Aleviler’in ‘Gülbangçı’ Gericilikle İmtihanı

Gülbang kelimesi, etimolojik kökleri itibarıyla Farsça GÜL ve ses anlamına gelen BANG kelimelerinin birleşiminden türetilmiş "GÜL SESİ" anlamında yorumlanabilecek bir kelimedir. Son yüzyılın en önemli İslam asimilatörlerinden biri olan Abdülbaki GÖLPINARLI ise gülün sesi olmayacağını düşünerek, olsa olsa bülbülün sesi olmalıdır düşüncesi ile gülbang kelimesinin Türkçe karşılığını “Bülbülün Sesi” diye çevirmiştir.
 Tarih: 12-08-2021 10:03:54
Aleviler’in ‘Gülbangçı’ Gericilikle İmtihanı

Gülbang, genel olarak bazı İslamî tarikatlara (Halvetilik, Kadirilik, Rufailik gibi) mensup kişiler tarafından yüksek sesle dillendirilen dualardan oluşan sözlü bir ritüeldir ki bu ritüel, süreç içerisinde İslamlaştırılmaya çalışılan Aleviliğin çeşitli süreklerine de nüfuz etmiştir.

Gülbanglar, çeşitli İslamî ayin ve törenlerde genellikle "Allah Allah eyvallah" veya "Bism-i şah Allah Allah" girişiyle başlar ve peşinden de okunduğu yer veya duruma uygun bazı dilek ve temenniler ile devam eder. Yüzyıllara yayılan işgal ve asimilasyona bağlı olarak, Alevi-Bektaşi geleneğine de nüfuz eden Gülbang ritüeli, özellikle çerağ uyandırma, ikrar verme, sofra, evlilik, ölüm, sünnet, aşure, türbe (yatır) ziyareti ve nevruz gibi önemli gün ve olaylar sırasında ve sadece İslam peygamberi Muhammed'in soyundan geldiği iddia edilen seyyidler tarafından okunur olmuştur.

Buraya kadar yazdıklarımda çok da bilinmeyen bir durum yok aslında. Hatta gülbangla ilgili çok daha detaylı bilgilerin, aşağıda kaynaklarını verdiğim birçok yazılı eserde de bulunabileceğini kaydetmek isterim. Lakin yazının başlığında da anlaşılacağı üzere, benim derdim gülbangın ne olduğunu açıklamak değil, aksine tabu haline getirilmiş olan bir giz perdesini aralamak ve kırılan buz kalıbından Yol’a revan olmaktır.

Alevilik, Anadolu ve çevre coğrafyalarda yaşayan kadim halkların en eski sorgu yoludur. Kökleri milattan öncesine dayanan akılcı ve şüpheci bir yaşam kültürü ve aynı zamanda felsefi bir öğretidir. Sadece bu belirleme bile, Aleviliğin coğrafyamızı birbiri ardınca işgale yeltenen ve gücünü Hristiyan ruhban sınıfından alan Roma İmparatorluğu ile gücünü İslam ruhban sınıfından alan Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluklarının öncesinde de yaşanan bir kültür olduğunu göstermektedir.

Anadolu halklarının binlerce yıllık kadim kültürü olan Alevilik, Hristiyanlık ve İslam’dan da önce hayat bulmuş bir öğreti olarak, nasıl olur da İslam’ın tanrısına yakarış eylemi olan gülbangları kendi öğretisinin içinde uygulanabilir bir ritüel haline getirmiştir ? Aleviler, tarih boyunca hiçbir semavi dinin ritüellerini kendi yaşamlarına dahil etmedikleri halde, gülbanglar bu direnci nasıl kırmıştır ? Gübank okumak gerçekten de Aleviliğin içinde sarsılmaz bir duvar mıdır ? Gülbanglar yoluyla Aleviler’in yaşamlarına dinsel bir müdahale söz konusu mudur ?

Yukarıdaki sorular ve daha bunlar gibi akla gelen belli başlı birçok soru olabilir zihinlerimizi kavurup duran. Bilgi dağarcığımız genişledikçe, okuma ve araştırmalarla edindiğimiz yeni bilgilerle Yol ve Erkanımız’a dair çok daha derinlikli bilgilere ulaştıkça bu hususa dair sorularımız cevap bulmaya ve zihnimiz berraklaşmaya başlamaktadır. Nihayetinde bu yazıda kendimce ulaştığım sonuçları ve kanaatimi sizlere aktarmak istiyorum.

Gülbangların tarihini incelediğimizde, ilk gülbangların “Mir’âtü’l-Mekâsıd fî Def’i’l-Mefâsid” adlı eserde karşımıza çıktığını görürüz. Eser, tanzimat dönemi biyografi yazarlarından biri olan Topal Ahmed Rifat Efendi tarafından 1876 yılında kaleme alınmış ve bizzat Sultan Abdülaziz’in annesi Pertevniyal Valide Sultan tarafından yazdırılmıştır. Hatta kitabın tüm yazım ve basım masrafları da Pertevniyal Valide Sultan tarafından karşılanmıştır. Yani Osmanlı sarayı tarafından finanse edilmiş bir kitaptan bahsediyoruz.

Bu kitaba ilişkin bir diğer dikkat çekici husus da şudur ki kitabın aslında Yeniçeri Ocağı’nın kapatılması, Pir Bektaşî Veli’nin potnişini olan Hamdullah Çelebi ve beraberindeki dede-babaların idama mahkum edildikleri sürecin sonrasında 1873 yılında Harputlu Hoca İshak Efendi tarafından yazılmış olan “Kâşifu’l-esrâr ve dâfiu’l-eşrâr” adlı esere reddiye olarak yazıldığının altı çizilmektedir.

İlgili eserler arası tartışma ve kıyaslamaları bir kenara bırakarak her iki kitap hakkında kısa bir değerlendirme yapmak gerekiyor. İshak Efendi’nin 1873 yılında kaleme aldığı Bektaşilik karşıtlığı içeren kitaba reddiye olarak Ahmed Rifat Efendi tarafından yazılan ve sözde Bektaşiliği savunan kitapta ilk kez karşımıza çıkan gülbanglarla beraber, Bektaşiliğin ve dolayısıyla Alevi-Bektaşi geleneğinin topyekün olarak İslam’ın göbeğinde olduğu iddiasını savunan bir gömlek de biçilmektedir.

Aleviler için biçilen gömleğe biraz göz atalım ;

Ahmet Rifat Efendi, kitabın girişinde, Bektaşiliği de içinde saydığı bütün İslam tarikatlarının aslında aynı olduğunu, tek farkın şeklî olmakla beraber, zikirlerinin hafî (gizli) veya cehrî (açık) oluşlarında bulunduğunu ifade etmektedir. Varlıkların oluşumu, Nûr-u Muhammedî, fıtrat-ı Adem ve âlem başlıklarında insanın yaradılış hikayesine dair aktarımlarda bulunurken “Cemî hakâikden mukaddem hakîkat-ı Muhammediyye vücûd bulup evvel ü âhir isimlerine mazhâr oldu. Ânınçün âna hakîkatü’l-hakâik denilir.” demektedir.

Yazar, kitapta, Kâdiriyye, Rifâiyye, Desûkiyye, Bedeviyye, Sa’diyye, Şâzeliyye, Mevleviyye, Sünbüliyye, Şabaniyye, Cerrâhiyye, Bayrâmiyye, Celvetiyye, Gülşeniyye, Mısriyye, Zeyniyye gibi bazı tarikat ve tarikat kollarına ait silsilelere de yer verir ve tarikat kolları hakkında kısa bir açıklama yaptıktan sonra, ilginç bir şekilde Nakşibendiyye ve bu tarikatın Hâlidiyye kolunun silsilelerini verir ve ardından Bektaşiliğin silsilesini buraya dahil eder.

Kitabın ilerleyen bölümlerinde Ehl-i beyt hakkındaki hadis-i şerifler anlatılır, 12 imamın doğum ve ölüm tarihleriyle birlikte, ehl-i beytle alakalı detaylı bilgiler verdikten sonra Kerbelâ’da bulunanlar isim isim sayılıp, savaş meydanında nasıl şehadet mertebesine erdikleri tasvir edilmektedir. Kitabın nihai bölümünde Bektaşi tarikatına giriş ve akabinde yapılacaklar anlatılarak, sırasıyla biat, ikrar, kadınların biatı, tiğ-bend, post... mihmân; bazı tarcemân ve gülbanglar detaylı olarak kayda geçirilmiştir.

İslam Ansiklopedisi’nde ilgili kitaba ve yazarına dair aşağıdaki alıntıyı da yapmadan geçmek olmaz ;

“Kendisi de Bektaşî olan müellif mukaddimede bütün tarikatların aynı asıldan çıktığını, aralarındaki tek farkın zikirlerinin hafî veya cehrî oluşunda bulunduğunu, tarikatlar arasında bir üstünlük kıyaslaması yapmak istemediğini söyler. Nûr-ı Muhammedî konusuyla esere başlayan müellif ilk dört halife hakkında bilgi vererek Ferîdüddin Attâr’ın onlarla ilgili methiyelerini iktibas etmiş, on iki imamın isimlerini zikrettikten sonra silsileleri Hz. Ali’ye ulaşan Kādiriyye, Rifâiyye, Desûkıyye, Bedeviyye, Şâzeliyye, Nakşibendiyye ve Bektaşiyye gibi tarikatların silsilelerini vermiştir. Kitapta Nakşibendiyye ve Bektaşiyye’nin Hz. Ebû Bekir’e de ulaşan bir silsilesi olduğu belirtilerek cehrî ve hafî zikir meselesine temas edilmiş, ardından her biri “der beyân-ı ...” ifadesiyle başlayan başlıklar altında itikadî, fıkhî ve tasavvufî konular ele alınmıştır. Eserin yarıdan fazlasını oluşturan bu bölümde müellifin tamamen Sünnî bir çerçeve içinde kaldığı dikkat çekmektedir.”

“Mir’âtü’l-makāsıd’ın Bektaşî tarikatına ayrılan bölümü tarikatın pîri Hacı Bektâş-ı Velî, ayrıca Bektaşîliğin âyin, âdâb ve erkânı hakkında ayrıntılı bilgi içerir. Bu bölümde ele alınan konulardan bazıları şunlardır: Tevellî (tevellâ) ve teberrînin (teberrâ) hakikati, derviş ve fakr kavramları, mürşid-i kâmilin özellikleri, “Nâdi Ali”nin şerhi, zikir telkini ve hırka giyme, tâc-ı şerif, Bektaşî âyini, Ehl-i beyt hakkında hadisler, on iki imam, on dört mâsum, on yedi kemer-bestenin isimleri. Eserin sonunda Bektaşî tarikatı mensuplarının çeşitli vesilelerle okudukları evrâd, dua, tercüman ve gülbang metinlerine yer verilmiştir.” denilmektedir.

Bir kitabı neden bu kadar diline doladın diye düşüneniniz vardır mutlaka. Lakin şunu unutmamak gerekiyor ki gülbangların yazılı olarak tarihte kayıt altına alındığı ilk kitap özelliğini taşıyan arşiv belgesi niteliğinde bir kitaptan bahsediyoruz.

Tarihte 150 yıllık bir köprü kurarak günümüze gelecek olursak, gülbanglara tüm gücü ile sarılan ve sanki gülbanglar Aleviliğin kadim bir ritüeliymiş gibi düşünen her bir Alevi’nin bilmesi gereken temel şey, gülbangların yazım tarihinin sadece son 150 yıllık bir geçmişi olduğu ve yukarıdaki örneklerden de anlayacağınız üzere, İslam asimilasyonunun en önde tutulan aracı olduğudur.

O halde günümüzde Aleviliğin gülbangsız olamayacağını, hatta her eylemin gülbangsız yapılamayacağını iddia edenlerin, aynı zamanda Aleviliğin hiçbir semavi dinle ilişkisi olmadığını iddia ediyor olmalarını neyle açıklayabiliriz ?

Zannımca bu sorunun her halde iki ayrı cevabı olabilir ;

1) İddia sahipleri cahildirler ve tarihsel gerçeklerden bihaberdirler.

2) Sözde Alevilik üzerindeki İslamî asimilasyona karşı görünüp, gizliden gizliye asimilasyona çanak tutmaktadırlar.

Cevap tercihleri siz okurların olsun. Benim asıl gayem, Aleviliğin kendi yaşam coğrafyamızda ürettiğimiz en ilerici, aydınlanmacı ve direngen öğretisi olduğuna inanan biri olarak, günümüz yaşam formunda toplumsal çelişkilerden payımıza düşenleri bir bir parçalamak ve yazımın girişinde de ifade ettiğim gibi kırılan buz kalıbından Yol’a revan olmaktır.

Yeri gelmişken Harputlu Hoca İshak Efendi’in 1873 yılında kaleme aldığı eserine de değinmek gerekiyor. Yukarıda özellikle irdelediğimiz Topal Ahmed Rifat Efendi’nin yazdığı ve sarayın desteğiyle yayımlanan kitabında yazar, Harputlu Hoca İshak Efendi’nin yazdığı kitaba reddiyelerde bulunmuştur. Reddiyelerde bulunduğu doğrudur da neleri reddetmiştir bunları öğrenmek için İshak Efendi’nin kitabına da biraz göz atalım.

Ne diyor İshak Efendi “Kâşifü’l-esrâr ve dâfiu’l-eşrâr” isimli eserinde ?

Daha kitabın girişinde Alevi-Bektaşi tebaası için ; “Mâlûm ola ki, ehl-i İslâm’ı idlâl ile meşgûl olan taifenin en başlıcası tâife-i Bektâşiyân olup, halbuki bunların akvâl ü ef’âllerinden ehl-i İslam’dan olmadıkları mâlûm ise de bin iki yüz seksen sekiz tarihinde bütün bütün izhâr eylediler.”

… ifadelerine yer vermektedir. Yani İshak Efendi, Alevi-Bektaşi toplumunun İSLAM OLMADIKLARINI alenen kitabında zikretmiştir. Topal Ahmed Efendi ise saraydan ve bizzat da Sultan Abdülaziz’in annesi Pertevniyal Valide Sultan tarafından finanse edilen ve bastırılan kitapla İshak Efendi’nin iddiasını reddetmiş ve Alevi-Bektaşi toplumunun İslam’ın peygamberine kadar uzanan bir soy şeceresine sahip şeyhleri olan ve diğer İslam tarikatları ile bir olduğunu iddia etmiş, Alevi-Bektaşi inanışının İslam’ın özü olduğunu kanıtlamaya çalışmıştır. Bu iddiasını da kitabın son bölümünde kaleme aldığı gülbanglarla pekiştirmeye çalışmıştır.

Her şeyden önce yukarıda değindiğimiz ama detaylandırmadığımız bir hususu açıklayarak devam edelim. Nedir o husus ? Gülbangların, İslam peygamberi Muhammed’in soyundan geldiği iddia edilen ve kendilerine seyyid denilen kişiler tarafından okunabileceği ve her türlü ritüelin ancak bu kişilerin okuyacakları gülbanglarla icra edilebileceğini belirtmiştik. Günümüzde de bu kişiler, uydurma soy secereleri ile kendilerini seyyid olarak göstermekte veya öyle anlaşılmasını istemektedirler. İşte bu kişiler aslen tüm dinlerdeki ruhban sınıfını oluşturan bir sömürü zincirinin de halkalarını oluşturmaktadırlar. Bu yöntemle de Alevilik-Bektaşilik için İslam’ın bir tarikatı olduğu yanılsaması yerleşiklik kazanmaktadır.

Hem kendinizi, seyyidlik iddiası ile soyca İslam peygamberine bağlayacaksınız, hem de son 150 yılda uydurulmuş bir asimilasyon unsuru olan gülbanglara sarılacaksınız, bu eylemleriniz ile babadan oğula geçen tümüyle eril bir ruhban sınıfı oluşturup, bir taraftan Alevi inanışında Yol ve Erkan’ın yürütücüsü biziz derken, bir taraftan da bu pozisyonun her türlü toplumsal ayrıcalığını sonuna kadar kullanmaktan çekinmeyeceksiniz. Bunun adı düpedüz gericiliktir, sömürücülüktür, benmerkezciliktir. Tarihin tekerleğini ileri doğru iten, “Bilimden gidilmeyen yolun sonunu karanlık kabul eden” Alevi-Bektaşi öğretisinin içini boşaltmaktır. Açık ya da gizli Alevi-Bektaşi inanışını öğütmeye kilitlenmiş gerici İslam asimilasyonunun değirmenine kovayla su taşımaktır.

Günümüzde bizler, Aleviliğin her hangi bir semavi dinle uzaktan yakından ilişkili olmadığını, Aleviliğin yaşam coğrafyamızı işgal eden Hristiyanlık ve İslam dinlerinden de önce kadim bir inanış ve felsefi bir öğreti olarak yaşanır olduğunu iddia ediyorsak, daha cesur davranarak, daha fazla bilimsel veri içeren araştırmalarla zihinlerimizde bilince çıkarılması gereken tarihin gizil bahçesini kazmaktan bir an olsun imtina etmemeliyiz. Yol cümleden uludur diyenlerin gerçeğe olan aşkı hiçbir zaman bitmemiştir, bitirilememiştir.

Gülbanglar, Alevi inanç ve öğretisinin içine sinsice sokulmuş en önemli asimilasyon faaliyetlerinden biridir. Gülbanglardan arındırılmış bir Alevi-Bektaşi Yol’unun sürülmesine katkı sunan tüm canlara aşk olsun…

Sağlıcakla ve aşk ile…

Murat KILIÇ

11.08.2021

KAYNAKÇA :

1) Ahmed Rifat, Mir’âtü’l-makāsıd, İstanbul, 1876

2) Harputlu İshak Efendi, Kâşifü’l-esrâr ve dâfiu’l-eşrâr, İstanbul 1873

3) J. K. Birge, The Bektashi Order of Dervishes, London, 1965, s. 81; a.e.: Bektaşilik Tarihi (trc. Reha Çamuroğlu), İstanbul 1991, s. 94;

4) Salih Çift, “1826 Sonrasında Bektâşilik ve Bu Alanla İlgili Yayın Faaliyetleri”, UÜ İlâhiyat Fakültesi Dergisi, XII/1, Bursa 2003, s. 259-267

5) Mustafa Kara, “İshak Efendi, Harputlu”, DİA, XXII, 531.

6) TVD İslam Ansiklopedisi, İstanbul, 2005, 30.cilt 147-148 s.

 

  Bu haber 1298 defa okunmuştur.   Editör: welg medya   Kaynak: Welg medya haber
  YORUMLAR 0 Yorum YORUM YAP
Bu Haber'e ilk yorum yapan siz olun.
  FACEBOOK YORUM
Yorum
  DİĞER ANALİZ Haberleri
PUAN DURUMU
Takım O G M B A Y P AV
1 Galatasaray 34 30 1 3 80 21 93 +59
2 Fenerbahçe 34 28 1 5 89 31 89 +58
3 Trabzonspor 33 17 12 4 56 43 55 +13
4 Başakşehir FK 34 15 12 7 46 39 52 +7
5 Beşiktaş 34 15 13 6 45 40 51 +5
6 Kasımpaşa 34 14 13 7 56 59 49 -3
7 Sivasspor 34 12 10 12 41 45 48 -4
8 Çaykur Rizespor 33 14 13 6 43 49 48 -6
9 Antalyaspor 33 11 10 12 38 38 45 0
10 Alanyaspor 33 11 10 12 43 46 45 -3
11 Adana Demirspor 34 9 11 14 49 47 41 +2
12 Samsunspor 34 10 15 9 37 44 39 -7
13 MKE Ankaragücü 33 8 12 13 40 43 37 -3
14 Kayserispor 33 10 13 10 37 47 37 -10
15 Konyaspor 34 8 14 12 34 48 36 -14
16 Gaziantep FK 33 9 17 7 37 50 34 -13
17 Fatih Karagümrük 33 8 16 9 37 42 33 -5
18 Hatayspor 34 7 15 12 38 48 33 -10
19 Pendikspor 33 7 17 9 37 68 30 -31
20 İstanbulspor 33 4 22 7 26 61 16 -35
Takım O G M B A Y P AV
1 Eyüpspor 31 22 6 3 70 27 69 +43
2 Göztepe 31 19 6 6 54 19 63 +35
3 Çorum FK 31 16 8 7 52 31 55 +21
4 Sakaryaspor 31 15 7 9 45 31 54 +14
5 Bodrumspor 31 14 7 10 39 21 52 +18
6 Kocaelispor 31 15 9 7 45 35 52 +10
7 Bandırmaspor 31 12 8 11 46 27 47 +19
8 Gençlerbirliği 31 12 8 11 37 30 47 +7
9 Boluspor 31 13 10 8 28 32 47 -4
10 Erzurumspor FK 31 11 9 11 28 27 41 +1
11 Ümraniyespor 31 10 14 7 34 42 37 -8
12 Manisa FK 31 8 11 12 38 37 36 +1
13 Keçiörengücü 31 9 13 9 28 38 36 -10
14 Şanlıurfaspor 31 8 13 10 28 33 34 -5
15 Tuzlaspor 31 8 14 9 32 46 33 -14
16 Adanaspor 31 9 17 5 24 44 32 -20
17 Altay 31 5 23 3 14 70 15 -56
18 Giresunspor 31 2 25 4 13 65 7 -52
Takım O G M B A Y P AV
1 Van Spor FK 35 24 5 6 63 34 78 +29
2 Esenler Erokspor 34 24 5 5 76 29 77 +47
3 Bucaspor 1928 35 20 5 10 51 24 70 +27
4 1461 Trabzon FK 35 20 6 9 66 35 69 +31
5 Yeni Mersin İdman Yurdu 34 16 8 10 47 29 58 +18
6 Ankaraspor 35 15 8 12 42 32 57 +10
7 Karacabey Belediye Spor 35 13 10 12 42 34 51 +8
8 Ankara Demirspor 35 14 16 5 38 44 47 -6
9 Beyoğlu Yeniçarşıspor 34 13 14 7 42 36 46 +6
10 Kırklarelispor 35 11 13 11 32 38 44 -6
11 Altınordu 35 10 13 12 42 36 42 +6
12 Diyarbekir Spor 34 11 14 9 36 37 42 -1
13 Hes İlaç Afyonspor 35 10 13 12 24 34 42 -10
14 Serik Belediyespor 35 10 15 10 29 39 40 -10
15 Nazilli Belediyespor 36 11 16 9 38 57 39 -19
16 Zonguldak Kömürspor 35 10 17 8 38 56 35 -18
17 Kırşehir Futbol SK 35 5 22 8 34 71 23 -37
18 Bursaspor 34 5 21 8 24 62 20 -38
19 Adıyaman FK 34 3 24 7 24 61 16 -37
Takım O G M B A Y P AV
1 Kepezspor FAŞ 28 22 2 4 67 18 70 +49
2 Aliağa Futbol A.Ş. 28 19 0 9 60 18 66 +42
3 Ayvalıkgücü Belediyespor 28 15 6 7 40 25 52 +15
4 52 Orduspor FK 28 14 7 7 40 28 49 +12
5 İnegöl Kafkas GK 28 13 7 8 37 30 47 +7
6 Edirnespor 28 13 10 5 45 28 44 +17
7 Mardin 1969 Spor 28 12 11 5 40 34 41 +6
8 K.Çekmece Sinopspor 28 10 10 8 41 31 38 +10
9 Karabük İdmanyurdu Spor 28 10 13 5 27 44 35 -17
10 Artvin Hopaspor 28 9 12 7 33 29 34 +4
11 Talasgücü Belediyespor 28 10 14 4 34 45 34 -11
12 Kırıkkalegücü FK 28 8 15 5 31 42 29 -11
13 Gümüşhanespor 28 4 14 10 25 49 22 -24
14 Malatya Arguvanspor 28 3 21 4 21 57 13 -36
15 Tarsus İdman Yurdu 28 2 22 4 20 83 10 -63
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 28/04/2024 Çaykur Rizespor vs MKE Ankaragücü
 28/04/2024 Trabzonspor vs Gaziantep FK
 29/04/2024 Fatih Karagümrük vs Antalyaspor
 03/05/2024 Beşiktaş vs Çaykur Rizespor
 03/05/2024 MKE Ankaragücü vs Alanyaspor
 04/05/2024 İstanbulspor vs Adana Demirspor
 04/05/2024 Kayserispor vs Fatih Karagümrük
 04/05/2024 Samsunspor vs Trabzonspor
 05/05/2024 Başakşehir FK vs Kasımpaşa
 05/05/2024 Galatasaray vs Sivasspor
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 05/05/2024 Altay vs Adanaspor
 05/05/2024 Bandırmaspor vs Keçiörengücü
 05/05/2024 Bodrum FK vs Kocaelispor
 05/05/2024 Çorum FK vs Şanlıurfaspor
 05/05/2024 Eyüpspor vs Göztepe
 05/05/2024 Gençlerbirliği vs Giresunspor
 05/05/2024 Manisa FK vs Boluspor
 05/05/2024 Sakaryaspor vs Tuzlaspor
 05/05/2024 Ümraniyespor vs Erzurumspor FK
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 30/04/2024 Diyarbekir Spor vs Bursaspor
 04/05/2024 Adıyaman FK vs Hes İlaç Afyonspor
 04/05/2024 Altınordu vs Ankaraspor
 04/05/2024 Ankara Demirspor vs Yeni Mersin İdman Yurdu
 04/05/2024 Beyoğlu Yeniçarşıspor vs Karacabey Belediye Spor
 04/05/2024 Bucaspor 1928 vs Diyarbekir Spor
 04/05/2024 Bursaspor vs Van Spor FK
 04/05/2024 Kırklarelispor vs Zonguldak Kömürspor
 04/05/2024 Kırşehir Futbol SK vs 1461 Trabzon FK
 04/05/2024 Bursaspor - Van Spor FK Bursaspor ligde evindeki son 12 maçında hiç kazanamadı  Van Spor FK yenilmez
 04/05/2024 Adıyaman FK - Hes İlaç Afyonspor Adıyaman FK ligdeki son 19 maçında hiç kazanamadı  Hes İlaç Afyonspor yenilmez
 04/05/2024 Bucaspor 1928 - Diyarbekir Spor Diyarbekir Spor ligdeki son 9 maçında hiç kazanamadı  Bucaspor 1928 yenilmez
Tarih Ev Sahibi Sonuç Konuk Takım
 27/04/2024 Malatya Arguvanspor 3 - 4 Talasgücü Belediyespor
 27/04/2024 Gümüşhanespor 2 - 4 Kepezspor FAŞ
 27/04/2024 Artvin Hopaspor 0 - 1 52 Orduspor FK
 27/04/2024 Mardin 1969 Spor 4 - 2 İnegöl Kafkas GK
 27/04/2024 Tarsus İdman Yurdu 1 - 1 Karabük İdmanyurdu Spor
 27/04/2024 Ayvalıkgücü Belediyespor 1 - 0 Edirnespor
 27/04/2024 Aliağa Futbol A.Ş. 6 - 3 Kırıkkalegücü FK
HABER ARŞİVİ
GAZETEMİZ
Tüm Anketler
Web sitemize nasıl ulaştınız?
ŞANS OYUNLARI
BİZİ TAKİP EDİN
  • YUKARI