Sibel ÖZBUDUN
  Güncelleme: 17-05-2023 08:33:00   17-05-2023 08:32:00

İBRAHİM KAYPAKKAYA’DAN ÖĞRENMEK-SİBEL ÖZBUDUN

 

SİBEL ÖZBUDUN

 

"İşçi sınıfının

ekmekten çok

onura ihtiyacı var."[1]

 

 

Patika Dergisi (PD): İbrahim Kaypakkaya'nın katledilmesinin üzerinden 50 yıl geçti. 50. yılında Kaypakkaya'yı özgün kılan nedir?

 

Sibel Özbudun (SÖ): İbrahim Kaypakkaya'nın 68 devrimci hareketi içerisindeki, onu hem kendi bağlamı, hem de günümüz açısından "özgün" kılan, bence "süreklilik içinde kopuştan kopuş"u temsil etmesidir.

Malûm, dünyada 68 hareketi, kireçlenme emareleri gösteren, bürokratikleşmiş ve sosyalizmi bir "kalkınma/ sanayileşme" edimine çevirmiş (kuşku yok ki bunda İkinci Paylaşım Savaşı'nın ülkede yol açtığı yıkımı onarma çabalarının payı önemlidir) reel sosyalizm anlayışından bir "kopuş" özelliği taşımaktadır. Avrupa-ABD 68'ine damgasını vuran esin kaynağı Anarşizm'dir, çeper ülkelerde ise daha çok eski sömürgelerdeki (Latin Amerika, Asya, Afrika...), köylülüğün başı çektiği antiemperyalist halk savaşları, yani Mao, Che, Castro, Amilcar Cabral, Franz Fanon hattı yol gösterici olmuştur.

Bu kopuşun coğrafyamızdaki izdüşümü, Dev Genç'in reel bir sosyalizm anlayışının sürdürücüsü TKP-TİP hattından kendini ayrıştırmasıdır. Bu ayrışma görünüşte TİP'in "sosyalizme parlamentarist geçiş" konumlanışına karşı, radikal eylemlere ve silahlı mücadeleye daha yakın gözüken MDD etkilenimin ağır basması şeklinde tezahür edecektir - ama kısa bir süreliğine.

Devrimci gençlik, bir süre aynı dergi çevresinde (Aydınlık) toplandığı MDD'den de koparak her biri kendi yolunu çizmeye yönelecektir: THKPC, THKO, PDA (ve bir süre sonra PDA'dan ayrılan, Kaypakkaya'nın TİKKO/TKP-ML'si)

Devrimci gençlik MDD hattıyla yolları ayırmıştır ayırmasına, ama aşamalı devrim stratejisini benimseyen, antiemperyalizme antikapitalizm karşısında öndelik tanıyan, bununla bağlantılı olarak "millicilik" vurgusu yüksek olan MDD'nin bu yaklaşımı, bir başka deyişle Kemalizm'in "sol" versiyonu ("kalpaklı Kuvva'cılık") ayrılan kesimler üzerinde etkisini güçlü biçimde sürdürecektir. Bu, solculuğu Şevket Süreyya Aydemir, Doğan Avcıoğlu, İlhan Selçuk vb. okuyarak öğrenmiş bir kuşak için çok da yadırganacak bir durum değil belki...

"Herkesin gözü önünde yükseklere çektiğimiz bayrağın, proletaryanın kızıl bayrağı olup olmayacağı, işaret ettiğimiz lekelerin temizlenip temizlenmeyeceğine bağlıdır. Biz, bütün samimiyetimizle bu lekelerin temizlenmesini istiyoruz,"[2] diyen İbrahim Kaypakkaya'yı bir "kopuş kuşağı" olan kendi kuşağı içinde de istisna kılan, onun Kemalizm'le hesaplaşmayı göze alan ilk devrimci olmasıdır. Kuşağı için "tamamlanmamış bir milli demokratik devrimin önderi", "antiemperyalist mücadele lideri", "ulusal bağımsızlığın kurucusu" sayılan Mustafa Kemal'i "hâkim sınıf milliyetçiliği"nin kurucusu, Kemalizmi de "hâkim sınıf ideolojisi" olarak niteleyen, ilk, odur.

 

PD: 21 yıllık AKP iktidarı dönemindeki Ilımlı İslâm ve yeni Osmancılık fikri dolayısıyla Kemalizm yeniden "bir kurtuluş reçetesi" olarak halkın gündemine sokulmuş durumda. Kemalizm'in günümüzde ki durumunu Kaypakkaya'nın tespitleri doğrultusunda değerlendirir misiniz? (Bu soruyu seçimler göz önüne tutularak cevaplanabilir)

 

SÖ: Yukarıda değindiğim konumlanışı İbrahim Kaypakkaya'yı kendi dönemi için olduğu kadar, günümüz için de çok önemli kılıyor. Sizin de dediğiniz gibi, Kemalizm'e karşı bir "rövanş" hareketi olarak nitelenebilecek AKP'nin neo-Osmanlıcılığı'na, siyasal İslâm'ına ve iktidarını konsolide etmek üzere kitleleri tabir yerindeyse "de-sekülarize" etme, laiklikten uzaklaştırma teşebbüsleri, Kemalizm'i bir kez daha "kıymete bindirdi". Oysa şunu görmek gerek, AKP'ye bu denli geniş bir manevra sahası sağlayan, bizatihi Kemalist yöntemlerdi. Nedir bunlar? Hâkim ideolojinin kaynağı ve propagandisti bir elit eliyle toplumu yukarıdan aşağıya doğru biçimlendirme teşebbüsü, çoğul(cu)luğa cevaz vermeme, bütün inisyatifleri tek bir merkezde, sınırlı bir çevrenin elinde toplama, özerk davranma taleplerini bastırma...

Kemalist bürokrat, Ankara valisi (1929-1946) Nevzat Tandoğan'ın 1944 yılında tutuklanan dönemin namlı Türkçülerinden Osman Yüksel Serdengeçti'ye söylediği kaydedilen "Sizin milliyetçilikle, komünizmle ne işiniz var? Milliyetçilik lazımsa bunu biz yaparız. Komünizm gerekirse onu da biz getiririz" sözleri bu bağlamda çok tipiktir. Bunu, örneğin Süleyman Soylu'nun, Kürt illerinde kayyım atanan belediyeler konusunda "Cumhurbaşkanımız 'bu belediyelerden rahatsızım' dedi, hepsini görevden aldık" ile yan yana getirdiğimizde, her iki yaklaşımın da tekil bir iradeyi topluma dayatma keyfiliğinden malul olduğu görülecektir.

Kanımca bugün bu coğrafyada sorun, burjuvazinin iki fraksiyonundan ("laik", "Batıcı" Marmara sermayesi ile "muhafazakâr", "yerli ve milli" denilen ama küreselleşme rüzgârından yararlanarak Orta Doğu'ya, Afrika'ya, hatta Latin Amerika'ya yaptığı açılımlarla palazlanan "Anadolu Kaplanları") birini tercih etmek değil, sömürülenlerin ve ezilenlerin, yani işçi sınıfının, köylülerin, Kürtlerin, kadınların iradeleriyle yeni, her türlü baskı ve sömürüden kurtulmuş, eşitlikçi-özgürlükçü, sosyalist bir toplumu biçimlendirme uğraşına girişmektir.

Kaypakkaya ezilenlerin ve sömürülenlerin eşitlikçi kardeşliğine işaret ettiği yıllarda da, bugün de hâkim sınıfın her türlü baskı ve sömürüsüne ezilenlerin-sömürülenlerin özerk iradesini geliştirmek ve sahip çıkmak devrimcilerin, sosyalistlerin asli görevidir, böyle olmalıdır.

 

PD: Eskimiş, şablon, modası geçmiş, devrimci bir kaynak, eylem kılavuzu, yaslanmamız gereken deneyim tartışmaları içerisinde 68 kuşağını özelde de İbrahim Kaypakkaya'yı değerlendirir misiniz?

 

SÖ: "Eskimiş, şablon, modası geçmiş" vb. nitelemeler, reel sosyalizmin göçtüğü, neoliberal versiyonuyla kapitalizmin kendini "yegâne, ebedi, değişmez düzen" ilan ettiği yıllarda sosyalist görüş ve anlayışları itibarsızlaştırmak için sıkça başvurulan, deyim yerindeyse "moda" kavramlardı. Neoliberalizmle doku uyumu içindeki "Yeni sol", "radikal demokrat" vb. görüşler, Marksizm- Leninizmi bu terimlerle damgalamaktan pek haz ederlerdi. Dikkat ederseniz, bugün burjuvazinin nitelikli temsilcileri dahi bu gibi nitelemeleri kullanmaktan kaçınıyor; kapitalizmin başını alamadığı, birbirini izleyen, birbirini tetikleyen krizler, sermayenin seçkin ideologlarını (V. İ. Lenin olmasa dahi) Karl Marx üzerine yeniden düşünmeye çağırıyor.

Bunun bir başka veçhesi de Marksizm-Leninizm'i "eskimiş, şablon, modası geçmiş"(!) vb.ilan eden "yeni sol" (radikal demokrat vb.) akımların piyasaya sürüldükleri 1990'lardan bu yana işçi sınıfı-emekçiler adına kalıcı tek bir kazanım sağlamak bir yana, o gün bugündür gemi azıya alan neoliberal kapitalizmin halklar üzerindeki tahribatını hiçbir şekilde hafıfletememiş olmasıdır. Son 20-30 yılın deneyimleri bize sömürü (dolayısıyla da) mülkiyet ilişkilerine son vermeyi, yani iktidarı hedeflemeyen hiçbir yaklaşımın (kimlikçilik, çokkültürcülük, çevrecilik, yatay dayanışma ağları, iktidar ilişkileri dışında küçük komünler yaratma girişimleri) hâl-i hazırdaki yıkıcı eşitsizlikleri gidermeye yetili olamayacağını gösterdi.

Bu durumda, özellikle 68 kuşağının kendisini yeniden donattığı kararlılık, gözüpeklik, eşitlikçi kardeşleşme, özgürlükçülük, dayanışmacılık ruhu ile Marksizm Leninizm'in güncelliği ortadadır. Uzun Yürüyüş'ü Başlatan Mao Zedung'un, Gramma yatında Küba kıyılarına doğru yol alan Fidel'in, Bolivya Cangıllarındaki Che'nin, Japon ve Fransız emperyalizmine karşı gerilla savaşı veren Ho Chi Minh'in tasarımları da budur: Emekçilerin sosyalist coğrafyasını kurmak.

Elbette bu mücadelenin araçları değişebilir. İlkçağ'daki köle ayaklanmalarından bu yana hiçbir devrimci kalkışma, kendini tekrar etmez, edemez, etmemelidir. Benim burada vurgulamaya çalıştığım, yeni, farklı, eşitlikçi, özgür bir dünya kurmak isteyenlerin, bunu ancak sömürü ve tahakküm ilişkilerini, sermaye sahiplerinin mülksüzler üzerindeki sömürü, baskı ve denetim araçlarını ilga ederek gerçekleştirebileceklerini bir kez daha vurgulamak. 68 kuşağının, ve özellikle de Kaypakkaya'nın amacı da buydu.

 

PD: Cumhuriyetin ikinci yüzyılına gireceğimiz bu günlerde "Demoktratik Cumhuriyet" güzellemeleri ve "ulusalcı-cumhuriyetçi" medeniyet paradigmaları ve resmi ideoloji konularını Kaypakkaya'nın fikirleri üzerinden nasıl değerlendirebiliriz.

 

SÖ: Yukarıda da vurgulamaya çalıştım; kapitalist üretim ilişkileri yıkılmadıkça "cumhuriyet"in önüne hangi sıfatı eklerseniz ekleyin, bir egemen sınıfın ezilen-sömürülen sınıflar üzerindeki baskı aracı olma vasfı, süre gidecektir.

Seçimlerin bir "TV şovu"na, demokrasinin bir "fars"a dönüştüğü, ABD'nin dahi Kongre'yi basan neofaşist başıbozukların gövde gösterileriyle ete kemiğe bürünen bir "darbe girişimi"ne sahne olabildiği koşullarda, öznel ya da nesnel olarak sınıflar arası uzlaşmacılığa, konsensüs'lere, ya da "kuruluş mitosları"na, "milli burjuvazi" arayışlarına yaslanan cumhuriyet tasarımları, geçersizdir. Siyasal rejimi ne olursa olsun (krallık ya da cumhuriyet) bağımsızlığa ve emekçiler, sürdürülebilir bir düzeni sağlamaya yetili bir burjuvazi kalmadı yeryüzünde. Bu nedenle, artık üzerinde kafa yorulması gereken, doğrudan demokrasinin "sosyalist cumhuriyet"tir.

 

PD: Dünya ve Türkiye-Kuzey Kürdistan devrimci hareketinin içinde bulunduğu durumu göz önüne alırsak 68 kuşağı ve özelde İbrahim Kaypakkaya bize hâlâ neyi öğütlüyor?

 

SÖ: Buna karşın, Kaypakkaya'nın özellikle PDA çevresine yönelttiği eleştirilerde ortaya çıkan, Kürtlerin bir "halk" değil bir "ulus" olduğu ve bir ulus olarak "Ulusların Kaderini Tayin Hakkı"nın öznesi oldukları vurgusu hâlen önemlidir.

Kaypakkaya sosyalistlerin, devrimcilerin "Ulusların Kaderini Tayin Hakkı" (UKTH) ilkesini desteklemesi ile ezilen ulusun bu hakkı hayata geçiriş fiiliyatının desteklenmesi arasındaki incelikli ayırımı özenle çizer. Ona göre, UKTH'nin desteklenmesi ilkeseldir; sosyalistler, devrimciler ezen ulusun ezilen ulusun ayrılma hakkı dahil kendi kaderini tayini girişimlerine yönelik her türlü bastırma girişimine amasız, fakatsız karşı durmalıdırlar. Ama bu ilke, ezilen ulusun bütün tercihlerinin kayıtsız koşulsuz desteklenmesi anlamına gelmez.

Yani bir "hak"kı desteklemek başka, o "hak"kın kullanılış biçimine tavır almak başkadır. Ya da şöyle söyleyecek olursak olursam, ezilen ulusun ayrı devlet kurma "hakkı"nın desteklenmesi başka, o ulusun egemen sınıflarının desteklenmesi başka şeylerdir.

Devrimciler, sosyalistler, bir yandan ezilen ulusların ulusal tahakkümden, boyunduruktan kurtulma mücadelelerini, yani ezilen ulusun ezen ulusa karşı mücadelesini, ama aynı zamanda (her iki ulustaki) tüm ezilenlerin, sömürülenlerin kardeşliğini ve sömürücü sınıflara karşı mücadelesini desteklerler. Ezilen ulusun kendi kaderini tayin hakkı ilkeseldir; ancak her iki ulusun komünistlerinin bu hakkın kullanılış tarzı konusundaki tutumlarını, konjonktür belirleyecektir...

İşçi sınıfı ve emekçiler açısından aslolan ise, "farklı milliyetlerden proleterlerin" şu ya da bu ulusal bayrağın değil, kendi sancağının etrafında toplanması, yani "Enternasyonal"dir. Hele ki, yukarıda da altını çizmeye çalıştığım gibi, burjuvazilerin "ulusal" niteliklerini ve halkları açısından sürdürülebilir bir düzeni sağlama yetilerini hemen tümüyle yitirdikleri bir çağda...

 

PD: Son olarak eklemek istedikleriniz var mı?

 

Ben Spartaküs'den Karmatiliğe, Şeyh Bedreddin'den Thomas Müntzer'e, Paris Komünü'nden Sovyet İhtilali'ne, Çin Devrimi'nden Küba'ya, 68'e emekçilerin sömürü ve tahakküme karşı eşitlikçi-özgürlükçü mücadelelerinin, günümüzde neoliberal kapitalizmin yalnızca emeğe değil, artık yeryüzündeki hayata da kast eder hâle gelen egemenliğine karşı bir varlık-yokluk mücadelesi verenlerin yaslanabileceği geleneği oluşturduğunu düşünüyorum.

Bu geleneğe, bu tarihe düşünce ve eylenmleriyle katkı yapan herkesten öğreneceğimiz çok şey var. Bu anlamda, İbrahim Kaypakkaya'nın öğrencisi olmaktan onur duyuyorum. Tıpkı Spartaküs'ün, Karl Marx'ın, V. İ. Lenin'in, Mustafa Suphi'nin, Dr. Hikmet Kıvılcımlı'nın, Behice Boran'ın öğrencisi olmaktan onur duyduğum gibi.

Bana bu paylaşım olanağını verdiğiniz için sizlere teşekkür ediyorum.

 

11 Mayıs 2023 17:18:23, İstanbul.

 

N O T L A R

[*] Patika Gazetesi, Mayıs 2023... https://gazetepatika19.com/kaypakkayanin-50-olumsuzluk-yili-sibel-ozbudun-ibrahim-kaypakkayadan-ogrenmek-135315.html

[1] Karl Marx.

[2] İbrahim Kaypakkaya, Bütün Eserleri, Nisan Yay., 2016, s.350.

 

 

  Bu yazı 3610 defa okunmuştur.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  YAZARIN DİĞER YAZILARI
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 34 30 1 3 80 21 93 +59
2 Fenerbahçe 34 28 1 5 89 31 89 +58
3 Trabzonspor 34 18 12 4 60 45 58 +15
4 Başakşehir FK 34 15 12 7 46 39 52 +7
5 Beşiktaş 34 15 13 6 45 40 51 +5
6 Kasımpaşa 34 14 13 7 56 59 49 -3
7 Çaykur Rizespor 34 14 13 7 45 51 49 -6
8 Alanyaspor 34 12 10 12 49 46 48 +3
9 Sivasspor 34 12 10 12 41 45 48 -4
10 Antalyaspor 33 11 10 12 38 38 45 0
11 Adana Demirspor 34 9 11 14 49 47 41 +2
12 Kayserispor 34 11 13 10 39 48 40 -9
13 Samsunspor 34 10 15 9 37 44 39 -7
14 MKE Ankaragücü 34 8 12 14 42 45 38 -3
15 Konyaspor 34 8 14 12 34 48 36 -14
16 Gaziantep FK 34 9 18 7 39 54 34 -15
17 Fatih Karagümrük 33 8 16 9 37 42 33 -5
18 Hatayspor 34 7 15 12 38 48 33 -10
19 Pendikspor 34 7 18 9 38 70 30 -32
20 İstanbulspor 34 4 23 7 26 67 16 -41
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 32 23 6 3 73 28 72 +45
2 Göztepe 32 20 6 6 56 19 66 +37
3 Sakaryaspor 32 16 7 9 48 33 57 +15
4 Çorum FK 32 16 9 7 53 33 55 +20
5 Kocaelispor 32 16 9 7 48 36 55 +12
6 Bodrumspor 32 14 7 11 39 21 53 +18
7 Boluspor 32 14 10 8 31 33 50 -2
8 Bandırmaspor 32 12 9 11 47 30 47 +17
9 Gençlerbirliği 32 12 9 11 37 32 47 +5
10 Erzurumspor FK 32 12 9 11 30 28 44 +2
11 Keçiörengücü 32 10 13 9 32 40 39 -8
12 Manisa FK 32 8 11 13 39 38 37 +1
13 Ümraniyespor 32 10 15 7 36 46 37 -10
14 Şanlıurfaspor 32 8 14 10 29 36 34 -7
15 Tuzlaspor 32 8 14 10 32 46 34 -14
16 Adanaspor 32 9 17 6 25 45 33 -20
17 Altay 32 5 24 3 15 73 15 -58
18 Giresunspor 32 2 26 4 15 68 7 -53
Takım O G M B A Y P AV
1 Esenler Erokspor 35 25 5 5 77 29 80 +48
2 Van Spor FK 35 24 5 6 63 34 78 +29
3 Bucaspor 1928 35 20 5 10 51 24 70 +27
4 1461 Trabzon FK 35 20 6 9 66 35 69 +31
5 Yeni Mersin İdman Yurdu 35 16 9 10 48 31 58 +17
6 Ankaraspor 35 15 8 12 42 32 57 +10
7 Karacabey Belediye Spor 35 13 10 12 42 34 51 +8
8 Beyoğlu Yeniçarşıspor 35 14 14 7 44 37 49 +7
9 Ankara Demirspor 35 14 16 5 38 44 47 -6
10 Kırklarelispor 35 11 13 11 32 38 44 -6
11 Altınordu 35 10 13 12 42 36 42 +6
12 Diyarbekir Spor 34 11 14 9 36 37 42 -1
13 Hes İlaç Afyonspor 35 10 13 12 24 34 42 -10
14 Serik Belediyespor 35 10 15 10 29 39 40 -10
15 Nazilli Belediyespor 36 11 16 9 38 57 39 -19
16 Zonguldak Kömürspor 35 10 17 8 38 56 35 -18
17 Kırşehir Futbol SK 35 5 22 8 34 71 23 -37
18 Bursaspor 34 5 21 8 24 62 20 -38
19 Adıyaman FK 35 3 25 7 24 62 16 -38
Takım O G M B A Y P AV
1 Kepezspor FAŞ 28 22 2 4 67 18 70 +49
2 Aliağa Futbol A.Ş. 28 19 0 9 60 18 66 +42
3 Ayvalıkgücü Belediyespor 28 15 6 7 40 25 52 +15
4 52 Orduspor FK 28 14 7 7 40 28 49 +12
5 İnegöl Kafkas GK 28 13 7 8 37 30 47 +7
6 Edirnespor 28 13 10 5 45 28 44 +17
7 Mardin 1969 Spor 28 12 11 5 40 34 41 +6
8 K.Çekmece Sinopspor 28 10 10 8 41 31 38 +10
9 Karabük İdmanyurdu Spor 28 10 13 5 27 44 35 -17
10 Artvin Hopaspor 28 9 12 7 33 29 34 +4
11 Talasgücü Belediyespor 28 10 14 4 34 45 34 -11
12 Kırıkkalegücü FK 28 8 15 5 31 42 29 -11
13 Gümüşhanespor 28 4 14 10 25 49 22 -24
14 Malatya Arguvanspor 28 3 21 4 21 57 13 -36
15 Tarsus İdman Yurdu 28 2 22 4 20 83 10 -63
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 29/04/2024 Fatih Karagümrük vs Antalyaspor
 03/05/2024 Beşiktaş vs Çaykur Rizespor
 03/05/2024 MKE Ankaragücü vs Alanyaspor
 04/05/2024 İstanbulspor vs Adana Demirspor
 04/05/2024 Kayserispor vs Fatih Karagümrük
 04/05/2024 Samsunspor vs Trabzonspor
 05/05/2024 Başakşehir FK vs Kasımpaşa
 05/05/2024 Galatasaray vs Sivasspor
 05/05/2024 Gaziantep FK vs Hatayspor
 06/05/2024 Antalyaspor vs Pendikspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 05/05/2024 Altay vs Adanaspor
 05/05/2024 Bandırmaspor vs Keçiörengücü
 05/05/2024 Bodrum FK vs Kocaelispor
 05/05/2024 Çorum FK vs Şanlıurfaspor
 05/05/2024 Eyüpspor vs Göztepe
 05/05/2024 Gençlerbirliği vs Giresunspor
 05/05/2024 Manisa FK vs Boluspor
 05/05/2024 Sakaryaspor vs Tuzlaspor
 05/05/2024 Ümraniyespor vs Erzurumspor FK
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 30/04/2024 Diyarbekir Spor vs Bursaspor
 04/05/2024 Adıyaman FK vs Hes İlaç Afyonspor
 04/05/2024 Altınordu vs Ankaraspor
 04/05/2024 Ankara Demirspor vs Yeni Mersin İdman Yurdu
 04/05/2024 Beyoğlu Yeniçarşıspor vs Karacabey Belediye Spor
 04/05/2024 Bucaspor 1928 vs Diyarbekir Spor
 04/05/2024 Bursaspor vs Van Spor FK
 04/05/2024 Kırklarelispor vs Zonguldak Kömürspor
 04/05/2024 Kırşehir Futbol SK vs 1461 Trabzon FK
 04/05/2024 Serik Belediyespor - Esenler Erokspor Esenler Erokspor ligdeki son 5 maçında hiç kaybetmedi  Esenler Erokspor yenilmez
 04/05/2024 Bursaspor - Van Spor FK Bursaspor ligde evindeki son 12 maçında hiç kazanamadı  Van Spor FK yenilmez
 04/05/2024 Adıyaman FK - Hes İlaç Afyonspor Adıyaman FK ligdeki son 20 maçında hiç kazanamadı  Hes İlaç Afyonspor yenilmez
 04/05/2024 Bucaspor 1928 - Diyarbekir Spor Diyarbekir Spor ligdeki son 9 maçında hiç kazanamadı  Bucaspor 1928 yenilmez
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 27/04/2024 Malatya Arguvanspor 3 - 4 Talasgücü Belediyespor
 27/04/2024 Gümüşhanespor 2 - 4 Kepezspor FAŞ
 27/04/2024 Artvin Hopaspor 0 - 1 52 Orduspor FK
 27/04/2024 Mardin 1969 Spor 4 - 2 İnegöl Kafkas GK
 27/04/2024 Tarsus İdman Yurdu 1 - 1 Karabük İdmanyurdu Spor
 27/04/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor 1 - 0 Edirnespor
 27/04/2024 Aliağa Futbol A.Ş. 6 - 3 Kırıkkalegücü FK
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
ŞANS OYUNLARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI