara saldırdı, iki kişiyi öldürdü. Bölgede polislerin ise sivillere silah dağıttığı tartışılıyor.[8]

iii) ABD'de Donald Trump'ın açıklamalarından da cesaret alan polis bu kez Los Angeles kentinde, "kanunsuz şekilde bisiklet sürdüğü" iddiasıyla siyah yurttaş 29 yaşındaki Dijon Kizzee'i 31 Ağustos 2020'de katletti.[9]

iv) 4 Aralık'ta ABD'nin Ohio eyaletindeki Franklin County'de 23 yaşındaki siyah Amerikalı Casey Goodson, şerif yardımcısı ve Baptist Kilise papazı Jason Meade tarafından evinin önünde vurularak öldürüldü. ABD'nin Ohio eyaletinde herhangi bir suç kaydı bulunmayan 23 yaşındaki bir siyah Amerikalıyı öldüren şerif yardımcısının sızan ses kaydında "İnsan avlıyorum, bu harika bir iş, işimi seviyorum" dediği ortaya çıktı.[10]

v) Faşist gruplar, bir süredir, Arizona, Colorado, Georgia, Kentucky, Minnesota, Vermont Wisconsin gibi birçok eyalette sokak gösterileri düzenliyor.[11]

vi) ABD-Meksika sınırında ailelerinden zorla koparılan 545 göçmen çocuğun ebeveynleri bulunamıyor.

'Amerikan Sivil Özgürlükler Birliği'nin (ACLU) verilerine göre, Trump yönetiminin, Orta Amerikalı göçmenlerin ABD-Meksika sınırı üzerinden girişini önlemek amacıyla 2018'den beri uyguladığı "sıfır tolerans" politikası sonucu bin 500'den fazla çocuk ailelerinden ayrı düşerken yalnızca 485 çocuğun ailesinin yeri belirlendi.

545 çocuktan yaklaşık 3'te 2'sinin ailesinin, kendi ülkelerinde olduğuna inanıldığını ifade eden ACLU, bir mahkeme dosyasında, gönüllülerin söz konusu çocukların ailelerini bulabilmek için aramalar yaptığını ancak bu aramaların pandemi nedeniyle sekteye uğradığını kaydetti.

Çocukların ailelerinden ayrılmasına son verilmesi için dava açan ACLU avukatı Lee Gelernt, ailelerinden koparılan göçmen çocuklardan 207'sinin beş yaşından küçük olduğunu belirtti.[12]

Daha da fazlası olsa da burada duralım!

 

"AMERİKAN KÂBUSU"

 

Tüm bunlara karşın Amerika'da yaşayanlar değil; dünyanın her yerindeki insanlar ABD'deki rejimin "demokrasi" olduğu yalanına sarılıyorlar; oraya, demokrasinin beşiği, "Özgürlük ülkesi/ Land of the free" diyorlar!

"Oysa ABD kurulduğu 1783 yılından beri demokrasinin yanından bile geçmedi...

Gerçi bir demokrasi vardı ama orada geçerli olan köle sahiplerinin demokrasisiydi...

Devletin kuruluşunu izleyen ilk 34 yılın 32'indeki devlet başkanları köle sahibiydi...

Oradaki rejimin demokrasiyle, özgürlükle bir ilgisi yoktu ama şiddetin ve devlet terörünün merkezi olduğu kesindi...

Kıtanın yerli halkları vahşi jenositlerle (soykırımlarla) yok edildi...

Milyonlarcası hunharca katledildi, katliam artıkları da rezervasyon denilen alanlara hapsedildi...

Afrikalı Siyahlar hayvanlar gibi avlanıp gemilere yüklenerek 'yeni dünya'ya taşındı...

Devlet köle emeği üzerinde yükseldi...

Yeni rejim Avrupalıların üstün sayıldığı ırkçı kolonyalist kültür üzerine bina edilmişti...

Demokrasi ve özgürlük şampiyonu ABD'nin yönetici elitinin Afrikalı kölelere reva gördüğü muamele, insan havsalasını zorlayacak boyutlardaydı...

'Zenci' denilen siyahî kölelerin maruz kaldığı vahşet ve kıyıcılığı - işkence, katl, aşağılama, ölesiye çalışmaya zorlama- anlatmakta kelimeler kifayetsiz kalırdı...

Birleşik Devletler sadece mülk sahibi Beyaz Hıristiyanlar için 'demokrasi ve özgürlük' ülkesiydi... Sınırsız sömürme özgürlüğü densin...

ABD'yi köle sahiplerinin, kapitalistlerin kurduğu/kurdurduğu iki parti yönetiyor...

İnsanlar her dört yılda sandığa gidip, oligarşinin iki partisinden birine oy veriyor...

Oligarşinin bir partisine değil de diğerine oy vermekle şeylerin seyri değişir miydi? Lâkin bir işe yaradığı aşikâr; kitleleri aldatmaya/oyalamaya yarıyordu...

Esasen seçilenler seçenleri temsil etmiyordu...

Ortada gerçek bir temsil ilişkisi de yoktu...

Zaten Kongre üyelerinin yüzde 39'u milyoner...

Kendilerine oy verenlerle değil, başka şeylerle ilgileniyorlar...

Zamanın çoğunu fon toplamakla geçiriyorlar...

Geride kalan 10 yılda federal hükümete güven yüzde 15'le yüzde 20 arasında seyrediyor,"[13] diye hatırlatıyor Fikret Başkaya...

İtirazı olan var mı? Olabilir mi? O hâlde!

Ancak bu kadar da değil!

2020 Ekim'inde Amerikan Merkez Bankası'nın açıkladığı verilere göre, ülkenin 330 milyonluk nüfusunun altta kalan yüzde 50'si kişi başına 12.600 dolar, toplam 2.08 trilyon dolar servete sahipken, en zengin yüzde1 kişi başına 10.4 milyon dolarla 34.2 trilyon dolar bir serveti kontrol ediyordu.

En zengin 50 Amerikalı şahsiyetin mal varlığı toplumun yoksul yüzde 50'sinin toplam serveti kadar. Covid-19 pandemisinin patlak vermesiyle birlikte piyasaya 3 trilyon dolar pompalanması borsaları havalara uçurdu. Salgın ortamında teknoloji şirketlerinin ürünlerine rağbetin artması da buna eklenince Amazon'un Jeff Bezos'u, Microsoft'in Bill Gates'i; Tesla'nın Elon Musk'ı gibi şahsiyetler servetlerine servet katmayı sürdürdüler.

Nüfusun yüzde 1'i doğrudan veya fonlar aracılığıyla borsanın yüzde 52.4'üne, sonraki yüzde 9'u ise yüzde 35.8'ine sahip. Dikkat çeken bir nokta da, emek piyasasına yeni katılan gençlerin ülkenin zenginliğinden pay alamamaları. Milenyum kuşağı olarak adlandırılan 1981 ile 1996 arasında doğanlar, işgücü içerisinde 72 milyon kişi ile en büyük ağırlığa sahip kesim. Buna karşın ülkedeki servetin sadece yüzde 4.6'sı onlara ait.[14]

ABD'deki durum aslında sınıf mücadelesinin sertleşeceğine işaret etmektedir. Milyonlarca insan işsiz, yoksul ve geleceksizdir; toplumsal çelişkiler giderek derinleşmektedir. Toplumun yüzde 1'i 34 trilyonluk bir servete hükmederken, toplumun yarısının toplam zenginliği yalnızca 2 trilyon dolardır. Dolayısıyla Trump gidip Biden geldiğinde de toplumsal eşitsizlikler ve sorunlar yerinde durmaya devam edecek, giderek daha da yoğunlaşacaktır.[15]

Çünkü Bernie Sanders'in, "Dokuz ayda Amerika'da 651 milyarderin serveti 1 trilyon dolardan fazla arttı. Aynı süre içerisinde işçi sınıfı, yaşlılar ve engellilere 1.200 dolarlık bir çekle hayatta kalmaları söylendi. Milyarderlere 1 trilyon. Geri kalana 1 200 dolarlık bir çek. Bu ahlâksızlıktır,"[16] notunu düştüğü tabloda coronavirüs gerekçesiyle işyerlerinin kapandığı 2020 Haziran'ında sayısı 42 milyona çıkan işsizlerin sadece 10 milyonu işine geri döndü. Buna rağmen işsiz sayısı coronavirüs salgını öncesine göre hâlâ 11.5 milyon fazla. "Büyük kapatma" geride kalmasına rağmen hâlâ her hafta 800-900 bin insan ilk kez işsizlik sigortasına başvuruyor. İşsizlik sigortasından yararlanan işsizlerin sayısı hâlihazırda 13 milyon civarında seyrediyor fakat işsizlik sigortası için yeterli kaynak aktarılmadığı ve bu nedenle işsiz kaldığı hâlde işsizlik sigortası ödeneği alanların sayısının giderek azalacağı tahmin ediliyor. İşinin yanı sıra arabasını, evini kaybeden Amerikalıların sayısında büyük bir artış yaşanıyor. 30 milyondan fazla insan hiçbir sosyal güvencesi olmadan yaşamını sürdürmeye çalışıyor.

İşçi ve emekçilerin durumu buyken dolar milyarderlerinin sayısı ve servetleriyse katlanarak artmaya devam ediyor. ABD'de 30 yılda en zengin yüzde 1'lik kesimin zenginliği 275 kat artmış, en zengin 400 kişi nüfusun en yoksul yüzde 60'ının toplam varlığından daha büyük bir zenginliğe sahip hâle gelmişti. Coronavirüs salgını nedeniyle bu eşitsizlik daha da derinleşti. En zengin yüzde 1'lik kesim içinde bulunan kimi milyarderlerin serveti her gün birkaç milyon dolar artış gösterdi. Bu milyarderlerden biri olan Amazon şirketinin sahibi Jeff Bezos'un serveti 200 milyar doları geçti. Çelişkinin daha rahat anlaşılması için şöyle bir örnek verelim: Bezos sadece bir saniyede ortalama asgari ücretli bir Amerikan işçisinin bir saat çalışarak kazandığı paranın 350 katından daha fazla para kazanıyor![17]

Yaklaşık 332 milyonluk nüfusu ile dünyanın en kalabalık üçüncü ülkesi ABD'de açlıkla mücadele eden milyonlarca insan bulunuyor. ABD'de açlık problemi yeni değil.[18] Coronavirüs salgınından önce 2019 verilerine göre 35 milyon insan açlıkla mücadele ediyordu.[19]

Kolay mı? Dünyanın en zengin ülkesi ABD'de, 2019'da "kişi başına düşmeyen (milli) gelir 62 bin 606 dolar"ken; nüfusun yüzde 58'i geçim sıkıntısı çekiyor. Birçoğu da birkaç işte çalışmadan ayın sonunu getiremiyor. 65 yaş üstü çok sayıda insan emekli maaşıyla geçinemediği için çalışmak sorunda. Amerikalıların yüzde 40'ının (yaklaşık 130 milyon kişi) acil durumlarda kullanabileceği bankada 400 doları bile yok... 80 milyon insan (nüfusun yüzde 25'i) önemli sağlık sorunuyla karşılaştığında tedavi masraflarını ödemekte zorlanıyor. Geride kalan 10 yılda 50 bin sağlıkçı kadrosu iptal edildi ve onlarca hastane ve sağlık kurumu kapandı... 1985 yılında orta düzeyde eğitimli 4 çocuklu bir ailenin, temel ihtiyaçlarını (konut, beslenme, sağlık bakımı, ulaşım, eğitim...] karşılamak için 30 hafta çalışmak yetiyordu. Bugün 53 hafta çalışmak zorunda...

Son yıllarda yetişkin nüfusta ölüm oranının yükselmekte oluşu da şaşırtıcı değil. Geride kalan 20 yılda sefalet ortamına sürüklenmenin sonucu 600.000 insan intihar etti...

Neo-liberal gerici ekonomik ve sosyal politikaların doğrudan sonucu olarak, zengin-yoksul uçurumu daha da büyüdü... Esasen kapitalizm dahilinde başka türlü olamazdı...

Nitekim en zengin binde bir [yüzde 0.1], yüzde 90'nınki kadar servete sahip. En zengin 3 kişi nüfusun yarısı kadar zenginliğin sahibi...

Bundan 40 yıl kadar önce bir şirket yöneticisi [CEO] ortalama işçi ücretinin 40 katını kazanırken, bugün fark 278 kat...

Ortalama bir beyaz aile bir siyah aileden 13 kat fazla kazanıyor...

Tabii sosyal eşitsizlik de artan şiddetle birlikte yol alıyor...

Her 15 dakikada bir kişi ateşli silahla öldürülüyor. Bu oran, diğer Batılı ülkelerin 25 katı... (ABD'de 100 kişiye 121 silah düştüğünü de unutmamak gerekir!)...

Her yıl 1 milyondan fazla cinayet, ırza geçme, hırsızlık, her türden şiddet suçu işleniyor. 6.7 milyon kişi cezai takip altında... Dünyada hapisteki tüm kadınların üçtü biri ABD'de...

İşte Rene Magritte'in, "Gördüğümüz her şey başka bir şeyi gizler, her zaman gördüklerimizin gizlediğini görmek isteriz," uyarısını anımsatan "liberal demokrasi" modeli ya da "land of the free"nin gerçeği böyleyken; Trump mı, Biden mi nafile ikileminin seçim(sizlik) labirenti devreye girdi.

Burada bir parantez açıp; Charles Bukowski'nin, "Neden hep kötü ile daha kötü arasındaydı seçimlerimiz?"

Peter Moon'un, "Tarih boyunca hükümdarlar, ancak onları destekleyen insanların olmasına izin verdiği kadar güçlüdür."

Max Weber'in, "Demokraside insanlar güvendikleri bir lider seçerler. Sonra seçilen lider, 'Şimdi sus ve bana itaat et' der. İnsanlar artık o partinin işine karışmakta özgür değildir," uyarılarını anımsatalım!

 

NAFİLE İKİLEM SEÇİM(SİZLİK)İ

 

Hayri Kozanoğlu, "İyi ki Amerikan seçmeni değilim. Çünkü 3 Kasım'da bir oyum olsa Trump gibi pespaye bir şahsiyete karşı tavırsız kalmayı kabullenemez, buna karşı Biden gibi sağcı bir düzen figürüne destek çıkmayı da içime sindiremezdim,"[20] derken; çok önceleri, "Demokratlara ya da Cumhuriyetçilere oy veren işçi, oyunu çöpe atmaktan daha kötüsünü yapmaktadır. O bir sınıf kaçkını ve kendisinin en kötü düşmanıdır," diye haykırmıştı Eugene Debs!

"ABD'de demokrat-ilerici seçmen seçimlere, 'faşizm sürecini' durdurma umuduyla, 'demokrasiyi' kaybetme korkusu arasında belirsizlik içinde gidiyor,"[21] notu düşülüp, "gerekçe"lendirilmeye kalkışılsa da, "Trump'a karşı Biden"ci "ehven-i şer"çi tutum(suzluk) seçmek falan değildir!

Çünkü 4 Kasım 2020 seçimde 83 binden fazla oy alan Sosyalizm ve Kurtuluş Partisi'nin başkanı adayı Gloria La Riva'nın "Asıl diktatörlük kapitalizmin kendisi"[22] veya John Davis'in, "ABD seçimlerine demokrasi denebilir mi?"[23] ya da Yeşil Parti'nin başkan adayı Howie Hawkins'in, "Demokrasi değil seçim sanrısı,"[24] vurgusuyla işaret ettikleri gerçeği "es" geçmektedir.

Çünkü ABD'de tartışmalar -denize düşen yılana sarılır misali!- "Trump seçimleri kaybetmezse," açmazına takılıp kalmıştır. Yani Trump'sız vurgusu, Biden'cılığa takılıp, onu aşmaya cüret edemeyen bir teslimiyette ifadesini bulmuştur.

WASP (Beyaz, Anglo-Sakson, Protestan) üstünlüğü anlayışı, ırkçılık, şovenizm, Evanjelizmde cisimleşen dinsel gericilik, vahşi kapitalizm, Amerikan emperyalizmi ve katıksız işçi sınıfı düşmanlığı oluşturup; üstelik, sadece ABD'de değil tüm dünyada faşist güçlerin hamiliğine soyunan bir ekibin temsilciliğini üstlenen Trump elbette büyük bir sorundu; ancak Biden da öyle! Çünkü her ikisini de ABD emperyalizminden soyut ele almak, irdelemek mümkün değildir ve olamaz da!

Trump'ın ne olduğu "sır" değilken;[25] "ABD kapitalizminin zirvesindekiler Trump'ın artık gitmesi gerektiğini söyledi"[26] ve Biden da "ABD'de Demokratik Korku"yu[27] arkasına yedekleyen liberal yaygaralar eşliğinde sahnedeki yerini ald(ırtıld)ı.

  Bu yazı 7904 defa okunmuştur.

  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 34 30 1 3 80 21 93 +59
2 Fenerbahçe 34 28 1 5 89 31 89 +58
3 Trabzonspor 34 18 12 4 60 45 58 +15
4 Başakşehir FK 34 15 12 7 46 39 52 +7
5 Beşiktaş 34 15 13 6 45 40 51 +5
6 Kasımpaşa 34 14 13 7 56 59 49 -3
7 Çaykur Rizespor 34 14 13 7 45 51 49 -6
8 Alanyaspor 34 12 10 12 49 46 48 +3
9 Sivasspor 34 12 10 12 41 45 48 -4
10 Antalyaspor 33 11 10 12 38 38 45 0
11 Adana Demirspor 34 9 11 14 49 47 41 +2
12 Kayserispor 34 11 13 10 39 48 40 -9
13 Samsunspor 34 10 15 9 37 44 39 -7
14 MKE Ankaragücü 34 8 12 14 42 45 38 -3
15 Konyaspor 34 8 14 12 34 48 36 -14
16 Gaziantep FK 34 9 18 7 39 54 34 -15
17 Fatih Karagümrük 33 8 16 9 37 42 33 -5
18 Hatayspor 34 7 15 12 38 48 33 -10
19 Pendikspor 34 7 18 9 38 70 30 -32
20 İstanbulspor 34 4 23 7 26 67 16 -41
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 32 23 6 3 73 28 72 +45
2 Göztepe 32 20 6 6 56 19 66 +37
3 Sakaryaspor 32 16 7 9 48 33 57 +15
4 Çorum FK 32 16 9 7 53 33 55 +20
5 Kocaelispor 32 16 9 7 48 36 55 +12
6 Bodrumspor 32 14 7 11 39 21 53 +18
7 Boluspor 32 14 10 8 31 33 50 -2
8 Bandırmaspor 32 12 9 11 47 30 47 +17
9 Gençlerbirliği 32 12 9 11 37 32 47 +5
10 Erzurumspor FK 32 12 9 11 30 28 44 +2
11 Keçiörengücü 32 10 13 9 32 40 39 -8
12 Manisa FK 32 8 11 13 39 38 37 +1
13 Ümraniyespor 32 10 15 7 36 46 37 -10
14 Şanlıurfaspor 32 8 14 10 29 36 34 -7
15 Tuzlaspor 32 8 14 10 32 46 34 -14
16 Adanaspor 32 9 17 6 25 45 33 -20
17 Altay 32 5 24 3 15 73 15 -58
18 Giresunspor 32 2 26 4 15 68 7 -53
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 35 25 5 5 77 29 80 +48
2 Van Spor FK 35 24 5 6 63 34 78 +29
3 Bucaspor 1928 35 20 5 10 51 24 70 +27
4 1461 Trabzon FK 35 20 6 9 66 35 69 +31
5 Yeni Mersin İdman Yurdu 35 16 9 10 48 31 58 +17
6 Ankaraspor 35 15 8 12 42 32 57 +10
7 Karacabey Belediye Spor 35 13 10 12 42 34 51 +8
8 Beyoğlu Yeniçarşıspor 35 14 14 7 44 37 49 +7
9 Ankara Demirspor 35 14 16 5 38 44 47 -6
10 Kırklarelispor 35 11 13 11 32 38 44 -6
11 Altınordu 35 10 13 12 42 36 42 +6
12 Diyarbekir Spor 34 11 14 9 36 37 42 -1
13 Hes İlaç Afyonspor 35 10 13 12 24 34 42 -10
14 Serik Belediyespor 35 10 15 10 29 39 40 -10
15 Nazilli Belediyespor 36 11 16 9 38 57 39 -19
16 Zonguldak Kömürspor 35 10 17 8 38 56 35 -18
17 Kırşehir Futbol SK 35 5 22 8 34 71 23 -37
18 Bursaspor 34 5 21 8 24 62 20 -38
19 Adıyaman FK 35 3 25 7 24 62 16 -38
Takım O G M B A Y P AV
1 Kepezspor FAŞ 28 22 2 4 67 18 70 +49
2 Aliağa Futbol A.Ş. 28 19 0 9 60 18 66 +42
3 Ayvalıkgücü Belediyespor 28 15 6 7 40 25 52 +15
4 52 Orduspor FK 28 14 7 7 40 28 49 +12
5 İnegöl Kafkas GK 28 13 7 8 37 30 47 +7
6 Edirnespor 28 13 10 5 45 28 44 +17
7 Mardin 1969 Spor 28 12 11 5 40 34 41 +6
8 K.Çekmece Sinopspor 28 10 10 8 41 31 38 +10
9 Karabük İdmanyurdu Spor 28 10 13 5 27 44 35 -17
10 Artvin Hopaspor 28 9 12 7 33 29 34 +4
11 Talasgücü Belediyespor 28 10 14 4 34 45 34 -11
12 Kırıkkalegücü FK 28 8 15 5 31 42 29 -11
13 Gümüşhanespor 28 4 14 10 25 49 22 -24
14 Malatya Arguvanspor 28 3 21 4 21 57 13 -36
15 Tarsus İdman Yurdu 28 2 22 4 20 83 10 -63
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 29/04/2024 Fatih Karagümrük vs Antalyaspor
 03/05/2024 Beşiktaş vs Çaykur Rizespor
 03/05/2024 MKE Ankaragücü vs Alanyaspor
 04/05/2024 İstanbulspor vs Adana Demirspor
 04/05/2024 Kayserispor vs Fatih Karagümrük
 04/05/2024 Samsunspor vs Trabzonspor
 05/05/2024 Başakşehir FK vs Kasımpaşa
 05/05/2024 Galatasaray vs Sivasspor
 05/05/2024 Gaziantep FK vs Hatayspor
 06/05/2024 Antalyaspor vs Pendikspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 05/05/2024 Altay vs Adanaspor
 05/05/2024 Bandırmaspor vs Keçiörengücü
 05/05/2024 Bodrum FK vs Kocaelispor
 05/05/2024 Çorum FK vs Şanlıurfaspor
 05/05/2024 Eyüpspor vs Göztepe
 05/05/2024 Gençlerbirliği vs Giresunspor
 05/05/2024 Manisa FK vs Boluspor
 05/05/2024 Sakaryaspor vs Tuzlaspor
 05/05/2024 Ümraniyespor vs Erzurumspor FK
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 30/04/2024 Diyarbekir Spor vs Bursaspor
 04/05/2024 Adıyaman FK vs Hes İlaç Afyonspor
 04/05/2024 Altınordu vs Ankaraspor
 04/05/2024 Ankara Demirspor vs Yeni Mersin İdman Yurdu
 04/05/2024 Beyoğlu Yeniçarşıspor vs Karacabey Belediye Spor
 04/05/2024 Bucaspor 1928 vs Diyarbekir Spor
 04/05/2024 Bursaspor vs Van Spor FK
 04/05/2024 Kırklarelispor vs Zonguldak Kömürspor
 04/05/2024 Kırşehir Futbol SK vs 1461 Trabzon FK
 04/05/2024 Serik Belediyespor - Esenler Erokspor Esenler Erokspor ligdeki son 5 maçında hiç kaybetmedi  Esenler Erokspor yenilmez
 04/05/2024 Bursaspor - Van Spor FK Bursaspor ligde evindeki son 12 maçında hiç kazanamadı  Van Spor FK yenilmez
 04/05/2024 Adıyaman FK - Hes İlaç Afyonspor Adıyaman FK ligdeki son 20 maçında hiç kazanamadı  Hes İlaç Afyonspor yenilmez
 04/05/2024 Bucaspor 1928 - Diyarbekir Spor Diyarbekir Spor ligdeki son 9 maçında hiç kazanamadı  Bucaspor 1928 yenilmez
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 27/04/2024 Malatya Arguvanspor 3 - 4 Talasgücü Belediyespor
 27/04/2024 Gümüşhanespor 2 - 4 Kepezspor FAŞ
 27/04/2024 Artvin Hopaspor 0 - 1 52 Orduspor FK
 27/04/2024 Mardin 1969 Spor 4 - 2 İnegöl Kafkas GK
 27/04/2024 Tarsus İdman Yurdu 1 - 1 Karabük İdmanyurdu Spor
 27/04/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor 1 - 0 Edirnespor
 27/04/2024 Aliağa Futbol A.Ş. 6 - 3 Kırıkkalegücü FK
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
ŞANS OYUNLARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI